Bodrum, Marmaris, Alanya, Çeşme gibi Ege ve Akdeniz’in popüler tatil merkezleri pek bilinmezken, Akçakoca önemli bir turizm merkeziydi. 1980’de başlatılan turizm hamlesiyle birlikte Antalya ve diğer turistik bölgelerin öne çıkmasıyla Akçakoca adı unutulmaya yüz tuttu.
Turizmin eskimeyen yıldızı Akçakoca’yı yeniden canlandırmak isteyen Akçakoca Belediyesi, Akçakoca Ticaret ve Sanayi Odası ile Hemşin Köyü Muhtarlığı, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) yönetimini ağırlayıp bölgelerini tanıttılar.
TUYED heyeti Fakıllı Mağarası’nı gezip Beyören Köyü’nde geleneksel karakucak güreşlerini izledi. Bölgeye özgü kiremitte balık, dağ çileği, melengücceği ile Laz böreği tatlısı gibi yerel lezzetleri tattı. Heyet, Hemşin Köyü’ndeki bayram şenliklerinin ardından köyün 600 rakımlı tepesinde, Karatavuk Kalkındırma Kooperatifi’ne ait köy doğayla baş başa köy evlerinde konakladı. İşte TUYED heyetinin gözünden Karadeniz’in kıyısındaki Akçakoca gezisinin ayrıntıları:
Fakıllı Mağarası
İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlere ortalama 2,5 saatlik uzaklıkta bulunan Düzce’nin Akçakoca ilçesi, gezginlere doğa, rafting, mağara, kültür, deniz ve gastronomi alanlarında geniş seçenekler sunuyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan ilçenin tarihi Ceneviz Kalesi'nde yenileme çalışmalarına gelecek yıl başlanacak. Çalışmaların 2017’nin yazında bitirilmesi ve kültür gezginlerine tarihi kaleyi doya doya gezme imkânı sunulacak.
Sunulan diğer seçeneklerden biri de ilçenin 8 km güneydoğusunda bulunan Fakıllı Mağarası. Birinci Derecede Sit alanı olarak tescillenen mağaranın toplam uzunluğu 1017, ziyarete açık alanı ise şimdilik 350 metreyi buluyor. Yapılan çalışmaların tamamlanması halinde gezilebilecek alanın daha da genişletileceği belirtiliyor.
Doğal özellikler taşıyan mağaranın içinde çeşitli yönlere giden galeriler, sarkıt ve dikitler bulunuyor. Özellikle beyaz oda olarak anılan bölgeler damlataş bakımından zengindir. Çok dönemli gelişimi karakterize eden şekil ve yapılara sahip olan Fakıllı Mağarası yarı aktif bir mağara olarak tanımlanıyor.
Hemşin Köyü
Hemşinliler, Akçakoca’ya Rus Savaşı sırasında Artvin’den gelip yerleşmiş. Günümüzde Hemşinlilerin bir kısmı hala Rusya’da yaşıyor. Türkiye’ye gelenler Müslüman olmuş, Rusya’da kalanlar ise Hıristiyan olarak yaşamlarını sürdürüyor. Akçakoca’ya 15 km mesafede bulunan ve 1877 yılında Osmanlı Rus savaşı ardından Artvin’den gelen Hemşinlilerin kurduğu köyde tarihi Hemşin Köyü Camii bulunuyor. Birinci katında taş işçiliği örneği, ikinci katında ise çantı tekniği kullanılarak inşa edilen camii 150 yıla yaklaşan bir geçmişe sahiptir. Minaresinin de ahşap olduğu Hemşin Camii mihrap ve minberi, tavan işçiliği ile dikkat çekiyor. Hemşin’e giderseniz köy meydanında horon oynamayı, muhtarıyla sıcak çaylar eşliğinde sohbet etmeyi ve bölgeye özgü Hemşin armudunu ile Karayemiş’i dalından koparıp tatmayı unutmayın.
Mahalle Pazarı’nda alışveriş yapın
Yerel ekonomiye katkınız olsun istiyorsanız Yukarı Mahalle Pazarı’na mutlaka uğramalısınız. Burada sizi halkın bahçesinde üretip, dalından kopardığı meyve-sebzelerden, ev hanımlarının kendi elleriyle yaptığı melengücceği, Laz böreği tatlısı, erişte, dağ çileği reçeli gibi birbirinden güzel lezzetlerin sizi beklediğini unutmayın. Mahalle Pazarı yaz sezonu boyunca hafta sonları kuruluyor.
Burayı gezerken yöreye özgü tarihi dokuyu hissedip bölgeye özgü mimari hakkında da bilgi alacaksınız. Yorulduğunuzda içeceğiniz bir fincan çay ve kahve yorgunluğunuzu alıp güzel bir ortamda soluklanmasına yardımcı olacaktır.
Sahil ve plajlar
Akçakoca’nın 35 km’yi bulan sahili boyunca çok sayıda kumsallı plaj bulunuyor. Kent merkezindeki Martı, Tersane, Bulaklı, Köy Hizmetleri, Değirmenağzı, Çınaraltı ve Çuhallı Çarşı plajları yaz aylarında yoğun rağbet görüyor.
Nitekim Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici, ilçenin Ramazan Bayramı’nda ziyaretçi akınına uğradığını, otel ve pansiyonlar yüzde 100 doluluk oranına ulaştığını söylüyor. İlçenin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşayanların ilgisi çektiğini ifade eden Yemenici, “Bayram tatili dolayısıyla ilçe nüfusu 4 kat artarak 130 binlere yaklaştı” diyor.
Deniz turizmi keyfini çıkardıktan sonra Aktaş ve Sarıyayla şelalelerinin doğa sesi ve yeşilin her tonuyla bezenmiş görsel şöleni kaçırmayın deriz. Kurugöl Kanyonu’nda sizi zorluk dereceği orta ve ortanın üstü diye tanımlayabileceğimiz yürüyüşler bekliyor. Yürüyüş bazen sizi zorlasa da yolun sonuna kadar çıkarak şelalenin sunduğu görsel şöleni yaşayıp fotoğraflarını çekmenizi öneriyoruz.