Ölü Deniz yani Lut gölüne bir taksi şoförü ile anlaşarak gidiyoruz. 45 Jedi karşılığında bizi önce Lut gölüne götürecek, ardından Dönüşte Mute Savaşının yapıldığı yerden geçirerek geri dönecek. Şoförümüzün adı Wisam. Arabaya bindiğimiz gibi bize cep telefonundan çocuklarının resimlerini gösteriyor.
Amman Lut gölü arası 57 kilometre. Lut Gölü deniz seviyesinden 460 metre aşağıda yer alıyor. Ürdün Gedik Vadisi, yeryüzünün en alçak bölgelerinden ve buradan akan çok sayıda nehir var. Ürdün Nehri de bunlardan biri. Bu nehirler Lut gölüne ulaşıyor ve akarken bir çok tuz ve minarali de bu göle taşıyorlar. Bu nedenle Lut gölünün suyu, çamuru tıbbi açıdan önemli bir kaynak. Tuz oranı %35 olduğu için içerisinde hiçbir canlı yaşamıyor. Ve içine girdiğinizde taşıma kuvveti çok yüksek olduğundan batamıyorsunuz. Her yerde tabelalar ile uyarılar var. Gözünüze ağzınıza dikkat edin diye. Gölün büyüklüğü 25 km’ye 85 km. Aynı zamanda burası Lut kavminin de helak edildiği yer olarak geçiyor.
Gölün çevresinde sağlık turizmi için gelenleri konaklayabileceği bir oteller bölgesi inşaa etmişler hatta hala da yapımı devam eden birçok otel var. Bir de bazı turistik tesisler var. Girişinde yaklaşık kişi başı 15 euro ödüyorsunuz. Restaurantta ise açık büfe uygulaması var. Bu da kişi başı 12 euro civarında, içecekler hariç. Ama içecekler hiç te pahalı değil, bir tane kutu kola 1 Euro. Tesisin içine tabii ki yiyecek sokmak yasak.
Biz yemeğimizi yediğimiz gibi sahile iniyoruz. Sahilde birçok kişi ölü deniz çamurundan vücutlarına sürmüş dolaşıyorlar. Eksik kalmıyoruz. Görevliye kişi başı 3 Euro vererek vücudumuzu çamur ile sıvıyoruz. Ardından çamurun kuruması bekleniyor. Kuruduğu sırada zaten cildinizi geriyor. Şimdi de bunu gölün içinde çıkarma vakti, aman gözlere dikkat! Su gerçekten sıcak ve çok çok çok tuzlu. Biraz tatma fırsatım oldu da... En güzel kısmı ise bu suda sırt üstü yatmak. Suyun üstünde bir sağa bir sola dönüyorum ama batmıyorum. Yüzme bilmeyenler burada yüzmeyi öğrense, normal denizde kesin boğulur. Hacı yatmaz gibi bir sağ bir sol deniz üstünde çeşitli numaralar yaptıktan sonra duş alıp, havuza yöneliyoruz. Gün batımında havuz kenarında nargile içmenin keyfini çıkartıyoruz.
Ölü Deniz (Dead Sea) ürünlerini alabileceğiniz bir de mağaza var burada. En ünlü marka ise Riviage. Ancak ben buradan almanızı önermiyorum. Çünkü aynı ürünler Havaalanındaki duty free’ye göre yaklaşık %25-%30 daha pahalı.
Tekrar Amman’a dönerken 5-6 tane land cruiser jeep arkamızdan geliyordu. Bir tanesi diğer şeride geçerek selektör yaktı ve tüm arabalar sağ tarafa geçerek jeeplere yol verdi. Meğerse Kral Abdullah yanımızdan geçiyormuş. Kral geçecek diye yolları falan kapatıp, trafiği felç etmiyorlar. Sadece yolda önceliği Kral’a tanıyor halk.
Dönüşte İslam tarihinin en zorlu savaşlarından olan Mute savaşının yapıldığı meydanı geziyoruz. Mute’nin Bizanslılar dönemindeki adı Filedelfiya’ymış. Burada bir de savaşta şehit olan ordu komutanlarının türbelerinin içinde bulunduğu bir camii var. Bizim bu camiyi gezmeye fırsatımız olmadı.
Ölü Denizde konaklamak isteseniz bölgenin memnuniyet derecesi yüksek otellerinden Kempinski Hotel Ishtar Dead Sea ve ya Holiday Inn Resort Dead Sea otellerini tercih edebilirsiniz.