Orta Çağ Kasabası Kutna Hora ve Tüyler Ürperten Kilise

Bir Ortaçağ kasabası ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olan bu ilginç kasaba, 13.Yüzyılda bölgede gümüş madenciliğinin de başlaması ve tüm Avrupa’ya ihracıyla zenginleşmeye ve önem kazanmaya başlasa da 16. yüzyılda gümüş madenciliğinin durmasıyla güç kaybetmeye başlar.

Tüm ülke gibi bu kasaba da çok iyi korunmuş ve görülmesi gereken çok sayıda Gotik, Rönesans ve Barok mimari tarzı kiliseler, katedral, çeşmeler, heykeller ve yapılar var.

Bunların içinde çok ilginç, aynı zamanda da çok hüzün veren bir yapı, bu kasabanın çok yakınındaki Sedlec Köyü’nde Kostnice Ossuary – Kemik Kilisesi yada Şapeli. Tüyler ürperten bir bir yer, yine de yüreğiniz dayanırsa görülmeli diyorum, unutmamak için, hep hatırlayıp ders almak için, zaten unutmanız mümkün olmayacak.

Bu ürpertici kilisenin içi, veba kurbanı 40.000 ila 70.000 insanın kemikleriyle dekore edilmiş.

Kilisede görünen her şey insan kemiklerinden yapılmış. Girişteki muazzam avize, avizeler, şamdanlar, zırhlar.. gördğünüz her şey. Bu kemikler, 14.yüzyılın başlarında veba salgınında ve  15.yüzyılın başlarında yapılan Hussite Savaşları'nda ölen insancıklara ait kemikler. Bu iskeletler kilisenin mezarlığında yer alırken, mezarlık kapatıldığında kemikler kilisenin içine alınarak piramitler halinde üst üste yığılmış. 1870 yılında ise Frantisek Rint adındaki bir ahşap oyma ustası özel bir izinle yüzyıllardır mahzende stoklanmış bu kemikler ve kafataslarıyla bu objeleri yapmış. 

Bu kilisede göreceğiniz kafatasları, kemikler salgın hastalıkların, savaşın ne denli yıkıcı yakıcı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yaplanlar kesinlikle bu kemik yığınının hafife almak için değil, unutturmamak için yapılmış. Fotoğraflar size anlatacaktır…. 
KUTNA HORA – SEDLEC’teki TARİHİ MERKEZİ 

St. BARBARA KİLİSESİ ve MERYEM ANA KATEDRALİ

Kutna Hora kasabası, bu bölgedeki gümüş madenlerinin ortaya çıkarılmasından sonra, gümüş zengini olur ve bu sayede, Bohemya Krallığı'nın ikinci en önemli şehri haline gelir, refahlığı sembolize eden eserlerle bezenerek bir kraliyet şehri olur. St. Barbara Kilisesi restore edilerek geç Gotik tarzı ile döneminin bir incisi olur. Sedlec Meryem Ana Katedrali ise, 18.yüzyıl başlarında Barok tarzı mimarinin çok güzel bir örneğidir ve Orta Avrupa mimarisini de ciddi anlamda etkiler. Bu muhteşem ve kent dokusunu çok iyi yansıtan Ortaçağ eserler sayesinde Kutna Hora dünyanın her yerinden ziyaretçileri çekmekte.

 
Çekoslovakya gezim burada sona eriyor, dedim ya az zaman ayırmışım.. Mutlaka tekrar gelmeliyim..

Mutlaka gidilesi bir ülke.

* * *
 
Çek Cumhuriyeti’nde görülmesi gereken çok önemli bir yer de Cesky Krumlo. Prag’a yaklaşık 180 km mesafede ve Ortaçağdan kalan bu şehrin de Unesco Dünya Mirası Listesi'nde. Prag kalesinden sonra Çek Cumhuriyeti’nin ikinci büyük kalesi. İşte burayı ve diğer kültürel miraslarını görmek için tekrar gitmek istediğim bir ülke oldu Çek Cumhuriyeti.
 Terezin Kampı'na gittiniz mi diye sorarsanız; cevabım hayır… Toplu mezarlar, soykırım müzesi, insancıkların acılarını yüreğinde hissetmek bir kez daha… Polonya’da gidip gördüğüm Auswitch Kampı bana uzun yıllar yeter, bir başkasını görmeye dayanamam sanırım.

( http://gezimanya.com/GeziNotlari/auschwitz-ve-birkenau-toplama-kamplari )

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.