Biz Madrid’e kadar gelmişken hemen 70 km uzaklıkta bulunan ve şövalyelerin şehri olan Toledo’yu görmeden gelmeyelim dedik ve birkaç saatimizi şehrin eski, Orta Çağ’dan kalma sokaklarında geçirdik.
Toledo şehri; İspanya'nın ortasında özerk bir bölgede. Madrid'e 70 km uzaklıkta, trenle yaklaşık olarak yarım saat sürüyor. Madrid'den Atocha Renfe tren istasyonundan binebilirsiniz.
İ.Ö. 590’da Yahudiler tarafından kurulmuş olan Toledo şehri; Romalılar, Ostrogotlar, Vizigotlar ve Arapların egemenliğinde uzun süre kalmış. 1085’de VI. Alfonso, şehri Araplardan geri alarak, İspanya’nın yeni başkenti yapmış. Sonraki dönemlerde Toledo’da üç toplum iç içe yaşamış; Hristiyanlar, Museviler ve Müslümanlar ve her toplum kendi kültürüyle zenginleştirmiş bu şehri.
Şehrin tarihi binaları içinde en dikkat çekeni Toledo Katedrali. İspanya'nın en büyük 3. katedrali olan bu yapıda çok sayıda şapel bulunuyor; Velasquez, Rubens, Goya ve El Greco gibi ünlü ressamların tabloları da bu katedralin duvarlarını süslüyor.
İspanya'nın en ünlü ressamlarından biri olan El Greco uzun yıllar Toledo'da yaşamış. Girit’te doğan, bir süre İtalya’da yaşayan ve Yunanlı köklerinden dolayı “El Greco” yani “Yunan” adını alan ressamın eserleri “El Greco’nun Evi” isimli müzede sergileniyor. Sanatçının dünyaca ünlü yapıtı Orgaz Kontu’nun Cenaze Töreni tablosu ise Santo Tome Kilisesi’nde bulunuyor.
Toledo, daracık sokaklara sahip ve şehre ilk baktığınızda kendini eski bir zamanda yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Şehir görkemli yapılarıyla büyüleyici. Yürüyerek oldukça yorulacağınız bir şehir çünkü çok fazla yokuş bulunuyor. Oldukça ihtişamlı olan Santa Maria Katedrali, Santa Maria La Blanca Sinagogu ve San Juan de los Reyes Kilisesi’ni görmeden gelmeyin. Eğer vaktiniz olursa Toledo Kasrı’nın içini de gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Zocodover Meydanı’na çıkan ara sokakları gezebilir, bulduğunuz yüksek bir noktadan şehri seyredebilirsiniz.