Orta Çağ'dan Merhaba: Toledo'da Gezilecek Yerler

Herkese merhaba,

Kısa sayılabilecek bir İspanya seyahati dönüşü, tüm bilgiler henüz tazeyken hemen yazılarımı tamamlamak istedim :) Hazır Madrid'e kadar gitmişken İspanya'nın eski başkenti Toledo'yu da gezelim dedik ve yaklaşık bir günümüzü buraya ayırdık. Çok büyük bir şehir olmadığı için de yeterli oldu, epey keyif aldık diyebilirim.

Madrid'le Toledo arası yaklaşık 70 kilometre. Biz hızlı trenle gitmeyi tercih ettik ve gidiş yaklaşık 33 dakika sürdü. Madrid'de Puerta de Atocha istasyonundan hemen hemen her saat tren kalkıyor ve bilet fiyatları kişi başı 12 Euro civarında. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, gördüğüm en doğa dostu istasyonlardan biri Atocha. İçerisinde ağaç, çiçek ve kaplumbağalar var :)

Puerta de Atocha                                                         

Toledo'ya ulaştıktan sonra indiğimiz tren istasyonundan gezi otobüsleri kalkıyordu. Şehrin yokuşlu olduğunu okumuştuk. Bu sebeple şehri önce gezi otobüsüyle gezelim istedik ve kişi başı 9 Euro’ya bilet aldık. Hop on - Hop off otobüslerden olduğu için istediğiniz durakta inip gezebiliyorsunuz. Her yarım saatte bir yeni otobüs geliyor. Böylece çok zaman kaybetmeden otobüse tekrar binip gezinizi devam ettirebilirsiniz. Hiç inmeden devam ettiğinizde tur, yaklaşık bir saat sürüyor. Otobüs şehrin dışını da gezdirdiği için Toledo'yu uzaktan fotoğraflama şansınız oluyor :) Otobüs turu zaman anlamında da çok faydalı. Zira önemli yerleri hızlıca gezmiş oluyorsunuz.

Şehrin içindeki sokaklar dar olduğundan olsa gerek, otobüs turu genel olarak şehrin dışını kapsıyor. İç kısımlar içinse yürüyüş turları var. Bize otobüste verdikleri haritanın da fotoğrafını çekmiştim, genel olarak görülmesi gereken yerler haritada yazıyor. Mavi noktalarla işaretlenmiş alan yürüyüş turunu gösteriyor.


City Sightseeing Rotası

Toledo'yu güzel kılan en önemli unsurlardan biri bence şehrin panoramik yapısı. Fotoğraf çekmek için birebir :) Otobüs turunun da en büyük avantajı bu bölgeleri göstermesi. Zira buralara yürümek zor olabilir.

Şehrin içinden geçen Tejo Nehri şehri daha da büyüleyici kılıyor. İspanya'da doğup Portekiz'e dökülen nehir, 1038 kilometre uzunluğunda ve bölgedeki en uzun nehir olma özelliği taşıyor.

Otobüs turunda göreceğiniz önemli şeylerden biri de St. Martin Köprüsü. 14. yüzyılda yapılmış olan bu köprü, eski şehirle batı tarafını birleştiriyor. Hem sade hem de çok estetik bir köprü bence.


St. Martin Köprüsü

Toledo'da en etkileyici yerlerden biri de Bisagra Kapısı'ydı. Kapının kendisinden ziyade kuleleri beni daha çok etkiledi, yeşil taşlarla süslenmişler ve epey güzel gözüküyor.

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde bulunan şehrin eski dokusu insanı Orta Çağ'da yaşıyor gibi hissettiriyor. Eski yapıları seven biri olarak bu şehir tam bana göre diyebilirim :)

Toledo'da en çok dikkatimi çeken şeylerden biri balkonlarda asılan bayraklar oldu. Sebebini sonradan epey araştırınca buldum. Corpus Christi denilen dini bir festival dolayısıyla tüm şehir böyle bayraklarla süsleniyormuş. Bu festival Toledo'nun en önemli etkinliklerinden biriymiş. Festival zamanında orada olamasam da öncesinde en azından festivalin etkilerini görmüş oldum :) Mayıs ayında giderseniz büyük olasılıkla siz de böyle süslü balkonlarla karşılaşacaksınız.


Toledo'daki Süslü Balkonlar ve Alcazar


Toledo Sokakları

Toledo genel olarak sokaklarına girip kaybolabileceğiniz bir şehir. Hiç beklemediğiniz bir yerden estetik dokulu bir bina çıkabiliyor. Tabii buna rağmen hazır gitmişken görmeyi atlamamanız gereken bazı yerler de var.
Bunların başında Alcazar geliyor. 3. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun sarayı olarak inşa edilmiş ve Toledo'nun en yüksek noktalarından birinde kalıyor. Çok ihtişamlı bir bina. Merkeze yakın olduğundan ekstra bir çaba sarf etmeden burayı göreceksiniz :)

Şehrin hemen hemen her yerinden gözüken katedral de en önemli yerlerden biri. Gotik yapıya sahip bu katedral 13. yüzyılda yapılmış ve mimari açıdan çok hoş. Buranın fotoğrafını çekmek de önemli bir turistik aktivite bence :) Biz içine giremedik; ancak 14.00'den sonra girilebiliyormuş diye okudum.


Katedral

Toledo'nun en önemli özelliklerden biri de Müslüman, Yahudi ve Hristiyanların bir arada yaşadığı yer olması. Burası uzun bir zaman boyunca İber Yarımadası'nın kültür ve din merkezi olarak işlevini sürdürmüş. Şehirde önemli sinagoglar bulunuyor. İkisi birbirine yakın olduğu için fırsatınız olursa ikisine de uğrayabilirsiniz. Biz sadece Santa Maria Sinagogu'na gidebildik. Diğerinin ismi El Transito.

Santa Maria Sinagogu'nun içine girmek için bilet almak gerekiyor; ancak girmeseniz de olur diye düşünüyorum. Biz meraktan bir bakalım dedik ama içerisinde görülecek fazla bir şey yok diyebilirim.


Santa Maria Sinagogu

Toledo'ya gittiğinizde Alcazar'dan başlayarak yazının başında fotoğrafını paylaştığım yürüme rotasına göre tüm şehri gezebilirsiniz. 16. yüzyılda Toledo'da yaşamış olan ünlü sanatçı El Greco'ya adanan Museo Del Greco'ya da mutlaka uğramanızı öneririm.

Toledo'da eski şehri gezerken karşınıza onlarca hediyelik eşya dükkanı çıkıyor. Çelik ve el boyaması seramik konusunda epey alternatif var. Tabii Don Kişot'un şehri olduğundan kılıç benzeri ufak hediyelik eşyalar da bulunuyor.

Zamanımız kısıtlı olduğu için görmek istediğimiz yerlere uğradıktan sonra Madrid'e geri dönmek üzere istasyona ulaştık ve buraya kelimenin tam anlamıyla bayıldım. Bu kadar estetik bir istasyon daha önce görmemiştim diyebilirim :) Özellikle eskiden bilet satmak için kullanılan bu gişenin ince detaylarına hayran oldum.


Tren İstasyonu

Toledo'yu görmek için zaman ayırmış olmak sevindirici oldu benim için. Tarih kokan çok güzel bir Ortaçağ şehri. Bu kadar küçük bir şehrin tarihi ve mimari zenginliği insanı gerçekten etkiliyor.

Güzel bir seyahat diliyorum :)

Sevgiler,Zeynep

bolvoyage

Yazar Hakkında

bolvoyage

Merhaba,Ben Zeynep. Kendimi tam zamanlı kurumsal hayat insanı, yarı zamanlı gezgin olarak tanımlıyorum.