Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Gemlikliyim, aslen teknik ressamım. Televizyon öncesini bile hatırlayacak yaşa, benim boyumu çoktan aşmış iki çocuğa ve ne mutlu ki benden bile çok gezen bir eşe sahibim :) Bir de en korktuğum şey hastalıklar (haklı sebeplerim var).

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Kendinizi bir “gezgin” olarak nasıl tanımlarsınız?
Her an gitmeye hazır. Gezmek için yer, zaman, mekân fark etmez. Sürekli içimde hadi git ve keşfet diyen bir ses var.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Çok sayıda ülke ve şehir gezip gördüğünüzü biliyoruz, peki favoriniz neresi?
Evet, Avustralya hariç 4 kıtada onlarca ülke gördüm. Ama en sevdiğim Şangay oldu. O kadar özgün, hem modern hem geleneksel ki… Teneke bir evin hemen yanında yükselen ultra modern bir gökdelen görebiliyorsunuz. Her türlü zıtlığı içinde barındıran, karınca gibi çalışkan ve her yaşta 19 gibi gösteren bu insanlara, kadim Uzakdoğu nezaketine ve bu ışık şehrine bayılıyorum.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Türkiye’de en sevdiğiniz tatil beldeleri nereler?
En sevdiğim yer Akyaka yani Azmak Suyu kıyısı. Ama bu bir sır. Oranın çok fazla tanınıp diğer birçok yer gibi yoz bir beton yığını olmaması için kimseye bahsetmiyoruz oradan. Aramızda kalsın bak. Buranın dışında, temiz ve berrak tüm deniz kıyısı yerler. Malum ben bir balığım. Su kıyısı olmazsa nasıl yaşarım!

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Seyahatleriniz öncesi nasıl hazırlıklar yaparsınız?
Seyahat öncesi biraz araştırma yaparım internetten. Kim ne yapmış ne görmüş. Ama özellikle herkesin baktığı pencereden değil de başka bir yönden bakmak, o çok turistik yerleri değil de kıyıda kalan minik sevimli veya komik ayrıntıları anlatmak en hoşlandığım kısım. Aklıma geldiği gibi dümdüz yazarım bazen. İyiyse iyi, kötüyse kötü.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Sıradaki seyahat planınız nereye? Ne kadar süre kalacaksınız, neler yapacaksınız?
Aralık ayının başında Şangay'a gideceğim yeniden. Bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyum. Bu sefer daha öncekinden daha fazla bir kalabalıkla gideceğiz. Instagram ve Facebook'taki arkadaşlarım da benle gelecek bir anlamda. Gittiğim yerlerde hep onlarla iletişim içinde olmak, onlara benim gözümden tüm dünyayı önyargısız sevdirebilmek. İşte blog yazmanın en sevdiğim yanı bu.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Blogunuz http://www.kutubaligi.com nasıl ortaya çıktı? Okuyucularınızla neler paylaşıyorsunuz
Doğrusu Gezimanya.com sayesinde ortaya çıktı. Ben yine böyle gittiğim yerleri ve fotoğrafları Facebook’ta ve Instagram’da yazıyordum. Sen blog yazsana dediler. Ama öyle tatlı dediler ki dayanamadım açtım. Tam 13 Aralık 2014'te kendime 45. yaş günü hediyesi yaptım. Henüz 1 yılı bile dolmadı yani. Blogda gezdiğim yerlerin yanı sıra; yolcu hakları, pratik bilgiler, ulaşım tüyoları gibi bilgiler de yazıyorum. Herkes daha çok gezsin diye.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. En çok hangi ülkede/şehirde hangi yiyeceği sevdiniz?
Yeme-içme benim en az sıkıldığım noktadır. Çünkü özellikle bilmediğim şeyleri yemeye bayılıyorum. Bir memlekette bir şey yeniyorsa asla ıyy demem mutlaka denemek isterim. Kendi kültürümüze saygı duyulsun istiyorsak biz de aynı saygıyı göstermeliyiz. Ama eşim benim tam tersim. Asla damak tadından vazgeçmez. O yüzden onunla gittiğimiz çoğu ülkeye kalıp kalıp Ezine peyniri, su böreği ve yaprak sarmayla gideriz :) Ama en unutamadığın tatlar derseniz; Las Vegas'taki açık büfeleri, Norveç'te tam fiortlarda buzulun yanında yediğimiz somonu, Batum'da balıkhaneden alıp hemen oracıkta pişirttiğimiz kalkanı unutamam. Büyük balık küçük balığı yer :)

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”
 
Farklı bir ülkeye yerleşecek olsanız nereyi seçerdiniz?
Neresi olurdu kesin söyleyemem ama neresi olmazdı deseniz kesinlikle İstanbul diyebilirim. Öyle kalabalık öyle kaba saba ve yoz bir şehir oldu ki burada çalışmak veya okumak zorunda olmayanların mutlaka kaçması gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın ve ülkemizin pek çok yeri daha huzurlu ve ucuz. Bu güzelim şehri İstanbul şimdiki halini asla hak etmiyor zaten.

Pınar Bulut: “Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır”

Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Sizce nelere daha dikkat etmeliler?
Öyle işinizden istifa edin kendinizi gezmelere verin filan asla demem. Çalışın paşa paşa. Ama planlı olun. “Erken rezervasyon” sihirli kelime! Erken rezervasyon ve bolca aktarmayla dünyanın her yanını gezebilirsiniz. Her şeyin dört dörtlük olmasını sakın beklemeyin. Gittiğiniz yerin kültürüne saygı duyun. Bizde şöyleydi böyleydi diye habire kıyaslamayın. Önyargılarınızı evde bırakın. İnsanlarla tanışın, dilini bilmeseniz de iletişim kurun. Görmeden sizin için yalnızca isimden ibaret olan bir şehir, dönüşte kalbinizden bir parça bıraktığınız bir yer olacaktır.