Salvador’da Gezilecek Yerler

Bahia eyaletinin başkenti ve Brezilya’nın kuzeydoğusundaki en büyük şehir olan Salvador çok eski ve köklü bir tarihe sahiptir. Avrupa’dan Brezilya’ya yapılan göçlerde ilk yerleşim yerlerinden biri olmuş ve burada koloniler kurulmuştur. Her köşesinde buram buram tarih kokan bu şehir UNESCO’nun Dünya Mirası olarak kabul ettiği 17. ve 18. yüzyıllardan kalma birçok yapıya sahiptir.

Pelourinho

8007919515_a7153742f2_b.jpg

Brezilya’nın en eski dönemlerinde kolonilerin başkenti olan Salvador’un hükümet ve konut merkezi olan Pelourinho, Salvador’un adeta kalbindedir. Kıyıdan 85 metre yükseklikte bulunan bu yer; tarihi, renkli ve çok iyi restore edilmiş binaları ile alışveriş, kültür merkezi, restoranlar, barlar ve canlı müzikler açısından da oldukça popülerdir.

17. ve 18. yüzyıl Latin Amerika’sının sömürge binalarının bulunduğu Pelourinho, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeye hak kazanmıştır. Salvador’a gelindiğinde kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başındadır. Pelourinho ismi ise meydanın eski tarihinden gelmektedir. Meydanda koloni yıllarında köleler ve suçlular cezalandırıldığı için meydana bu isim verilmiştir.

Barok mimarinin kendisini hissettirdiği Pelourinho’da ünlü bir müze de bulunmaktadır. Rua Gregorio de Matos’daki yerel tören danslarında kullanılan Candomble figürlerinin, kutsal ve sanatsal eserlerin bulunduğu 1701 yılında yapılmış bir binaya sahip olan Abelorda Rodrigues Müzesi aynı zaman da Şehir Müzesi olarak da bilinmektedir.

UNESCO sayesinde 1990’lı yıllarda başlayan restorasyon ile binaların cepheleri yenilenmiş ve merkezi yeniden canlandırmak için birçok şey yapılmıştır. Restorasyon sırasında tarihi dokularının bazılarını kaybeden Pelourinho, her şeye rağmen eskisinden çok daha güvenli ve çok iyi korunan bir bölge haline gelmiştir. Kültürel faaliyetleri, açık hava barları, butikleri, tiyatroları, müzeleri, kültür ve eğlence alanları ile Salvador’un gözbebeği olarak kabul edilmektedir.

Pelourinho, Brezilyalı ve yabancı sanatçılar için ilham kaynağı olarak kabul görmektedir. Bu sanatçıların başında gelen Michael Jackson,’They don't care about us’ adlı şarkısına burada klip çekmiştir.

Sao Francisco Kilisesi ve Manastırı

8dd44d8e943496d064ce618f0b27a934.jpg

Salvador’da bulunan hem kilise hem de manastır olan Sao Francisco Kilisesi, şehrin en tanınmış turistik yerlerindendir. İçindeki özel el yapımı yaldızlı oymalar ile kusursuz ve etkileyici bir görsel güzelliğe sahiptir.

Francis tarzında (adını da buradan almaktadır) manastır olarak düzenlenen bu yerin dekorasyonun tamamlanma süreci 18. yüzyılın ilk yarısına kadar devam etmiştir. Mevcut binalar olan kilise ve manastırın yapımları ise 17. yüzyılda tamamlanmıştır. Cephesi Barok tarzında dizayn edilmiş olan bina özenle hazırlanmış geniş ve uzun duvarları ile çok ağır bir havaya sahiptir.

Her köşesinde tarihin göze çarptığı bu kilisede, 1749 ve 1755 yılları arasında yapılmış sundurmalar, ahşaplar üzerine boyanmış paneller bulunmaktadır. Ünlü mimar Jose Joaquim da Rocha tarafından illüzyonist tarzda çizilen çok çarpıcı ve farklı bir görünüme sahip olan tavanla iç dekorasyona büyük bir ahenk katmaktadır. Kilisenin iç kısmından sonra ise büyük ve aydınlık avlu göze çarpmaktadır. Kilisenin karanlık yapısından sonra adeta ışığa kavuşulan bu avlu, ziyaretçilerini Rönesans döneminde hissettirebilecek kadar güçlü bir ambiyansa sahiptir.

Manastırın mimarisi de kiliseninki kadar güçlü ve çarpıcıdır. Manastırın iç duvarları, 17. yüzyıl döneminin ünlü Flaman sanatçısı olan Otto van Veen’in eserlerine dayanan azujelo adı verilen kiremitlerle süslenmiştir. Bu kiremitler üzerinde dini içerikli ve oldukça etkileyici resimler bulunmaktadır.

Brezilya’nın dünden bugüne sahip olduğu tüm dini etkilerin eserlerdeki yansıması oldukça net bir biçimde görünmektedir. Brezilya madenlerinden çıkarılan altınlarla işlenmiş tavanlar, duvarlar ve semboller nedeni ile Altın Kilise olarak da bilinmektedir. Diğer kiliselerden oldukça farklı tarzda olduğu için kesinlikle gidilip görülmesi gerekmektedir.

Frades Adası

Salvador’a ait bir ada olan Frades Adası, o kadar iyi korunmuş ki ziyaretçilerin gelme nedeni adanın vahşi denebilecek doğasında vakit geçirmektir. Mükemmel plajlara sahip olan bu ada, tüm gün sıkılmadan izlenebilecek manzarası ile doyumsuz bir zevk sunmaktadır. Sakin ve saydam bir denize sahip olan ada, kamuya bırakılmıştır ve özel sektörün müdahalesine izin verilmemiştir.

Gelgitler ile doğal yollarla oluşan kıyıları ise turistlerin ilgisini çeken bir başka özelliğidir. 1982 yılında ekolojik rezerv olarak kabul edilen ada; Hindistan cevizi ağaçları, dağlar, göller, şelaleler, Brezilya’ya özgü yerli ağaç türleri ile kaplıdır.

Doğal atmosferi çok iyi korunan bu adada 2003 yılına kadar elektrik kullanılmıyordu. 2003 yılından önce ise çok ilginçtir ki adada sadece mum aracılığı ile aydınlatma sağlanıyordu.

Mercan resifleri ile birçok ıssız plaja da sahip olan adada dalış sporu da oldukça popülerdir. Bunun nedeni plaj alanının 15 metreyi geçmesi ve suyun derinliğinin 11 metreyi bulmasıdır. En ünlü plajların başında Ponta de Nossa Senhora Loreto, Paramana ve Viração gelmektedir.

En çok ziyaret edilen ve kasabanın ünlü plajlarından biri olan Ponta de Nossa Senhora Loreto; dinlenmek, doğanın tadını çıkarmak için en ideal yerlerdendir. Turistlerin çadırlarda kaldığı bu yerde yemek olarak genelde deniz ürünleri ve yanında bira servis edilmektedir. Hindistan cevizi ağaçlarının süslediği manzaraya sahip ada, hafta sonları turistlerin akınına uğramaktadır.

Adaya ulaşmak için iki seçenek bulunmaktadır: En hızlı olanı Bahia Denizcilik Merkezi’nden kalkan gemilerdir. Gemi ile ulaşım sırasında diğer adaların güzel manzarasını izlemek de yolculuğu eğlenceli hale getirmektedir. Ayrıca diğer merkezlere de küçük teknelerle ulaşım sağlanmaktadır.

Elevador Lacerda

elevador-lacerda.jpg

Salvador’un eşsiz manzarasını geniş bir açıdan görmek isteyenlere mükemmel bir fırsat sunan Lacerda Asansörü kesinlikle gidilip görülmelidir. Şehrin yukarı ve aşağı kısmını aynı anda görmenin çok orijinal bir yoludur.

1872 yılında yapılan bu asansör 72 metre yüksekliğinde iki kuleye sahiptir. 128 kişilik kapasiteye sahip olan asansör yirmi dört saat boyunca açıktır. İlk asansörün 17. yüzyılda yapıldığı Salvador’da asansör kullanımı adeta bir gelenek haline gelmiştir. Salvador’un ünlü mühendisi Antonio Lacerda’nın yaptırdığı bu asansör, 1955 yılında kamuya açılmıştır.

2002 yılında restore edilen Lacerda, panoramik pencereleri ve gece manzarası ile pek çok ziyaretçinin favorisi konumundadır. Ayrıca asansör, iskeleye ulaşımı da oldukça kolaylaştırmaktadır. Dört kabinden oluşmakta olup iki kabinin tarihi dekorasyonuna dokunulmamıştır ve gezinti yaklaşık otuz saniye sürmektedir.

Asansör, Eski Şehir olarak adlandırılan bölgedeki Praça Cairu Tome de Souza Sarayı ile yeni şehir Praça Cairu Meydanı’nı birbirine bağlamaktadır. Cairu Meydanı’nda 2013 yılında büyük bir bütçe ile geliştirme çalışmalarına başlanmıştır. Salvador’un büyük ve tarihi binası Mercado Modelo, şehrin eski bölgesindedir. Lacerda’nın üst kısmına çok yakın olan bu bina, iki katlı ve dokuz bin metrekarelik bir alana sahiptir. İçinde birçok hediyelik eşya dükkanı, yerel lezzetlerin tadılabileceği birçok restoran bulunmaktadır. Çok eski dönemlerde Salvador’un ticari merkezi olan bu yer, 1984 yılında restore edilerek turizm amaçlı kullanılmaya başlanmıştır.

Lacerda’nın alt kısmındaki büyük limanda ise geniş ve güvenli bisiklet yolları ile yürüyüş parkları bulunmaktadır.

Plajlar

photo.jpg

Büyük ve doğal bir yarımada üzerinde bulunan Salvador, Azizler Körfezi ile Atlantik Okyanusu’nu birbirinden ayırmaktadır. Hem körfeze hem de okyanusa kıyısı bulunan Salvador’un sörf, dalış, eğlence ve turizm gibi çeşitli amaçlarla kullanılan birçok plajı bulunmaktadır. Gelgitlere maruz kalmadığı için daha sakin olan körfez kıyıları yüzmek için çok daha güvenlidir. Okyanusa olan kıyıları oldukça popüler ve sörf için oldukça idealdir.

Şehir merkezine en yakın plaj olan Porto da Barra körfez içinde bulunmaktadır. Bahia eyaletinin ilk yerleşim yeri olan bu yer, diğer plajlara göre daha sakindir. Özellikle yerliler arasında popüler olan bu plaj, hafta sonları ziyaretçilerin uğrak noktası haline gelmektedir. Kalabalığın arttığı sırada ise eşyalara kesinlikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Kayalıklarla çevrili doğal havuzlara sahip olan plaj sörf için iyi koşullara sahiptir. Plaja yakın ve birçok restorana sahip olan Rio Verholme Mahallesi de oldukça popülerdir. Plajın biraz ilerisinde ünlü ve büyük bir deniz feneri olan Farol da Barra bulunmaktadır. Yüksek kayalıklarla çevrili fenerin bulunduğu yerdeki akıntı oldukça güçlü ve tehlikelidir. Bu nedenle profesyonel sörfçülerin dışında yüzmek için pek uygun değildir.

Altın sarısı kumları ve palmiye ağaçlarıyla süslenmiş olan Piata Plajı, bir başka ünlenmiş Salvador plajıdır. Akıntıya açık olmayan yapısı sayesinde sakin olan Piata’da rahatça yüzülebilmektedir. Bisiklet ve sabah yürüyüşleri için düzenlenmiş alanları ile ziyaretçilerin güzel anlar yaşamasını sağlamaktadır.

Salvador’un yerlilerinin nasıl yaşadığını, onların yiyeceklerini ve kültürlerini biraz daha tanımak ve görmek isteyenler ise Boa Viagem Plajı’nı tercih edebilirler. ‘İşçi Sınıfı Plajı’ olarak bilinen bu plaja pazar günleri gidilip yerli satıcılardan lezzetli yiyecekler tadılabilir.