Sevilla’nın gezilecek yerlerini anlattığımız yazıyı okuyunca şehrin çeşitli ve köklü geçmişine ve zengin kültürüne tanıklık edeceksiniz. Muazzam katedraller, küçük ve güzel meydanlar, saraylar, müzeler ve kuleleriyle Sevilla'da dinlenmenize vakit tanımayacak kadar görülecek yer var. Güzel manzaların tadına doyasıya varmak için Quadalquivir Nehri boyunca yürümenizi, tapas barları keşfetmenizi, ispanyol ezgileri eşliğinde sokaklarda dolaşmanızı öneririz. Sevilla’nın en önemli turistik ve tarihî noktalarını yazımızda bulabilirsiniz.
Sevilla Gezilecek Yerler
Sevilla’da gezilecek yerler yazımızda Endülüs bölgesine özgü mimariyi en iyi anlayabileceğiniz Plaza de España, Guadalquivir Nehri'ni gözleyebileceğiniz Torre del Oro, şehrin simgelerinden biri haline gelmiş olan ve UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde de bulunan Sevilla Katedrali ve Giralda Çan Kulesi, harika fotoğraflar çekebileceğiniz eğlenci mahalleler olan Santa Cruz ve Triana Semtleri, yine mimarisiyle sizi büyüleyecek olan Alcazar Sarayı, Macarena Bazilikası, Metropol Parasol, Triana, Flamenko Müzesi ve çok daha fazlası hakkında geniş bilgi bulabileceksiniz. Dilerseniz Sevilla'yı köşe bucak keşfetmeye başlayalım.
Plaza De España
Plaza de España yani “İspanya Meydanı” Sevilla’daki Maria Luisa Parkı’nın içinde yer alan ve 46 bin metrekarelik alanı kaplayan bir meydandır. 1928’de Kral XIII. Alfonso tahttayken açılan bu meydanın, Sevilla’ya ve tüm Endülüs Bölgesi’ne özgü mimarinin bir örneği olması amaçlanmıştır. Bu meydandaki yapılar hem İspanyol hem Moro hem de Rönesans mimarisinin örnekleridir. Günümüzde bu meydandaki binalar çoğunlukla devlet dairelerine ev sahipliği eder. 1962 yapımı dünyaca ünlü Arabistanlı Lawrence filminin ve 2002 yapımı Star Wars’ın 2. bölümünün bazı sahneleri bu meydanda çekilmiştir. İspanya Meydanı’na geldiğinizde gününüzün yarısını sırf buradaki yapıların dış cephesini inceleyerek geçirebilirsiniz. Nehir kenarında saatlerce oturabilir cıvıl cıvıl meydanı izleyebilirsiniz.
Torre Del Oro
Kuzeybatı Afrika ve Endülüs Bölgesi’nin kontrolünü elinde tutan Müslüman Müvahhid Hanedanı 1220 yılında Torre del Oro yani Altın Kule’yi inşa ettirmiştir. Amaç Guadalquivir Nehri’ni gözlemek ve Sevilla şehrini nehir yoluyla gelecek tehlikelere karşı savunmaktır. Kule Katolik İspanyolların ülkelerini yeniden ele geçirmesinden sonra hapishane olarak kullanılmıştır. Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen kuleye neden Altın Kule dendiği kesin olmamakla birlikte Kral I. Pedro’nun (Zalim Pedro) altınlarını burada sakladığı bilinmektedir. Kule dünyada benzeri çok nadir olan onikigen şeklindedir. 1755’te meydana gelen Lizbon depremi o kadar kuvvetlidir ki Sevilla’daki bu kuleye zarar verebilmiştir. 1992 yılında Altın Kule ile Lizbon’daki Belem Kulesi’nin kardeş kuleler ilan edilmiştir. Kule her gün 09.30-18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
- 1 view
Sevilla Katedrali ve Giralda Çan Kulesi
Sevilla Katedrali şehrin en önemli Katolik ibadethanesidir. 1507 yılında inşası tamamlandığında Sevilla Katedrali, o güne kadar Aya Sofya’nın elinde tuttuğu “Hristiyan dünyasının en büyük ibadethanesi” sıfatını ele geçirmiştir. Katedral; dünyanın üçüncü en büyük Gotik katedralidir. Sevilla Katedrali’nin en önemli özelliklerinden biri Kristof Kolomb’un mezarının burada olmasıdır. Sevilla Müvahhidlerin hâkimiyetinde iken inşa edilen camii İspanyolların III. Ferdinand kumandanlığında şehri ele geçirmesi ile önce Katolik ibadethanesine dönüştürülmüş sonra yıkılarak yerine katedral inşa edilmiştir. Giralda ise bu caminin minaresi idi. 1507’den beri katedralin çan kulesi olarak kullanılmaktadır. Katedral, Giralda Kulesi ile birlikte 1987’den beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır.
Santa Cruz Mahallesi
Santa Cruz Mahallesi Sevilla’da turistlerin en çok merak ettiği ve fotoğrafladığı noktalardan biridir. Dar sokaklarıyla ünlü bu mahalle Alcazar Sarayı ve Murillo Bahçeleri gibi Sevilla’nın en önemli tarihi yerleri tarafından etrafı çevrilmiş olması sebebiyle önemlidir. III. Ferdinand Sevilla’daki Müslüman hâkimiyetine son verdiğinde şehirdeki Musevilerin hepsini Santa Cruz Mahallesi’ne taşınmaya zorlar. 1492 yılında Museviler tüm İspanya’dan sürüldüğünde bu mahalle unutulur çünkü artık kullanılmamaktadır. 18. yüzyılda başlatılan kentsel dönüşüm ile bu mahalle de bakıma alınır ve içindeki tek sinagog Katolik kilisesine dönüştürülür. Santa Cruz Mahallesi bir labirent şeklindedir. Dar sokakların duvarları mahalleyi yazın kuru sıcağından korur. Santa Cruz labirentine girdiğinizde kaybolacak ve şehrin tarihini çok daha iyi anlayacaksınız.
Alcazar Sarayı
Moroların 10. yüzyılda Sevilla’da yaptırdığı saraydır. Alcazar “kralın evi” anlamına gelir. Müdeccen mimarisinin (isp. Mudéjar) İber Yarımadası’ndaki en önemli örneği Alcazar Sarayı’dır. Müdeccen mimari o kadar etkileyicidir ve saray o kadar güzeldir ki ülkelerini yeniden ele geçiren İspanyollar Müslümanlardan sonra da bu sarayı kullanır ve ne Rönesans mimarisi ne Barok stil Müdeccen mimarinin gücünü azaltabilmiştir. 2005 yapımı Cennet Krallığı’nın ve Game of Thrones dizisinin 5. sezonunun bazı sahneleri bu sarayda çekilmiştir. Günümüzde İspanya kraliyet ailesi Sevilla’ya geldiklerinde bu sarayda konaklarlar. Turistler için giriş ücreti 9,5 €’dur. Saraya Aslan Kapısı’ndan (Puerta del Leon) girilir. Sarayın en önemli ve en ilgi çekici yerlerinden biri Baños de Doña María de Padilla yani Maria de Padilla banyosudur.
- 1 view
Macarena Bazilikası
Kutsal hafta Endülüs genelinde en önemsenen ve en değer verilen dini bayramdır. Katolik kardeşliğinin kutsandığı, tüm inananların bir araya geldiği ibadethanelerin başında Sevilla’daki Macarena Bazilikası gelir. Becquer Caddesi üzerindeki bu bazilika altın sarısı renkte bir kemerin hemen arkasında yer alır. Sevilla’yı ne zaman ziyaret ederseniz edin bu ibadethaneyi görmelisiniz. Hele ki seyahatiniz kutsal haftaya denk gelirse mutlaka gidip oradaki ortamı deneyimlemelisiniz. İçerisinde bulunan tahtadan yapılmış Kutsal Meryem heykelinin geçmişi 17. yüzyıla dayanmaktadır. Neo-barok tarzda mimarisi olan bazilika ise 20. yüzyılda inşa edilmiştir ve hemen yanında müze mevcuttur. Ziyaretinizin sonunda yine aynı yerde bulunan Mercado de la Feria pazarından alışveriş yapabilirsiniz. C3 ve C4 numaralı otobüslerle buraya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Metropol Parasol
Sevilla’nın La Encarnacion Meydanı’nda bulunan Metropol Parasol yapıtının inşası Alman mimar Jürgen Mayer tarafından 2011’de tamamlanmıştır. İnşanın 6 sene sürmesinin sebebi temel kazma çalışmaları sırasında Roma İmparatorluğu’na ait kalıntıların ortaya çıkmasıdır. “Parasol” şemsiye, güneşlik anlamına gelir. 26 metre yüksekliği olan yapıt dünyanın en büyük tahtadan yapıtı sayılmaktadır. Devasa mantarlara benzeyen bu yapıt halk arasında “mantarlar” diye bilinir ve Sevilla sakinlerinin çoğunluğu yapıtı benimseyememiştir. “Mantarlar”a çıkıp şehri izlemenin bedeli kişi başı 3 €’dur. Haftanın her günü 10.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Triana Mahallesi
Sevilla’nın tarihî merkezi ve Santa Cruz semti dışında en ünlü noktası Triana’dır. Guadalquivir Nehri’nin batı kıyısına geçtiğinizde hem Sevilla’ya ait hem de başka bir dünyadaymışsınız hissini veren bir semte girersiniz. Aynı tarihi merkezde göreceğiniz gibi Triana’da da Morolardan ve Rönesans’tan kalma yapılar göreceksiniz. Bu yüzden bu semti bir açıkhava müzesi olarak da değerlendirebiliriz. Günlük hayattaki renkliliği dışında Triana sokaklarında kutsal hafta şenliklerinin gerçekleştiğini hatırlatmak isteriz. Triana ile Sevilla merkezini birbirine bağlayan II. Isabel Köprüsü’nden itibaren her yer ışıklandırılır ve festival havası yaratılır. Triana’da sosyalleşecek o kadar mekân var ki Sevilla seyahatinizin 1-2 gününü sırf bu semtte geçirebilirsiniz.
Flamenco Müzesi
Flamenko Dansı Müzesi; Flamenko dünyasına açılan bir penceredir. Şarkı söylemenin gitar ve dans ile buluştuğu Flamenko’nun geçmişine ve bugününe bu müzede şahit olacaksınız. Müzede Flamenko temalı sergileri gezebileceksiniz. Flamenko’nun efsanevi ismi Cristina Hoyos’un girişimiyle açılan Flamenko Müzesi’nde Flamenko gösterileri sahnelenmekte ve elbette dans dersleri de verilmektedir. Böylece bu sanatı öğrenmek isteyen amatörlerin de Flamenko ile tanışması sağlanır. İspanya’nın en önemli Flamenko sanatçıları burada ders vermektedir. Yüzyıllar öncesinden kalan bir Roma tapınağına inşa edilen bu müzeye girdiğiniz anda yepyeni bir kültürle tanışacak ve onun etkisi altına gireceksiniz. Müze Sevilla’nın Manuel Rojas Marcos Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Müze her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor.
Sevilla Güzel Sanatlar Müzesi
Sevilla’nın Plaza del Museo yani Müze Maydanı’nda bulunan Güzel Sanatlar Müzesi Avrupa’da görebileceğiniz en iyi müzelerdendir. Müzeye ev sahipliği yapan bina 1594’te inşa edildiyse de müze 1839’da açılmıştır. Giriş ücretinin sadece 1,5 € olduğu bu müze eserlerin sergilendiği 14 salondan oluşur. Sevilla’daki resim sanatının altın çağını yaşadığı 17. yüzyıldan kalma eserleri ziyaret ederken özellikle resimseverler büyük haz duyacaktır. Murillo, Zurbarán, Francisco de Herrera ve Valdés Lal gibi sanatçıların eserleri ve çok daha fazlasını bu müzede bizzat görebilirsiniz. Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00-20.30 saatleri arasında müze ziyaret edilebilir. AB vatandaşlarına ve öğrenci kartı sahiplerine giriş ücretsizdir.