Sorrento Gezilecek Yerler

Sorrento’nun iki limanı Marina Grande ve Marina Piccola dik kıyılar boyunca uzanmaktadır. Gelen ve giden teknelerin yoğunluğundan dolayı Marina Grande büyük anlamına gelmektedir. Marina Piccola ise daha küçük bir liman olmasına rağmen turistler tarafından daha çok ilgi görür. Kıyıdaki teraslı ve deniz manzaralı restoranlarda yumuşak Sorrento atmosferini yaşayabileceğiniz güzel yerlerden. Plajdan ve yüzme iskelesinden uzaklaşırsanız küçük bir balıkçı köyü bulacaksınız. Buradaki balıkçılar lokantaları tedarik etmek için sabah saatlerinde teknelerini boşaltıyorlar. Sorrento’nun ticarî merkezi Piazza Tasso’dan Marina Piccola’ya giden bir yol vardır. Buradan Capri’ye, Napoli’ye ve Amalfi Sahili’ne feribot ve tekne turları bulabilirsiniz. Sorrento sahilinin neredeyse iki düzine plajının Marina Grande’ye yakın olduğunu söyleyebiliriz.

San Francesco Manastırı, Sorrento’nun güzel yerlerinden biri olan Sant’Antonino Meydanı ve şehrin Napoli Körfezi’ne bakan halka açık bahçelerin yakınında yer almaktadır. Üç bölümden oluşan manastır, Aziz Francis’e adanmış olup 7. yüzyılda inşa edilmiştir. Diğer bölümlerinden biri olan kilise ise bir nef ve çeşitli şapellere sahip 14. yüzyılda inşa edilen zengin bir barok üslubunu yansıtır. Manastır, çeşitli yüzyıllardan izler taşıyan farklı mimari tarzlara ait kemer ve sütunlara sahiptir. Yaz aylarında genellikle klasik müzik konserlerinin düzenlendiği San Francesco Manastırı’nın köşe sütunlarından üçü bir zamanlar pagan tapınaklarının bir parçasıydı. Çiçekler, bitkiler ve süs ağaçlarıyla bezenmiş manastırı güneşli bir günde ziyaret ederek, ağaç gölgeleri altında muazzam kokan atmosferin dinginliğine erişebilirsiniz.

15. yüzyılın başlarından 20. yüzyıla kadar sayısız restorasyon geçirmiş San Filippo ve San Giacomo Katedrali kentin eski tarihî yapılarındandır. 1474 yılından kalma bir yan kapıya sahip olan katedral, 12. yüzyıldan kalma Bizans’a ait bir çan kulesine sahiptir. Katedralin içinde sanatın tüm inceliklerini görebilirsiniz. Çeşitli dönemlere ait sanat anlayışlarının sürdürüldüğü eserlerin ve Napoliten Okulu’na ait tabloların yanı sıra Sorrento’nun ünlü kakma ahşap sanatını da inceleyebilirsiniz. Üç kattan oluşan çan kulesinin ana kapıları 11. yüzyılda İstanbul’dan getirtilmiştir. Şehir meydanına adını veren ve aynı zamanda Sorrento’da doğup büyüyen şair Torquato Tasso bu kilisede vaftiz edilmiştir. Sorrento Katedrali’ni ziyaret etmek için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur.

Piazza Tasso Sorrento’nun kalbi ve ruhudur. Bu ana meydan yerel tarih hakkında bilgi edinmek ve barok mimariyi incelemek için harika bir yerdir. Sorrento’nun merkezi konumundaki bu bölge restoranlar, kaldırım kafeleri, alışveriş dükkanları ve pastel binaları ile bilinir. Her yere kolay ulaşımı olan Piazza Tasso gezilip görülecek yerlere sahip olmasının yanı sıra çevre bölgelere giden otobüslerin sıklıkla kalktığı bir yerdir. Küçük bir beyaz turist treni de buradan kalkıyor. Birkaç avro ödeyerek eski şehir bölgesi boyunca Marina Piccola’ya otuz dakikalık bir yolculuğa çıkabilirsiniz. 1866 yılında inşa edilen Piazza Tasso, tarihi binalar ile çevrilidir. Beyaz ve sarı renkli cepheye sahip çekici bir bina olan Santa Maria del Carmine Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Asiller tarafından 14. yüzyılda politika tartışmalarının yapıldığı bu binanın açık hava fresklerine bayılacaksınız. Sorrento’nun dar Arnavut kaldırımı sokaklar ve hediyelik eşya dükkanları arasında bir yerde sıkışıp kalan Sedile Dominova, güney İtalya’da ayakta kalan son antik soylu binadır. Meraklıları için tercüme edecek olursak ‘domus’ ev anlamına, ‘nova’ yeni anlamına ve ‘sedile’ koltuk anlamına gelmektedir. Orta Çağ soylularının toplandığı ve idari işlerin tartışıldığı bu yerde sütunlar ve karma stil kemerler ilginizi çekecek. Eğer tur gruplarının kalabalığı ile aynı zamana denk gelirseniz binanın hemen dışındaki şirin kafelerde oturup insanları izleyebilirsiniz. Piazza Tasso ve Sorrento Katedrali’ne birkaç dakikalık yürüme mesafesindeki Sedile Dominova’nın hiçbir giriş ücreti yoktur.

Sorrento tatilinizi biraz daha genişletmek isterseniz yakındaki adalara tekne turu yapmak isteyebilirsiniz. Capri Adası yüksek profilli ve seçkin bir adadır. Zengin ve ünlüler için önemli bir tatil adası olan Capri günlük ziyaret yapmak isteyenler için de oldukça popülerdir. Capri Limanı her gün gelen tekne ve gemilerle dolup taşmaktadır. Saydam mavi renkte tertemiz bir suya sahip olan adanın ana cazibe noktası Grotta Azzurra’dır. Ischia ise kuzey ve güney kıyılarındaki birçok adadan daha büyük bir adadır. Geleneksel eşsiz kasabalara sahip olan ada, güzel Arnavut kaldırımlı sokakları ve rahat atmosferi ile günübirlik turların vazgeçilmezidir. Aragon Kalesi’ni görmek veya büyüleyici La Mortella Bahçeleri’ni görmek için Ischia Limanı’ndan Ischia Ponte’ye yürüyüş yapabilirsiniz.

Sorrento’nun merkezinden otuz dakikalık bir yürüyüş ya da beş dakikalık bir otobüs yolculuğu sizi çekici binalar ve dükkânlara sahip bir yerleşim yeri olan Sant Agnello kasabasına götürecektir. Tasso Meydanı’ndan ana cadde Corsa Italia’yı takip ederek Sorrento’da günlük yaşamı deneyimlemeye başlayabilirsiniz. Hafif bir öğle yemeğinden sonra, yerleşim bölgesinden geçen farklı ve daha sessiz bir rotayı kullanarak geri dönebilirsiniz. Dönüş yolunda sizi bir dizi uçurumun tepesinde mükemmel seyir noktaları bekliyor olacak. Burada Basilica di Sant Antonino’yu ve limon bahçelerini gezebilirsiniz. Ünlü İtalyan likörü limoncello’yu Limonoro isimli mekânda deneyebilirsiniz. Sant Agnello yaz aylarında “Festa del Mare” olarak bilinen sanat, müzik ve yerel gastronomi partisiyle sizi büyüleyecek.

Pompeii Sorrento’ya yalnızca 45 dakikalık mesafede bir yerdir. Bu dünyaca ünlü arkeolojik sitede milattan sonra 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla birlikte yok olan Pompeii halkının yaşantısına dair önemli ipuçları yakalayacaksınız. Pompeii hakkında sayısız kitap, televizyon belgeseli ve belge bulunmasına rağmen hiçbiri burayı gezmek kadar anlamlı olmayacaktır. Patlamayla birlikte yaklaşık üç bin kişinin öldüğü, yirmi bin kişinin ise göç ettiği tahmin edilmektedir. İki bin yıl önceki insan yaşamına ışık tutan bu tarihî alan aynı zamanda bir açık hava müzesini temsil etmektedir. Pompeii Bazilikası, amfi tiyatrolar, Apollo Tapınağı ve çeşitli forumları gezip görebilirsiniz. Yetişkinler için giriş ücreti 18 avro iken 18 yaşından küçükler için ücretsizdir.

Sorrento’da tarihî cazibe merkezlerinin çoğu Tasso Meydanı’nın çevresinde yer alır. Torquato Tasso’nun heykelinin arkasında yer alan dar şeride girdiğinizde köşede 15. yüzyıldan kalma Correale House’u, daha sonra Correale Palace’ı göreceksiniz. Yolun sonunda ise Bishop’s Palace ile katedral ve Çan Kulesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Hotel Tramontano’nun ana girişini geride bıraktıktan sonraki ilk dönüşte sizi Aziz Francis Kilisesi ve Katedrali karşılayacak. Meydandan beş dakika mesafede bulunan The Correale Museum’u da ziyaret edebilirsiniz. Sorrento küçük bir kasaba olmasına rağmen günümüze kadar kendini koruyan tarihî binalara sahip olmasıyla turistleri hep şaşırtmıştır. Sorrento sanatına dair güzel sergilere sahip olan Ahşap Kakma Müzesi de görülmeye değer yerlerdendir.

Sorrento Yarımadası’nın güneyinde bulunan Amalfi Sahili, UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı olup onlarca kasaba, plaj, koy ve kayalıktan oluşmaktadır. 50 kilometrelik bu kıyı şeridinin en ünlü plajları Positano, Amalfi ve Ravello’dur. Ancak Amalfi Sahili’nde görülmeye değer birçok pitoresk yer vardır. Positano ve Amalfi, en geniş konaklama seçeneklerine sahiptir ve bölgeyi keşfetmek ya da Capri’ye gezi yapmak için en uygun yerdir. Sorrento’dan kalkan feribotlar ile Amalfi’ye ulaşabilirsiniz. Burayı tecrübe etmenin en güzel yollarından biri de özel veya grup turlarıdır. Hem çarpıcı manzaraları fotoğraflamak hem de fiziksel aktivite için sahil üzerinde bulunan Tanrılar Yolu’nu yürüyebilirsiniz. Positano’nun yukarısında kalan bu rotayı yürümek üç saat sürse de muhteşem manzaralara hâkim olacağınızdan şüpheniz olmasın.