Arequipa’da Gezilecek Yerler

Arequipa Peru’nun ikinci büyük şehridir. 5825 metrelik El Misti Yanardağı’nın gölgesine kurulmuş şehrin lakabı Beyaz Şehir de katılaşmış volkanik küllerden üretilen kesme taşlarla (sillar) inşa edilmiş olmasından gelmektedir. Bu beyaz taşlar binalara sadece estetik güzellik katmakla kalmaz, şehrin yakasını hiç bırakmayan depremlere karşı oldukça iyi bir koruma da sağlamaktadır.

Colca Kanyonu

Arequipa’yı ziyaret edenlerin genelde en büyük eğlencesi Colca Kanyonu’na yapılacak 2 gece 3 günlük bir gezidir. Dünyanın en derin kanyonlarından biri olan bu yer, aynı zamanda And Dağları’na özgü dev akbabaların yurdudur. Bu yüzden yapılan yürüyüşlerde birçoğuna rastlayabilirsiniz. Buradayken turunuzu rafting, kaya tırmanışı gibi doğa sporlarıyla tamamlama şansınız da mevcuttur. Fiyatlar uygun ve aktiviteler caziptir. Dünyanın ikinci en derin kanyonu olan - 3191 metre -Colca Kanyonu’nda ilk gün ilk durak condorları – Güney Amerika akbabası- izleme tepesidir. Ancak oraya erken saatte varmazsanız condor görme şansınız epey düşük zira esas sabahları uçmaktalar. Condorlar İnkalar için gökyüzünü temsil ediyor ve puma, yılanla birlikte en önemli kutsal hayvanlar arasında. İki kanadını açınca 3,5 metreyi bulan bir condor'un gökyüzünde süzülüşünü izlediğinizde İnkaların niye onu kutsal saydıklarını anlayacaksınız.

1200 metrelik dimdik kanyondan aşağı inmeniz ise 3 saat sürecektir. Tur programlarında genellikle aşağı kadar inildikten sonra nehri geçip bir köyde öğlen yemeği yiyip tekrar tırmanmaya başlamak şeklinde rota çizilmektedir. İkinci günkü durak ise katırlarla yolculuk ve en tepedeki köy Cabanaconda’dır. Bu şehirdeki her köyde kadınlar farklı şapkalar giyiyor ve şapkalardan evli mi bekâr mı oldukları anlaşılıyor. Köy meydanında sık sık toplantı yapıyorlar. Özellikle yaşlı kadınlar işli şık elbiseleri ile meydana gelip arzı endam ederler. Bu yerel elbiselerin fiyatı ise yaklaşık 1000 dolar.

Plaza de Armas ve Tarihi Şehir

plazadearmas2.jpg

Arequipa Peru’nun güneyinde volkanlarla çevrili modern, iklimi pek fazla değişmeyen bir şehirdir. Buraya beyaz şehir denmektedir ve bu adı kesinlikle hak eder çünkü şehrin büyük bir kısmı beyaz volkanik taşlarla yapılmıştır. Bu taşlar yumuşak bir yapıya sahip olduğu için burada meydana gelen depremlere karşı dayanıklılık ve yalıtım sağlamaktadır. Ayrıca işlemesi kolay olduğu için şehirdeki kiliselerin girişleri Mardin’deki gibi bu taşlar oyularak süslenmiştir. Şehrin muhteşem bir mimarisi vardır.

Kolonyal mimari deyince bunun Peru’da en yoğun gözlenebildiği şehir Arequipa’dır desek yanlış olmaz. Arequipa içinde bu mimarinin en güzel gözlemlenebileceği yer ise şehir merkezindeki Plaza de Armas’tır. Bu meydan ve çevresinde dev katedraller ve müzeler mevcuttur. Şehrin en güzel taraflarından biri de eski İspanyol tarzı evlerden oluşan tarihi bölgesi ana meydandan kuzeye doğru beş sokak kadar geçip, Grau Caddesi’nin kuzeyine çıktığınızda başlamaktadır. O kadar kalabalıktan sonra bu bomboş sokaklarda yürümek bir terapi gibi gelecektir. Evlerin hepsi zaten birbirinden şahanedir. Bölgeyi hırsızlardan korumak için belli bir saatten sonra dört bir yandaki dev metal kapıları kapatıp semt sakinleri dışındakileri asla içeri almamaktadırlar.

Santa Catalina Manastırı

61.jpg

Şehrin diğer bir önemli yeri de Santa Catalina Manastırı’dır. Devasa kompleks labirent sokakları, capcanlı renkleri, güzel mimarisi ve dar sokakları süsleyen çiçekleri ile şehir içinde şehir gibi, yolunuz düşüp de uğrarsanız beğeneceğinize eminiz.

Santa Catalina manastırı, bütün bir bloğu kapsayan çok geniş bir alana yerleşmiştir. 1580’de zengin bir dulun kurduğu bu manastıra zengin ailelerin kızları alınmaktadır ve kızını buraya veren her aile manastıra bu kızın kalması için bir kompleks yaptırmaktadır. Burada yatak, çalışma ve oturma mekânı ve bir de mutfak bulunmaktadır. Bu komplekslerin büyüklüğü onu yaptıran ailenin servetiyle doğru orantılıdır.

18. yüzyılda kilise bu duruma müdahale etmiş ve neticede özel odalar kaldırılıp, ortak mutfaklar ve yatakhaneler yaptırılmıştır. Ancak 1970’ten sonra manastır gezilmesi için açılmıştır. Şu anda manastırın arkasında 25 kadar rahibe yaşamaktadır. Rahibeler ancak hasta olurlarsa ya da çok acil durumlarda dışarı çıkabilmektedir. Manastırın için inanılmaz güzellikteki avlularla doludur.