Adım Adım Belize

Orta Amerika’da resmi dili İngilizce olan tek ülke Belize Cumhuriyeti. Yaklaşık 23.000 kilometrekarelik alana sahip olan ülkenin; kuzeyinde Meksika, güneybatısında Guatemala, doğusunda ise Karayip Denizi yer almaktadır. Ülkenin kuzeyinde ovalık bölge, güneyinde ise dağlık ve ormanlık bölge yer alır. Ormanlık bölgede puma, jaguar, timsah, maymun, çeşitli tropik bölgelere has kuşlar ve hayvanlar yaşar. Kuzeydeki ova Belize Nehri ile beslenir. Güneydeki Maya Dağları’nın en yüksek yeri ise Victoria Tepesi’dir. Ülkenin doğusunu çevreleyen Karayip Denizi’nin kıyı kesimleri mercan adacıkları ile çevrilidir. Dünyanın en uzun mercan resiflerinden birine sahip olan Belize aynı zamanda en derin deniz çukuruna da sahiptir. 
Ülkede tropikal iklim hâkim. En sıcak aylar Şubat ve Mart. Kasım ayı ise fırtınalar ve kasırgalar ile ünlü. Hatta bu kasırgalar başkentin değişmesinde bile rol oynamış. Daha önceden Belize City olan başkent, 1961 senesinde Hurricane Hatie (Hatie Kasırgası) sonrasında çok zarar gördüğü için iç kısımdaki Belmopan’a nakledilmiş.
 
Yaklaşık olarak 315.000 kişinin yaşadığı Belmopan’da nüfusun çoğunluğunu Afrika asıllı siyahlar oluşturmaktadır. Ülkenin batı ve kuzey kesimlerinde yerlilerle İspanyolların karışımı olan melezler yaşar. Güney kesimlerinde ise Maya soyundan gelen halk çoğunluktadır. Maya asıllı yerli halk ayrı bir lisan kullanmaktadır. Halkın çoğunluğu ise bölgeye has bir İngilizce Creole (denizaşırı ülkede konuşulan değişmiş melez dil) kullanmaktadır. Okuma-yazma oranının % 93 olduğu ülkede, on dört yaşına kadar mecburi eğitim var.
 
Belize City ve Corazal’da yükseköğrenim yapmak mümkündür. Birkaç tane haftalık gazetesi olan ülkede, günlük gazete ve TV istasyonu bulunmamaktadır. Liman şehri olan Belize City ülkenin en büyük şehridir. Diğer şehirler kasaba niteliğindedir.

BELİZE

Tarihi: Amerika’nın keşfinden sonra Belize’ye ilk yerleşenler İspanyollardır. Daha sonra burası korsanların en çok uğradıkları ve barındıkları bölge olmuştur. 1600’lü yılların ortasında adaya İngilizler yerleşmişler ve adanın tabi kaynaklarını Avrupa’ya taşıdıkları gibi, Afrika’dan insanlar getirerek köle olarak kullanmışlardır. 1860 yılında tamamen İngiliz sömürgesi olan Belize, 1973’e kadar “İNGİLİZ HONDURASI” olarak biliniyordu.

1964 yılında iç işlerinde bağımsızlık kazanan Belize, 1980’de Birleşmiş Milletler teşkilatının denetimi altında yapılacak bir referandumla kendi yönetim şeklini seçme şansına sahip oldu. Yapılan referandum neticesinde 21 Eylül 1981 tarihinde tam bağımsızlığını ilan etti. Yapılan bir antlaşmanın gereğince ülkenin savunması İngiltere’ye verilmiştir. Guatemala buna karşı çıktı ve Belize üzerinde hak iddia etti. Guatemala’nın tehdidine karşı ülkenin savunması İngilizlere verildi. 1984’de İngiliz birliklerin çoğu ülkeden çekildi.
 
Ekonomi: Ekonomisi tarıma dayalıdır. Kuzeydeki ovalarda şeker kamışı ekimi şeklinde yapılmaktadır. Portakal, muz, greyfurt yetiştirilmektedir.
 
Ormanlardan elde edilen kereste, ciklet imalatında kullanılan MANİLKARA ZAPOTA ağacı zamkı, tekstil boyacılığında kullanılan BAKKAM ağacından elde edilen boya, şeker kamışı ve şeker ülkenin ihraç mallarıdır. Ülkedeki Çinliler ticarette önemli paya sahiptir. Belize’deki Maya ırkına ait tarihi zenginlik arkeolog ve antropologların iştahını kabartır. Altun Ha ve Xunantunich en büyük şehirleridir.
 
Bu ülkede Türklere vize uygulamıyorlar. Dünyanın 2. önemli dalış merkezi olması dışında hiçbir özelliği olmayan bu ülkeye pek de turist gelmez. Gelen de zaten doğruca San Pedro Adası’na gitmektedir. Çok çeşitli etnik yapıya sahip olan bu ülkede 60 kadar Türk yaşamaktadır. 1 Amerikan Doları 2 Belize Doları’na eşittir. Mutfağının olmazsa olmazı acı biber (Habanero) ile havuç ve soğan karışımı olan Marie Sharp adındaki sos. Kişi başına gelir 8.400 $. Trafik akışı sağdan. Belize ülkesinin sembolü ülkede yetişen siyah orkidedir. Belize aynı zamanda bayrağında insan resmi olan dünyanın tek ülkesidir.
 
Belize’deki ilk durağımız tarihi bir Maya yerleşimi olanAltun Ha. Belize şehrinin yaklaşık 50 kilometre kuzeyinde ve Karayip Denizi’nden yaklaşık 10 kilometre içeride yer alan arkeolojik alanın toplam yüzölçümü 8 kilometrekare. İlk keşfedilişinin 1961’de bölgede yaşayan köylüler tarafından olduğu söylense de arkeologların dikkatini 1963 senesinde cezbetmiş. Meksika’daki Maya yerleşimleri ile kıyaslandığında oldukça küçük kalıyor. Bu Maya kalıntılarının resmi ise Belize’nin en popüler birası olan Belikin’in logosu.

Belize’nin favori yemeği Cibnat. Bu fare irisi vejetaryen bir hayvan. Bir söylentiye göre İngiltere kraliçesi Belize’yi ziyarete geldiğinde Cibnat ikram etmişler. Kraliçe bu lezzeti çok beğenmiş.
 
Blue Hole (Mavi Delik) denen dalış noktası Atlas Okyanusu’nda Karayip Denizi ortasında Belize City şehrine 60 km mesafede, dikine bir mağaradır. Derinliği 120 metre, genişliği (çapı) 305 metre olan bu mavi delikte sarkıt haldeki mercanlar arasında köpek balığı, çekiç başlı balıklar bulunmaktadır. Burada dalmak için 40 $ ödemek durumundasınız.

Bayrak

SUM UMBRA FLOREO (Latin) gölgenin altında parlar.

Dairenin sağındaki yerli halk beyaz adam. Sağındaki adam ise Afrikalıları temsil etmektedir. Ulusal slogan Sub Umbra Floreo bayrağın altında yer almaktadır. Üst ve alttaki kırmızı çizgiler bağımsızlığını simgeler. 21 Eylül 1981’de Belize’nin resmi bayrağı olarak kabul edilmiştir.
 
Belize City, Belize’nin en büyük kentidir. Belize City İngiliz Hondurası döneminde eski başkentti. Belize’nin nüfusu 67.964 çevresi ile birlikte 80.000 kişidir.

Karayip kıyısında ve Belize Nehri’nin tam Karaip’e açıldığı yerde yerleşmiştir. Şehir ülkenin başlıca limanı ve finansal sanayi merkezidir.
 
Belize City 1638 yılında “Belize Town” olarak kuruldu. Mayaların zamanında Holzuz deniliyordu bu yerleşim yerine. İngilizler buraya hâkim olunca kereste ticareti yaptı. Afrika’dan birçok köle getirdiler. Belize City iki önemli kasırgaya maruz kaldı; birincisi 1931’de olan kasırga, ikincisi 1961’de Hurricane Hattie. Şehir kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmıştır. Kilisenin 1812’de inşasına başlanmış ve (turuncu) kırmızı tuğla ile 1820 yılında tamamlanmıştır İngilizler tarafından.
 
Belize’de görülecek yerler: Başkent Belize’de Maya uygarlığına ait eserlerin yer aldığı Belize müzesi. Baron Bliss feneri; 1800’lerde köleler tarafından inşa edilmiş St. John Kilisesi. Modern sanat ürünlerinin yer aldığı Image Factory. Denizcilik müzesi, ulusal el sanatları merkezi, Ulusal arşivler ve kent kütüphanesi, sahne sanatları enstitüsü, 1818’de inşa edilmiş Adalet sarayı. İnsan gücü ile açılıp kapanan dünyadaki tek köprü. Swing Bridge, taze meyve ve sebzelerin satıldığı pazarlar, Cucumber Kumsalı, doğal tarım yapılan Grans çiftliği ziyaret edilebilir.

Belize hayvanat bahçesi, kuş ve hayvanların doğal ortamları içindeymiş gibi yaşadıkları düzen ile ilgi çekici. Sibun Irmağı’nın, karst yapısı içinde oluşan geniş su havuzlarından oluşmuş. Blue Hole ulusal parkı, su altı mağaraları ve masmavi suyu ile görülmeye değer. Cocksomb Basin vahşi yaşam alanı kuşları, güzel bitki örtüsü ve ilginç hayvan türleri ile Maya Dağı’nın eteklerinde yer almaktadır ve mutlaka görülmelidir.
 
Belize Irmağı’nın kıyısında kurulmuş olan Babun koruma sahasında siyah maymunlar görülebilir. Crooked tree vahşi yaşam alanı lagünleri, bataklıkları ve su yolları ile özellikle kuşların önemli yaşam alanlarıdır. Five Blues gölü ulusal parkı ormanlarla kaplı Maya dağının eteklerinde yer alır. Şaşırtıcı zenginlikteki yaşam türleri ve arkeolojik kalıntıları ile ilgi çekicidir. Özellikle karst zemininde biriken suların oluşturduğu göller mavi renkleri ile görülmeye değerdir. Gavancastle ulusal parkı, barındırdığı küçük memeliler, yüzlerce kuş türü sebebi ile ziyaret merkezidir.
 
Pine Ridge Dağı Hidden Valley şelaleleri, mağaraları, ırmakları ve yağmur ormanları ile gerçekdışı bir görünüme sahiptir.
 
Rio Bravo koruma alanında örümcek maymunları, jaguarlar, pumalar, yaban kedileri, tapirler, pekariler, yaban hindileri, geyikler ve 355’ten fazla kuş türü görülebilir.

Belize’nin 55 mil açığında yer alan deniz feneri mercan atolü, aslında 10.000 yıl önce bir kısmı denize batmış olan bir mağaradır ve yaklaşık 125 m. derinliğindedir. Belize’deki en gözde dalış alanlarından biridir. Ada aynı zamanda her yıl düzenli olarak yumurta bıraktıkları bir yerdir. Maya kenti Altun Ha 13 tapınağı, 2 meydanı, çok sayıda evi ile klasik dönem Maya kentlerinin güzel ve iyi korunmuş bir örneğidir.

Jade Head olarak adlandırılan heykel 2 metrelik boyu ile Maya kentleri içinde bugüne kadar bulunmuş olan en büyük heykeldir.
 
Vaco platosunda bulunan Maya kenti Caracol en bilinen antik yerdir. Kentteki en büyük piramit 45 metre yüksekliğindeki CANAA’dır ve Belize’deki insan yapısı en yüksek yapıdır. Kentin yakınındaki Chiquibul yağmur ormanı zengin bitki ve hayvan türleri ile ilgi çekicidir. Corozal koyundaki yarım ada üzerinde bulunan Maya kenti Cerros’daki piramitler üzerine kazınmış figürler ilgi çekicidir. Lamanai, Mayalara 3000 yıldan fazla bir süre tören merkezi olarak hizmet etmiş bir kenttir. Alanda bir müze bulunur. Yağmur ormanları içinde bulunan kent, piramitleri ve diğer yapıları ile görülmeye değerdir.
 
Colombia Irmağı kıyısında yer alan Maya kenti LUBAANTUN 11 büyük yapısı ile ilgi çekicidir. Ancak kente ulaşım bulunmamaktadır. Civardaki köylerden yürüyerek ulaşılabilir. Kentin mimarisi ve ince işçiliği çok kalitelidir.
 
Mopan Irmağı’na tepeden bakan bir konumda bulunan Maya kenti Xuanantunich (TAŞ KADIN), 25 tapınak ve sarayla çevrilmiş 5 büyük meydana sahiptir ve önemli bir tören merkezi olarak görev yapmıştır. 40 metre yüksekliğindeki El Castillo piramidi, ince işçiliği ile görülmeye değerdir.
 
COPAN’DAN TİKAL’E ORTA AMERİKA’NIN MAYA HARABELERİ
 
Amerika kıtasındaki diğer antik harabelere üstün olmakla kalmıyorlar, aynı zamanda boyutları ve karmaşıklıkları ile tüm dünyadaki antik harabelerle yarışıyorlar. Guatemala’daki TİKAL Honduras’taki COPAN gibi devasa arkeolojik kalıntılardan, El Salvador’daki TAZUMAL ve XUNANTUNİCH’teki Belize gibi nispeten daha küçük ama bir o kadar da esrarlı harabelere kadar, tüm Maya harabeleri kuşkusuz hafızanızda yer edecektir.
 
ALTUN HA HARABELERİ, BELİZE
 
Belize’deki en iyi korunmuş harabelerdir. Yapılan kazılarda çıkarılan bolca yeşim taşı ve obsidyen Altun Ha’nın bir ticaret merkezi vazifesini gördüğünü gösterir. Kargir sunaklar tapınağındaki mezarlardan birinde bulunan Maya güneş tanrısı Kinich Ahau’nun yeşim taşından yapılma 15 cm’lik kafasıydı.

LIM NU PUNİT, BELİZE
 
Lim Nu Punit, Belize’nin Maya Dağları’nın aşağısındaki tepelerde bulunuyor. Belize’nin kıyısındaki alçak arazilerden Karayip’e kadar panoramik bir manzara sunuyor.
 
LUBAANTUN HARABELERİ, BELİZE
 
Kuzey Belize’nin Toledo bölgesinde bulunan Lubaantun harabeleri bilhassa gizemli. Ünlü Mitchell-Hedges Kristal kafatasının keşfedildiği sit alanı.
 
XUNANTUNICH HARABELERİ, BELİZE
 
Xunantunich harabeleri Guatemala sınırının tam karşısında, batı Belize’nin CAYO bölgesinde bulunuyor. Bu harabelerin en dikkat çekici özelliği taç giymiş gibi görünen 39 metre uzunluğundaki El CASTİLO tapınağı.
 
LAMANAİ HARABELERİ, BELİZE
 
Kuzey Belize’nin Orange Walk bölgesinde bulunan Lamanai’ye, sadece Belize ormanı boyunca yapılan 90 dakikalık bir nehir botu yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Diğer Maya harabelerinin aksine Lamanai harabeleri tabakalar halinde inşa edilmiştir. Maya halkı atalarından kalan tapınakları yıkmak yerine onların üzerine inşa etmeye devam etmişler.
 
CARACOL HARABELERİ, BELİZE
 
Caracol, Belize’nin en büyük harabesidir. Bu harabelere gitmek asfaltsız yolda 2 saatlik bir yol gerektiriyor. Buranın Tikal’e bile rakip olacağını iddia ediyor ki Caracol Tikal’i 562’de mağlup etmiştir.
 
ALTUN HA
 
Belize’dedir. 8 km2 bir alan kaplar. 1961 kazıları ile ortaya çıkarılmıştır. 1964 yılında kazı başladı. Altun Ha Belize City’nin 31 km kuzeyindedir. Altun Ha’nın klasik dönem (250-900 AD) 1970 yılına kadar devam etti.

Belmopan
 
Belmopan, Belize’nin başkentidir. Yaklaşık nüfusu 21.794 (2010) olan Belmopan denizden 76 metre yüksekliktedir. 1961 yılında saatte 300 km hızla esen kasırga sonucu Belize City’nin sahilindeki konutların % 70’inin yıkılması sonucu Belize’nin başkenti olarak 1970’de kabul edilmiş oldu.

Şehir başkent olarak 1967’de imara başlanıp, 1970’de bitirildi. 40 milyon Belize $’a mal oldu (20 milyon $). Belmopan Pine Ridge Dağı eteklerinde kurulmuştur. Belize nehri vadisinde kurulmuştur. Ulusal meclislerini Maya tapınaklarına benzetmeye çalışmışlar.
 
Guancaste Parkı: Görülmeye değer. 50 dönüm arazi üzerine kurulmuş bir park.
 
Belmopan’ın 48 km güneybatısında Belize City, 22 km doğusunda San İnpacio ve 57 km kuzeybatısında Karaip kıyılarında olan Dangriga bulunur.

Blue Hole: Bir yer altı nehri. Tekrar yer altına dönmeden önce kısa bir zaman için yer üstünde görünüp kaybolduğu yer. Himming brid: Hwy yolu üzerinde Blue Hole National Park.
 
İnsan gücü ile açılan Swing Köprüsü, Anglikan kilisesi, feneri gördükten sonra otelimize döndük. Belize City’nin yöneticisi karısından boşanmak istemiş, boşanamayınca büyük bir azimle bu Anglikan Kilisesi’ni yaptırmış. Fenerin hikâyesi de şöyle: Çok zengin bir adam Belize City’e yardım için para bağışlamış, bu fener de o para ile yapılmış. Fenerin pek bir özelliği yok. Belize City’deki otelimiz çok güzel. Burada soğanlı peynirli pizzamız mükemmeldi. Gündüz aldığımız meyve şarabı blackberry ile bölgeye özgü çiçekten yapılmış şaraplarımızı içtik. Keju şarabının da tadına baktık.
 
Sabah otelde aldığımız kahvaltı sonrası Belize’nin San Pedro Adası’na gitmek üzere küçük (13 kişilik) uçakların kalktığı Tropic Air Havaalanı’na geldik. 20 dakikalık bu uçuşta manzara çok ilginçti. Asidik kahverengi göletler, savanlar ve yeşillikler üzerinde uçtuk ve bu manzaraları makinelerimize kaydettik. San Pedro Adası’nda minik uçaklarımızdan inip, golf arabaları ile tropikal bir otele yerleştik. Hemen mayolarımızı giyip tekne ile denize açıldık. Şnorkel ve paletlerimizi takarak deniz dibini keşfe başladık.

Burada yaşadıklarımız rüya gibiydi. Denize yerel rehber eşliğinde girip deniz dibini onu takip ederek gezdik. Deniz dibi karides ve salyangozlarla dolu. Bunlara dokunmak yasak. Köpekbalıkları insana çok alışık değiller. İnsandan kaçıyorlar. Ancak vatozlar tam insan canlısı. Burada vatozlarla yüzmek, onlara dokunmak müthiş bir duygu.

Vatozlarla keyifli anlar geçirip tekrar teknemize bindik. Biraz ilerledikten sonra deniz kaplumbağalarının yaşadığı bölgeye geldik. Bu bölgede balıkçılar deniz kaplumbağalarını besliyor. Buradaki balıkçı tekneleri doğal yaşamın devamını sağlamakla görevli. Bölgeye gelen tekneler de balıkçılara bahşiş vermekle yükümlü. Balıkçılar devlet tarafından da destekleniyor. Deniz tabanı kabuklu deniz canlıları ile dopdolu en ufak bir boşluk yok. Sanki deniz kabukluları kolonisi gibi...

Bölge UNESCO tarafından koruma altına alınmış. Balıkçılar buradaki kaplumbağaları istiridyelerle besleyip kabuklarını denize atıyor. Bu yüzden deniz tabanı üzeri yosun tutmuş devasa boyutta istiridye ve salyangoz kabukları ile dolu. Bu kabukların Türkiye’deki satış fiyatının tanesinin 15-20 TL civarında olduğunu düşündüğünüzde deniz tabanında hazine yattığını tahmin etmek hiç de zor değil. Tabii buradan asla ve asla tek kabuk bile alamıyorsunuz. Tamamen koruma altında.  

Buradaki dev deniz kaplumbağaları insana o kadar alışık ki ağzını aça aça size yaklaşıyor. Zaman zaman ısıracak diye korktuğunuz bile oluyor. Hatta grubumuzdaki Banu Hanım ağzını açarak kendisine gelen kaplumbağaya vurmaya kalkınca yerel rehberimizin ihtarına maruz kalıyor. Kaplumbağaya vurmak yasak. Bu hoş dakikalardan sonra tekrar teknemize binerek 3. dalış yapacağımız yere geliyoruz. Burası açık denizden gelen balıkların beslenme kanalı. Kanal içinde akıntı ile yüzmeye başlıyoruz. Kanal içinde envaı çeşit devasa mercan resifler ve bu resifler arasındaki çeşitli balıkların beslenmelerini görmek, akıntıya karşı geri dönüşte zorlansak da her dakikasına değdi. Bu rüya gibi günün sonunda yine 13 kişilik küçük uçaklarla San Pedro Adası’na geri geldik.

3 saatlik boş zamanımızda bölgenin yerel binası Beliken birası eşliğinde istiridye ve adanın spesiyalitesi olan atıştırmalıklardan tako yedik. Akşamüzeri saat 3 gibi 13 kişilik küçük bir uçakla Belize City uluslararası havalimanı aktarmalı olarak Dangria’ya devam ettik. Dangrigia’dan Belize City’e gelirken 13 kişilik uçakta sadece Gezimanya ekibi olarak 5 kişi uçtuk. Gezimanya bizim için uçak kiralamış!
 
Dangriga’da deniz kıyısında Pelikan Beach Otel’e yerleştik. Bu arada gökyüzünde beliren gökkuşağı sanki bize hoşgeldiniz diyordu. Burada da hemen denize atlayıp kışın denize girmenin keyfini çıkardık. New York’ta çok üşümüştük. Güneşi içimizde depolamaya çalıştık, zira dönüşümüz yine New York üzerinden olacak. Otelin tüm odalarının önünde ve denize uzanan ahşap iskele üzerindeki hamaklarda keyif yapmak istedik, ancak buradaki hamaklar çok rahat değildi, sürekli yana kayıyordu. Hamakları yatmak için kullanamasak bile çamaşır ipi olarak kullandık. Zira bu 34 günlük tatilde giysilerimizi sık sık yıkamak zorundayız. Valizlerimiz küçük ve yolculuk sonuna yakın Panama’daki uçuşumuzun birinde 12 kg tahdidi var. Bu nedenle geziye az eşya ile çıktık.
               
Ertesi sabah Dangriga’yı gezdik. Dangriga Afrika kökenlilerin ağırlıklı olarak yaşadığı bir şehir. Afrika kökenlilere Garuga deniliyor. Dangriga’da önce bir ressamın galerisini gezdik. Burası bir aile evi. Evin hanımı bir Alman eşi ise Afrikalı. Aile önceleri buraya seyahat amaçlı gelmiş. Birkaç geliş-gidiş sonrası yerleşmeye karar vermişler. Çocuklarının eğitimi için bir süreliğine Almanya’ya, daha sonra yine Dangriga’ya gelerek burada kendilerine bir dünya kurmuşlar. Burada bir sanat evi kurmuşlar. Afrikalı eş, resim yapıp pazarlıyor. Aynı zamanda müzikle de uğraşıyor, CD’leri var. Bu sanat evinde ilginç objeler de vardı. Örneğin kaplumbağa kabuklarından müzik aletleri, çeşitli telden yapılmış maskeler vs. Evin tuvaleti bile çok değişikti. Her yer canlı renklerle boyanmıştı. Bahçeleri ise oldukça keyifli ve yaratıcı idi. Bu sevimli aile ile kaynaştık. Gezgin olmanın en güzel yanı bu. Her türlü kompleksten arınmış insanlarla yapılan (dil, din, ırk ayrımı olmadan) sohbet ve iletişim çok güzel. Aile ile fotoğraflarımızı çektirip kartlaştıktan sonra vedalaşıp Dangriga’yı gezmeye devam ettik. Daha sonra çok sade bir kiliseye geldik. Buradaki kilisede en çok ilgimizi çeken şey ise, kilisenin içine kadar giren bisikletlerdi.
 
Dangriga’da yaşayan Afrika kökenli (Garuna) halk kendi yerel yaşantılarını burada sürdürmeye çalışıyorlar. Siyah orkide ülkenin sembolü, aslında siyah değil koyu mor. Ancak çok sık görülmüyor. Belize bayrağı dünyada üzerinde insan resmi olan tek bayrak. Bayrağın ortasında ağaç, mahogoni ulusal ağaç. İki yanında siyah ve beyaz insan mahogoni ağacının altındaki sembol özgürlüğü temsil ediyor. Ağaç etrafında 50 yaprak özgürleşmenin başladığı 1950’yi temsil ediyor. Siyah ve beyaz insanın birlikteliği, dayanışması sembolize edilmiş. Mavi zemin ve kırmızı çizgiler özgürlüğü alt ve üstteki kırmızı çizgiler özgürlüğü temsil ediyor.

Dangriga’da evler genelde direkler üzerine kurulmuş. Karaip Denizi’nden gelen su baskınlarına karşı bir önlem. Ayrıca böcek ve haşerata karşı da bir önlem. Yol boyunca portakal ve greyfurt bahçeleri. Blue Hole National Park’a devam ederken Magnet Hill (Mıknatıs Tepe)’ye geliyoruz. Yokuş yukarı kontak kapattık ama araba yokuş yukarı çıkmaya devam ediyor. Bunun bir eşi de Karaipler de varmış.
 
Blue Hole National Park’ta yağmur ormanları içinde yürüyoruz. Bu ormandaki ağaç yaprakları kanallı ve aşağıya doğru. Bu da yağan yağmurun aşağıya düşüyor yapraktan yaprağa. Yağmur ormanlarının oluşumunda yarasaların rolü büyük. Arıların polen taşıması gibi yağmur ormanlarında da yarasalar. Yağmur ormanı içinde sivrisineklerden korunmak için ilaçlanarak yürüyerek San Pedro mağarasına geliyoruz. Bu mağara yıllar öncesinde tamamen okyanus altında imiş. Kan emici örümcekler bu mağara içinde yaşamlarını sürdürüyor. Bu örümcekler ölümcül ısırdığında 7 yıl içinde ölüme götürüyormuş. Mağara uzunluğu 1 mil civarında, mağaranın içi tamamen karanlık, hepimizin başında ışık var. 

Restoranda çalışan kadının dişleri çok ilginçti. Burada eski bir Maya geleneği ön dişlere yeşim taşı gömerek çevresini altınla çerçeveliyorlar. Ön dişlere yeşim taşı gömmek eski Mayalarda var, bunu müzede de görmüştük. Günümüz Maya kökenli insanlar yeşim taşı etrafına altın ve gümüş çerçeve yaptırıyorlar. Bu onlar için prestij. Yemek sonrası yerel rehberimiz ve şoförümüz sevgili Lasel ile Blue Hole’ye geliyoruz. Burada en derin yer 75 fit. Bu delikte tüplü dalışlar yapılıyormuş. Burası aslında bir yer altı nehri. Bu nehir biraz önce gördüğümüz mağaranın içinde devam ediyor. Depremler neticesi bu bölgede büyük bir çöküntü olmuş ve Bule Hole oluşmuş. Buradan devamla başşehir Belmopan’a geldik. Belmopan şehir merkezi.
 
Parlamento binası ve çevresini gördük. Çok vasattı. Kapısı buranın özel ağacı mahogoni ağacından yapılmış. Parlamento binası ve etrafında bakanlık binaları Maya tapınaklarına benzetmek için merdiven merdiven binaların rengi soluk eski görüntüsü vermek için özellikle böyle yapılmış.
 
Ana ekonomi portakal, greyfurt, şeker kamışı son yıllarda turizm. Ülkede okullar hep kilise yanında. Belize’de günlük gazete yok, haftalık haberleri biriktirip veriyorlar. Tek TV kanalı var.
 Belize’de bölgeler içinden geçen nehrin adını alıyor. Araba ile şehir turunu tamamladıktan sonra Banana Bank Long’a geldik. Burası at çiftliğinin de bulunduğu çok geniş bir alana yayılmış çok güzel bir Lonch. At çiftliği, kafes içindeki leopar ve Tukan kuşu. Leopar ve Tukan Belize sembollerinden… Otel bahçesindeki leopar ve tukan kuşlarının kafesleri önünde dakikalarca fotoğraf çektik. Otelimiz çok çok güzel, doğa içinde çok şık bir koloniyal dönem binası içindeki mobilyalar çok güzel. Akşamüzeri otel havuzuna girdikten sonra yemeğe gittik. Yemekte oteli çalıştıran Alman bayan ile çok sıcak sohbetimiz oldu. Restoran duvarları ve otel içindeki pek çok tablo da bu bayana aitmiş. Çok zarif ve mütevazı bir bayandı.

Belize aklımızda kendine has doğası, ince ruhlu insanları ve küçüklüğüne rağmen görülmeye değer birçok özelliği ile kalıyor. Bir Orta Amerika gezgininin listesinde mutlaka olması gereken nev-i şahsına münhasır ülke Belize.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni