Avşa Adası, Balıkesir’e bağlı muhteşem bir doğa cenneti. Sessiz, daha sakin bir tatil düşünüyorsanız mutlaka düşünmeniz gereken yerlerden. İstanbul ve Erdek’ten ulaşmak mümkündür. Denizi oldukça temiz. Güneş sıcaktan bunaltmıyor. İnce kum plajlarda rahatsız edilmeden dinlenebilir, yüzme keyfini yaşayabilirsiniz.
Adada konaklamak oldukça hesaplı, otellerin dışında apartlar da ekonomik tatil imkânı sunmaktadır. Yemekleri de oldukça hesaplı ve lezzetlidir. Akam vakitleri geç saatlere kadar ailecek gezebilirsiniz. Ada halkı da buraya gelenler de oldukça sakin insanlar. Avşa’nın tek dezavantajı hastane olmaması. Geleceğiniz tatil zamanını iyi belirlemelisiniz. Gemi seferleri elverişsiz hava koşullarında aksayabiliyor. Ada içlerinde yerleşim yok gibi. Ancak yerleşim yerleri sahil boyunca adayı çevrelemiş.
Avşa Adası’na İstanbul’dan gemiyle 5 saatte, deniz otobüsü ile 3 saatte, Erdek’ten ise 1 saat 45 dakika süren yolculuk ile ulaşılıyor. Adanın uzunluğu 7 km, genişliği ise 4 km’dir. Oldukça temiz sokakları, tertemiz denizi, plajı, insanı rahatlatan havası ile oldukça şirin bir yer. Plajları kum ve yöredeki diğer adalarda bu kadar geniş plaj şeridine rastlanmıyor. Bu nedenle ada, cazibe merkezi olmayı hak ediyor. Ayrıca Ortaçağ’da Hristiyan keşişlerin sürgün yeri olarak kullanıldığı da düşünülmektedir. Yiğitler Köyü’nde bulunan Ali Dede Türbesi ziyaret yerlerindendir. Bağcılık çok gelişmiştir. Adanın büyük bölümü asmalarla doludur. Geri kalan alanlarda, bodur çalılar, dikenli ve otsu bitki toplulukları, beyaz kum zambakları ve diğer çiçekler adanın bitki örtüsünü oluşturur. Ada, Marmara’nın orta bölümünde yer almaktadır. Bölge ikliminin özelliklerini taşımakla birlikte, Akdeniz ve Karadeniz ikliminin özelliklerini de yansıtır. Yaz aylarında sıcaklık ortalaması 30 derecenin üzerindedir. İki farklı iklim bölgesi ortasında yer aldığı için yazın kuzeyden esen kuvvetli rüzgârların etkisinde kalan denize girmek, Avşa Adası’nın en güzel yanıdır. Adayı güzelleştiren diğer önemli faktörlerden biri de Haziran ayından Eylül ayının sonuna kadar, hatta Ekim ayında bile denize girilebilir olmasıdır.
Adanın dört bir yanını, koylarını her gün gezi motorları ile veya kendi vasıtanızla gezmek mümkündür. Bunların en ünlüleri Çınar Köyü, Kumburnu, Mavi Köy, Değirmen, Manastır, Kumtur, Beyaz Saray ve Yiğitler Köyü’ndeki Altın Kum’dur. Avşa’nın bir diğer özelliği de gün batımıdır. Güneşin denizden giderek kaybolması, gökyüzünü renk cümbüşüne döndürürken seyredilmesi büyüleyici bir manzara sunar. Ayrıca Türkeli Köyü ve Yiğitler Köyü gezilebilecek diğer yerler arasındadır. Türkeli Köyü’ndeki manastır kalıntısı da ilgi çekicidir. Avşa Adası’na yapacağınız yolculukta; denizin, kumun, güneşin keyfini sürerken kendinizi oldukça dinlenmiş bulacaksınız. Benim huzur bulmak için kaçtığım yerlerden biridir. Yemekler oldukça lezzetli ve hesaplı. Ancak en önemlisi, akşam vakti gün batımını karelemenizi özellikle öneririm. Gün batımı anında avdan gelen balıkçılar eşliğindeki müthiş gün batımı, sahilde beklerken oldukça güzel kareler sunabilir.