Dodo kuşlarının yegane yaşadıkları ancak nesillerini kurtarmak için yaklaşık 400 yıl geç kaldığımız, Hint Okyanusu’nda, yemyeşil, Hindu’su, Müslüman’ı, Hıristiyanı’yla barış ve huzur içinde yaşadıkları Afrika’ya bağlı bir ada ülkesi Mauritius. Belli ki din sömürüsüyle kimsenin bu ülkeden bir kazanç beklediği yok.
Eylül ayı sonları burada kışın son ayları anlamına geliyor; 25 derecelerde hava sıcaklığı, arada esen kuvvetli rüzgarlar ile hissedilen ısıyı düşürüp zaman zaman dalış çıkışında ürpertiyor insanı. Su sıcaklığı tek kat bir dalış elbisesini gerekli kılacak kadar... Kasım-Mayıs ayları arası Mauritius için yüksek sezon, restoranlar, kafeler ve barlar dolup taşıyor. Şimdi ise bazı restoranların tek müşterisi siz olabilirsiniz. Havaalanından 75 km kuzeye yol aldığınızda, muhteşem bir gün batımı manzarası sizi Preybere kumsalında bekliyor olacak. Burası birçok dalış noktasına ve tamamı halka açık olan kumsallara da oldukça yakın. Hemen yakınındaki Grand Baie Alışveriş Merkezi ve restoranları ile oldukça havalı, bir yanındaki kumsal ise ünlü Trou-aux Biches. Ulaşım çok kolay, otobüs veya uygun ücretli ama pazarlığa tabi taksiler ile kısa sürede ulaşabiliyorsunuz.
Adanın kuzey tarafında kalıyorsanız, bir güney turu alıp şelaleleri, krater çukurunu, 7 renkli toprağı görebilir, geçerken de başkent Port Louis’i görebilirsiniz. Restoran olarak favorim Grill & Chill; hem aile işletmesinden dolayı gelen sıcak atmosferi hem de lezzetleri bir harika. Baba “Ranjan” 7 yıldır barbekünün başında, oğul “Steve” ise 2 yıldır barın arkasında harikalar yaratıyor. Mutfakta kim var bilinmez ama o da övgüyü hakkediyor. Garsonluğu ise birçok dil konuşabilen Ally üstlenmiş. Yemek üzerine “Vitamin” adını verdiği ev yapımı likörlerinden ikram ediyorlar, tabii birkaç ziyaret sonrası diğer likörlerini de tattırıyorlar. Dorado ve Marlin balıklarında üstat baba ise, barbeküden muz tatlısı ikram etmeden gece bitmiyor. Kokteyl içenler için ise Malibu-Chill mutlaka denenmeli.
Dalışlar sabah 09.00'da, sürat motorunun heyecan verici sesi ile başlıyor. Noktalar kıyıdan çok da uzakta değiller, her dalış sonrası dalış merkezine dönüp atıştırmalıklar ve eşlik eden kahve ile dinlenip, bir sonraki dalışa hazırlanıyorsunuz. Tabii yaz aylarında, hava izin verdiğinde gidilebilecek başka noktalar da var: Coin De Mire Adası, günlük iki dalış için gittikleri özel bir nokta, burada batık dalışı ve resif dalışında çok canlı görmek mümkün. Köpekbalığı meraklıları için ise Shark Point tam bir cennet, her seviyede dalıcıya uygun, rahat ve bol köpek balıklı...
Base dalış merkezi sahibi Barlen ve ekibi konularında çok iyiler. Karmaşadan uzak, kapasitelerini aşmayan dalıcılar ile sizleri Mauritius’un masmavi sularında, bazen deniz kaplumbağalarının temizlik istasyonuna, bazen batıklara veya siyah ve kırmızı mercanları göreceğiniz resiflere indiriyorlar. Zengin bir fauna ve floraya sahip olan Hint Okyanusu’ndaki bu adada neredeyse tüm tropikal balıkları görmek mümkün. İri mürenler kameranıza doğru ağızlarını açıp kapatırken, aslan balıkları ise tüm azametleri ile dolanmakta. Elektrikli torpil balıklarına dokunmamakta yarar var, üzerlerindeki akım sizi sudan zıplatacak kadar kuvvetli.
Ayın hareketlerine göre sualtında şiddetli akıntılara yakalanmanız olası; en iyisi dolunaya yakın zamanlarda suüstü gezilerini programlayıp, diğer zamanları dalış ile değerlendirmek.