İtalyan Rivierası’nın en gözde limanı Portofino. Genova’dan kalkan trenle Santa Margherita Ligure durağında inip heyecanla kıyıya doğru yürüyorum önce. Portofino’ya buradan kalkan otobüslerle gitmek çok kolay ve yaklaşık 15-20 dk sürüyor. Ancak Santa Margherita’yı es geçmek çok da mümkün olmuyor. Riviera’nın bir parçası olan bu yerleşim huzur veriyor. Biraz sahilde turladıktan sonra hemen ilerideki büfeden biletleri alıp atlıyorum otobüse.
Santa Margherita ve Portofino arasındaki yolun şu zamana kadar gördüğüm en çekici güzergah olduğunu söylemeden geçemem. Bisiklet kiralayarak veya yürüyerek doğaya, manzaraya doymak paha biçilemez diye düşünüyorum. Yolum tekrar oraya düştüğünde bu iki alternatiften birini deneyeceğim.
Güzel bir yolculuktan sonra en sevdiğim yerlerden birindeyim. Şarkılara konu olmuş liman; Portofino. Kıyı boyunca dizilmiş restoranlar, ağaçların arasından göz kırpan kilise, kale ve eski yapılar kendine hayran bırakıyor. Limana demir atmış yatlardan Hollywood starları veya İngiliz kraliyet ailesinden bir soylu çıkabilir. Bir yemek molası vermeden önce Portofino’da neler yapılır diyenlere anlatayım.
Castello Brown
17. yy’daCenevizliler tarafından inşa edilen ve yeşilliklerin arasına kurulmuş kaleye gitmek için biraz tepeye tırmanmak gerekiyor ancak buna değiyor. Limanı alabildiğine buradan görebilirsiniz.
San Giorgo Kilisesi
Kaleye giden yolun biraz daha aşağısında ama yine tepede önünde bir meydanla birlikte muhteşem bir manzaraya sahip. Turlarken buraya da illa ki yolunuz düşüyor.
Botanik Bahçe
Tepeye çıkmak için kullandığınız merdivenlerin hemen yanında duruyor. Vaktiniz ve merakınız varsa ziyaret edilebilir noktalar arasında.
Portofino’da bir yola girip de onu takip ettiğinizde zaten güzel bir tur yapmış oluyorsunuz. Buranın tadını çıkarmak için ise biraz da kıyıda vakit geçirip, manzaraya kendinizi bırakmanız lazım.
Kıyıda birçok restoran var ve bunların kimisi asırlık. Hemen hemen hepsi kaliteli ve nezih. Benim önerilerim, La Stella ve Luca 1965. Ben ana yemek tercih etmek yerine atıştırmalıkları ve güzel bir şarabı tercih ettim. Fiyatların yüksek olduğunu söylemekte fayda var ancak bu yüksek sosyetenin burayı tercih ettiğini bildikten sonra beklendik bir durum. Standartların üzerinde bir para harcayabilirsiniz ancak rengarenk binaları izlemek, biraz maviye bakmak, kıyı kasabasının hakkını vermek buna değiyor.
Konaklama bakımından fazla seçenek yok. Genellikle yüksek fiyatlı lüks oteller yer alıyor. Tercihi bu yönde olanlar için ise tabii ki burası bütün seçenekleriyle bir cennet.
Portofino’yu meşhur yapan olayların başında "I found my love in Portofino" şarkısı gelmektedir. Ardından burada konaklayan Windsor Dükü, Elizabeth Taylor, Sir Winston Churchill, Madonna, Berlusconi gibi isimlerin namı gelmektedir. Riviera hattı boyunca ziyaret edilebilecek birbirinden güzel çok yer var ancak bunların bir kısmını görmüş biri olarak diyebilirim ki Portofino çok başka ve çok tutkulu. Yapılacaklar listesinde üst sırada yerini almalı.