Bir kenti her şeyiyle anlatmak, yaşamak oldukça zor. Kısa süreli seyahatlerimizde de amacımız yerel kültürü bütün yönleriyle tadabilmek. Her dilde her bünyede başkadır, harfler de yetersiz kalır ama benim Amsterdam listem işte burada.
A) Atıştırmalık: Öyle bizim mutfağı buralarda aramak boşuna. Ama güzel bir haberim var. Atıştırmalık sevenlere şu koca patatesler çok iyi gelecek.
B) Bisiklet: Olmazsa olmazlardan. Ne zaman, hangi yoldan bir bisikletlinin çıkacağını asla bilemiyorsunuz. Yaya olarak biraz tedirgin hissetmemek mümkün değil. Oyunu kuralına göre oynamak lazım. Bunun yolu da bir bisiklet edinmekten geçiyor!
C) Coffee Shop: Birbirimizi kandırmaya gerek yok. Ziyaretçilerin büyük bir kısmı bu deneyimi yaşamaya geliyor. Kendi ülkenizde yasak olan bazı konuların burada özgürce sergilenmesi tabii ki ilgi çekici. Tercih sizin, burada özgürsünüz (kısmen)!
Ç) Çiçek pazarları: Su üzerinden yüzeninden tatlı sokaklarda tezgah üzerine kurulanlarına kadar mis kokulu çiçekler unutulmazlar arasında.
D) Değirmen: Özellikle Amsterdam çevresinde yapılan yolculuklarda yol kenarından size göz kırparlar. Zaanse Schan ise değirmenlerin dünyasına dalmanız için biçilmiş kaftan.
E) Ekonomi: Ortalama fiyatların olduğu bir şehirdeyiz. Konaklama biraz pahalı fakat yeme içme kısmında alternatif çok olduğundan bütçeye uygun bir şeyler bulmak oldukça kolay.
F) Fikrim var!: Amsterdam tamam! Noord Amsterdam tamam! Peki ya ufak bir kaçamağa ne dersiniz. Buraya kadar gelmişken bir de Brugge yapmak lazım.
G) Gouda Peyniri: Fazla söze gerek yok! Tatmadan dönülmez.
H) Heineken Experience: Klasikler ama eğlencesine doyum olmazlar arasında bana kalırsa. Tarihten bugüne yolculuk ederken birkaç bira içmek hiç de fena fikir değil.
I) I AM AMSTERDAM: Bu kelimeler neredeyse şehrin sembolü olmuş diyebiliriz. Üstüne tırmananından, atlayanından, koşanından fırsat bulursanız sizin de belki güzel bir fotoğrafınız olabilir.
J) Joordan Bölgesi: Entelektüel mahallelerden biridir. Sanat galerilerin, kanallar boyunca çiçeklerin, zevkle tasarlanmış kafelerin bir araya geldiği, kentin kalbinin attığı yer demek yanlış olmaz.
K) Kuzey Amsterdam: Tamam kabul, çok güzel bir şehirdeyiz ancak masallar diyarında turlamak istiyorsak biraz daha kuzeye çıkmamız gerek. Noord Amsterdam olarak geçen bölgede küçük kasabalar görülmeye değer. Edam, Volendam, Marken, Giethoorn, Zaanse Schans bunlardan sadece bazıları.
L) Lale: Laleleriyle ün salmış bir yerdeyiz. Şehirdeki çok tatlı çiçekçilerde, hediyelik eşya satan dükkanlarda birbirinden çeşitli lalelere rastalayabiliriz ancak kafamızı Amsterdam şehir merkezinin biraz dışına uzatıp da yine küçük kasabalara doğru yol aldığımızda lale neymiş o zaman görürüz.
M) Mola: O zaman kahve zamanı! Roost Koffie, Coffee Bru, Sweet Cup, Latei, Coffee&Coconuts doğru adresler.
N) Neden Amsterdam?: Amsterdam çünkü size diğer Avrupa kentlerinden farklı olan kültürünün yanında değişik tecrübeler de sunuyor. Güler yüzlü insanları da bonus olarak düşünün. Mimarisi, eğlencesi, sanata düşkünlüğüyle ilk akla gelen destinasyonlardan.
O) O zaman dans!: Hadi biraz hareketlenelim. Odeon, Sugar Factory, Studio 80, Paradiso aradığımız yerler.
Ö) Öneri: Şehir merkezini ve çevresini keyifle gezmek, her şeyinin tadını güzelce çıkarmak için 4-5 gün Amsterdam için ideal derim.
P) Pancake: Amsterdam’ın kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği, gecesi gündüzü “pancake”. Leziz marmelatlarını denemeden dönmüyoruz.
R) Red Light District: Kentin en gözde bölgelerinden. Hayat kadınlarının evlerin camlarında küçük danslarla oldukça davetkar davrandığı bu kırmızı sokak özellikle akşamları oldukça hareketli.
S) Sanat: Sanatın adı, dili, rengi yok ve burada herkese yetecek kadar var. Müze ve galeriler, sergiler sizi bekliyor olacak.
Ş) Şekerlemeler: Özellikle coffee shopların hemen yanında leziz vitrinleriyle sizi içeriye davet eden dükkanlar ağzınızın suyunu akıtacak. Her renkten tatlıya burada rastlamak mümkün. Seçim yapması zor ama keyifli.
T) Tekne Turu: Kanal boyunca Amsterdam evlerine, hikayelerine dalıp gitmek isteyenlere.
U) Unutmadan: Özgürlük dediysek yanlış anlaşılmasın. Her yerin olduğu gibi buranın da kuralları var. Kendimizi fazla da kaybetmemek lazım..
Ü) Üşümek: İstikamet kuzey olunca yaz-kış değişmeyen tek şey her zaman sizi üşütecek bir havaya denk geliyor olmanız. Güzel zamanlar var fakat şanslı olmak lazım.
V) Van Gogh Museum: Sanata düşkün ol veya olma, resim sana bir şeyler anlatsın veya anlatmasın, bu müze kaçmaz! Van Gogh yeterince efsane değilmiş gibi bir de oldukça etkileyici bir müzeyle karşımızda.
Y) Yemek vakti: Kağıt kalem hazırsa, güzel bir yemek için gerekli olan liste burada: The Lobby, The Pantry, Renzo’s Delicatessen, Marathonweg Restaurant, Cannibale Royale… Bu liste uzar gider!
Z) Zamanlama: Kışın hayatın sokaklardan evlerin içine doluştuğu bir yerdeyiz. İnsan görmeyi özler mi insan? Özlüyor. O sebeple Amsterdam’ın yazını da kışını da görmüş biri olarak Temmuz veya Ağustos aylarını tavsiye ederim.