Lyon Gezi Anılarım

Kuzey ve güney yollarının kesiştiği yerdeki Lyon, Fransa'nın ikinci büyük kentidir. Önemli kültürel mirası ve canlı, çağdaş sanat etkinlikleriyle günümüzde de zenginliğini ve giderek büyümekte olan bir bankacılık, tekstil ve sanayi merkezi olma özelliğini korumaktadır. Çeşitli havayollarıyla Lyon'a direkt uçabileceğiniz gibi Paris'ten 3 saatlik bir tren yolculuğu ile de ulaşabilirsiniz. Fransa'nın gastronomi başkentine yaptığımız 2 günlük yolculuğumuz detaylarını anlatayım o zaman...

Her sene evlilik yıldönümümüz için ufak kaçamaklar yapmaya çalışıyoruz, 2015 yılı için de istikametimiz Lyon oldu. Kasımın ilk haftası yaptığımız bu yolculukta hava durumunun bu seyahat için gayet uygun olduğunu söyleyebilirim.

Söz konusu Lyon olunca kafanızda ne canlanıyor bilmiyorum; çünkü gitmeden önce benim kafamda bu şehrin bir gastronomi merkezi olduğundan fazla bir şey yoktu. Eğer siz de henüz bilet alma aşamasındaysanız ve Lyon'un gitmeye değer olup olmadığını merak ediyorsanız, cevabım kesinlikle evet. Hem de çok rahat 3-4 gün ayırabileceğiniz bir şehir.

Genel anlamda herkes ilk önce Paris'e seyahat edip sonra Fransa'nın diğer şehirlerine giderken, bizim Fransa'da ilk ziyaret ettiğimiz şehir Lyon oldu. Şehir, Saone ve Rhone ırmaklarını kıyılarında, her iki yandaki tepelerde ve ortadaki yarımadada kurulu olduğundan, Lyon'da yön bulmak pek kolay değil. Mutlaka bir şehir haritası edinin, bu size çok yardımcı olacaktır. Biz otelimizden aldığımız harita yardımı ile bütün şehri yürüyerek gezdik.

Lyon'da KonaklamaLyon malesef ucuz bir şehir değil, bu sebeple konaklama harcamamız diğer ülkelere göre biraz daha fazla oldu. Ancak buradaki en belirleyici madde konum. Eğer bizim gibi şehir merkezinde bir otelde kalmayı tercih ederseniz gecelik 100-200 EUR arası bir miktar ödersiniz; ancak her yerde olduğu gibi Lyon'da da şehir merkezinden uzaklaştıkça ucuz otel bulmanız mümkün. Bizim kaldığımız otel Campanile Lyon Centre - Gare Perrache - Confluenceşehir merkezine yürüme mesafesinde, 2015 Kasım ayında 1 gece için 118 EUR ödedik. Konfor ve ulaşım rahatlığı açısından öneririm.

Lyon Havalimanı'ndan Şehir Merkezine Ulaşım
Lyon'a gitmeden once üzerinde en çok çalıştığımız konu malesef bu oldu; çünkü Lyon Havalimanı'ndan şehir merkezine ulaşım için fazla seçenek yok. Gitmeden önce araştırdığımız bloglarda önerilen ulaşım yolu Rhonexpress, yaklaşık yarım saat süren bir tren yolcuğu ile şehre ulaşıyorsunuz; ancak kişibaşı tek yön ücreti 16 EUR. Bu rakamı görünce farklı arayışlara girdik. Çünkü iki kişi için gidiş-dönüş toplam 64 EUR vermek işimize gelmedi.

Daha önce Lyon'a giden bir arkadaşımız havalimanından kalkan otobüsler ile şehre yakın bir noktaya ulaşıp ordan başka bir araç ile geçebileceğimizi söyledi. Biz de bunu kafamıza not edip yola çıktık. Uçaktan iner inmez danışmaya gittik ulaşım konusunda destek almak için ancak uğradığımız ilk iki banko Rhonexpress dışında seçenek olmadığını söyledi. Başka çare yok Rhonexpress'e doğru gidiyorken son bir deneme ile uğradığımız danışma bankosundaki kız başka bir seçenek önerdi. Havalimanının hemen önündeki 6 numaralı otobüs durağından "Meyzieu" hattına biniyoruz. Otobüs bileti ücreti kişibaşı 1,80 EUR. İlk seyahatimiz yaklaşık 15 dakika sürüyor. Son durakta inip hemen durağın karşısındaki tramvay durağına geçiyoruz. Buradan da T3 tramvay hattına biniyoruz, tramvay bileti kişibaşı 1,2 EUR. Bu hat ile yaklaşık 15-20 dakikada şehir merkezine gidiyoruz. Böylece 16 EUR yerine kişibaşı 3 EUR 'a şehre ulaşmış oluyoruz, bilginize.

Lyon İçinde Ulaşım
Daha önce de belirttiğim gibi biz bütün şehri yürüyerek gezdik; ancak şehrin her yerinde metro, tramvay ve otobüs hatları mevcut. Yani yürümek istemeyenler için seçenek bol. Tüm ulaşım hatlarında kullanabileceğiniz günlük kart ücreti 6 EUR. Bunun dışında neredeyse her sokağın başında bisiklet istasyonları var, saatlik ya da günlük kiralayıp bu şekilde de şehri gezebilirsiniz.

Lyon Gezilecek Yerler
Lyon'da gezip görülecek yerler azdır diye düşünüyorsanız maalesef yanılıyorsunuz, hızlı tempo ile en az iki gün, keyifli bir şekilde gezmek için ise en az üç gün ayırmanız gereken bir şehir burası.
 
Şehirde UNESCO tarafından koruma altına alınmış 4 bölge bulunuyor:

  • Fourviere
  • La Croix - Rousse
  • Presquile
  • Vieux Lyon (Old Town)

FOURVIERE
Fourviere tepelik bir bölgedir ve çok sayıda kilise bulunmaktadır. 150 metre yükseklikteki bu tepelik bölgeye ıkmak için dik yokuşları çıkabileceğiniz gibi Vieux Lyon metrosuna ulaştıktan sonra "Fourviere" fünikülerine binerek de ulaşabilirsiniz.
 
Notre Dame Katedrali - La Basilique Notre Dame de Fourviere
Lyon şehrinin en bilindik yapısı olmasının yanında şehrin her yerinden görebileceğiniz Notre Dame Katedrali hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile gözlıcı mimarisi ile ilginizi çekecektir. Ulaşımı biraz zor çünkü epey yokuş tırmanız gerekecek ama bu kadar yükseğe çıktığınızda göreceğiniz panoramik Lyon manzarası da eşsiz olacak.

Katedrale giriş ücretsiz. 4 kulesi ve zarif süslemeleriyle, eski şehrin silüetinin önemli bir parçası. 1872 yılında inşa edilmiş bu katedral Meryem Ana'ya adanmış. Buraya çıkan hristiyanlar hacı olarak kabul ediliyormuş. 

Eğer bu tepeye finiküler ile çıktıysanız mutlaka yürüyerek inmenizi öneririm, özellikle nehir kenarına doğru inen ince dar merdivenler size görsel şölen yaşayacaktır.


 
Metal Kule
Notre Dame Katedrali'nin yanındaki metal kule 1894 yılında yapılmış ve 86 metre yüksekliğindedir. Yapıldığı dönemde kilise karşıtları tarafından şehrin en yüksek yapısının bir dini yapısı olmaması için desteklenmiş çünkü bulunduğu tepe nedeniyle toplam yükseklik 372 metreye ulaşıyormuş. Günümüzde radyo-televizyon anteni olarak kullanılıyor.


 
Roma Tiyatrosu
 Çok iyi korunmuş durumdaki iki Roma tiyatrosu bu bölgenin antik kalıntılarındandır. Her yıl yaz festivalleri bu alanda düzenleniyormuş, bizim gittiğimiz dönemde ise Lyon Ultra Maratonu için bir etkinlik alanı kurulmuştu.


 
LA CROIX - ROUSSE
La Croix-Rousse bölgesi bir tepe üzerindedir ve bu tepe ile şehrin birbirinden farklı bölgeler olduğu söylenir. Burası daha çok üretim sanayisinin doğduğu bölge ve ekonomik gelişmeler buradan yürütülüyor. Bu bölgeyi çok fazla gezemedik ancak sizing için gezilmesi gereken yerleri sıralayabilirim:

  1. Amphitheatre des Trois Gaules
  2. Montee de la Grande Cote
  3. St Bruno Kilisesi
  4. Jardin Rosa Mir

PRESQUILE
Şehirden geçen iki nehrin, Rhone ve Saone arasında kalan adada bulunan bölgedir. Lyonlular buraya genellikle alışveriş ve yeme-içme odaklı giderler. Şehrin en pahalı mağaza ve restoranları bu bölgededir.

Place de Terraux
Lyon'da bol bol meydan var ve her daim bu meydanlar kalabalık, bazısında insanlar çimlere yayılmış vakit geçiririken bazılarında kurulmuş mini bit pazarı gibi pazarlarda vakit geçiriyorlar, çoğunda ise çocuklar koşturuyor. Place de Terraux ise bunlaran biri ve her daim canlı ve keyifli.

Rue Merciere
Arnavut kaldırımlı bu dar sokak Rönesans döneminden kalmadır. Lyonlular ve bizim gibi turistlerin yerel yemek yeme amaçlı geldikleri bir bölgedir.

Place de Bellecour
Place de Bellecour, kaldığımız otele çok yakın olduğundan sürekli önünden geçtiğimiz şehrin en büyük meydanı. Lyon'da gerçekleşen birçok konser, etkinlik ve protesto gösterisi için toplanma alanı genellikle burası olarak belirleniyormuş. Bana en ilginç gelen yanı ise kışın burasının bir buz pistine, yazın ise lunaparka dönüşüyor olmasıydı...

VIEUX LYON (Old Town)
Lyon'un eski şehir olaak tanımlanan bu bölgesi Saone nehri kıyısındaki muhteşem bir ortaçağ ve rönesans alanıdır. Özellikle hafta sonları çok kalabalık olan bu bölgeyi haftaiçi gezmenizi önerebilirim. Tarihi özellikleri yanında çok sayıda bar ve restoran bulunan bölgede eğlence hayatı da oldukça aktiftir.

St Jean Katedrali
1180-1480 yılları arasında inşa edilmiş olan bu katedral, mimari stil olarak gotik üsluba yakın. Lyon piskoposu burada yaşıyormuş, giriş ücretsiz ancak kıyafetinizin bu ziyarete uygun olması gerekiyor.

Rue St Jean
Palace St Jean'dan başlayıp, Place du Change'e kadar uzanan bölgedir ve bölgenin en turistik caddesini içinde barındırır. Her türlü hediyelik eşya alışverişinizi bu bölgede yapabilirsiniz. Ancak uyarmalıyım sizi, dünyanın çeşitli ülkelerinden topladığım magnetler içerisinde en pahalı magneti burada satın aldım, tanesi minimum 6 EUR. Her turistik bölgede olduğu gibi burada da birçok kafe ve restoran var ve günün her saati tıka basa dolu.

Bu 4 ana bölge dışında Lyon'da kesinlikle görmenizi önereceğim yerler köprüler. Her iki nehir ile kara parçalarını biririne bağlayan onlarca köprü mevcut. Bölgeler arasında gezerken farklı köprülerden karşıdan karşıya geçerseniz hepsini görme şansına erişirsiniz. Özellikle gün batımı sıralarında Saone Nehri kenarına kurulup nehirdeki kuğular ve köprüler eşliğinde günbatımını izlemenizi öneririm.

Lyon'da Yeme-İçme Notları
Lyon Avrupa'nın en büyük gastronomi merkezi olarak biliniyor. Şehirde birçok Michelin yıldızlı restoran olmasının yanında şehrin her yerinde yemek yiyebileceğiniz minik restoranlar var. Bouchon denilen bu minik restoranlar Lyon'un temel taşları gibi. Çoğunlukla sakatat ve yağlı domuz yemeklerini menüsünde bulunduruan bu restoranlar oldukça popüler. Eskiden şehirden geçen ve civarda konaklayan işçiler, Lyon'dan tekrar yola çıkmadan once uzun sure onları tok tutsun diye daha yağlı yemekleri tercih ediyorlarmış. Dolayısıyla Lyon mutfağı da bunun üzerine kurulmuş.

Ayrıca şehrin tüm sokaklarında mis gibi bir hamur kokusu size esir alacak, baget ekmekler, bir çeşit tatlı çörek olan brioche, çeşit çeşit kruvasanlar, birbirinden güzel tatlılar size vitrinlere çekmeyi başaracaktır.


 
Halles de Lyon, bu şehri ziyaret ettiğinizde mutlaka uğramanız gereken bir mekan. Aslında bizdeki meyve-sebze hallerine benziyor. Ünlü Fransız peynirlerinin yüzlerce çeşidini, her türlü et ürününü, çeşit çeşit kabuklu deniz ürününü hem satın alabilir hem de içerideki restoranlarda yiyebilirsiniz. Alışveriş yapın yada yapmayın ama burayı mutlaka ziyeret etmenizi öneririm.

Biz Gezici Günlük tavsiyesi olan midyeyi buradaki Maison Rousseau adlı restoranda yedik. Dışarıda deniz mahsülleri tezgahı, atıştırmalık için bir ayaküstü barı ve bir de keyifli bir yemek için iç salonu var. Biz Fransa'nın meşhur tencere midyesini yemek için buradayız bu sebeple iç salonda bir masada oturuyoruz. Ben bir tencere parmesan peynirli, Sadık da bir tencere kremalı peynirli midye sipariş ediyoruz. Öncesinde gelen baget ve tereyağ ile ufak ufak başlıyoruz; ardından gelen marine midyelerimiz ise enfes. Ancak iki tencere sipariş ettiğimize sonradan pişman oluyoruz; çünkü tencere boyutu ufak olsa da içi ağzına kadar dolu olduğundan 2 kişi için gayet ideal, aklınızda olsun.


 

Gündüz ise oturup bir yemek yemek yerine ünlü Fransız bagetlerine yapılan sandviçhlerin tadına bakmak için Boulangerie du Palais isimli fırının önündeyiz. Evet burası aslında bir fırın, baget ve ekşi maya ekmek satıyorlar ancak dükkanın büyük bir bölümünde bizim gibi sandviç ve dilim pizza yemek için bekleyenlere hzmet veriyorlar. Uzun bir sıra beklemeyi göze alıyorsanız yiyeceğiniz sandvicin müthiş olacağını söyleyebilriim. İstediğiniz malzemeleri söyleyip istediğiniz boyutta sandvici yaptırıp St Jean Katedrali'nin hemen önündeki meydana oturup yiyebilirsiniz.

Sadece 2 gün kaldığım için üzüldüğüm bir şehir oldu Lyon, eski sokaklarında daha çok yürümek, nefis yemeklerinden daha çok içmek isterdim, artık bir sonraki sefere...

 
http://hayatgezinceguzell.blogspot.com.tr/2016/08/lyon.html

 

Gülçin Kaymak Sağkol

Yazar Hakkında

Gülçin Kaymak Sağkol

Her fırsatta gezmek için fırsat kollayan, her yeri merak eden bendeniz gezip gördüğüm yerleri sizlerle paylaşmak için yazıyıyorum. Detaylı bilgileri bloğumda bulabilirsiniz...