Az gittik uz gittik Toskana bölgesini arşınladık. İtalya’da Rönesans’ı yaşamak istiyorsanız Toskana bölgesinde olmalısınız.
Pisa bölgesini, Floransa’yı kapsayan ve İtalya’nın tarihinden kültürüne bütün zenginliklerine doyduğu Toskana'da bugünkü rotamız; San Gimignano.
Bir yer düşünün; evlerinin taş oyuklarına kuşların yuva yaptığı, balkonlarda daracık alanlara iplere çamaşırların asıldığı, ufacık ama bir minik köy…
Çevresi bağlarla çevrili San Gimignano işte tam da burası. Sizi alıyor bambaşka bir zamana götürüyor. San Gimignano adını tarihi kulelerinden alıyor. Geçmişte sayısı 72’ymiş, bugüne ise 14’ü ulaşmış. San Gimignano delle Belle Torri (yani güzel kulelerin San Gimignano’su)
Kasabaya ulaşım; Siena ve Floransa’dan tren ya da otobüsle Poggibonsi’ye, buradan da otobüsle 20 dakikada sonunda bir yolculukla gerçekleşiyor.
Kasabaya ulaştığınızda, kendinizi Orta Çağ film setinde gibi hissedeceksiniz. Sokaklar ve evler muazzam, kentin mimarisi etkileyici.
İtalya’nın her yerinde dondurma yemelisiniz. Eğer sıra gözünüzü korkutmazsa bu meydandaki Gelateria di Piazza’dan dondurmalarınızı alın çünkü 2006-2007-2008-2009 senelerindeki ödüllü dondurmacısı bence kesinlikle harika!
San Gimignano’da çok sayıda müze var. Genelde hafta içi 17.00’de, hafta sonları ise 19.00’da kapanıyorlar.
Ortaçağ işkence aletlerinin sergilendiği Museo della Tortura e di Criminologia Medievale, dikkat çekici fakat biraz ürkütücü!
Dondurmacının karşısındaki giyotin meydanında gelen geçeni izleyip turist olmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Giyotin meydanı dedim de bu kasabanın içinde var bir şiddet yanlılığı ama biz çözemedik.
Kasabanın tepesine çıktığınızda alabildiğince yeşil, eşsiz bir manzara sizi karşılıyor olacaktır.
Kasabanın sokaklarını arşınladıkça Ortaçağ’ın dokusunu daha çok hissedeceksiniz; ben birkaç kareyle size o hissi yaşatabildiysem ne mutlu bana!
Bir başka gezi yazısında görüşmek dileğiyle!