Normandiya arazisinin bir parçası olan heybetli ve alımlı Mont Saint–Michel, ilk gördüğünüzde unutulmaz bir izlenim yaratıyor. Çevresini saran tarım arazisine hâkim, hatta onunla bütünleşmiş halde, yüksek kavak ağaçlarından oluşan bir bulvardaki boşluğu dolduruyor, hasat yapılmış bir tarladaki saman balyalarının arkasına gizleniyor ya da gün doğumundan önceki pembe pusta beliriveriyor. Silueti bile anında tanınıyor.
Fotoğraf | Le Mont-Saint-Michel
Mont Saint-Michel, Couesnon Nehri’nin ağzında gelgitle oluşmuş bir ada. Bir sürü eski yerleşime ev sahipliği yapıyor, tepesinde de sivri kuleli bir kilise ve bir Benedikten manastırı var. Rivayete göre baş melek Mikael 708’de Avranches Piskoposu St. Hubert’e görünmüş ve burada bir manastır yapmasını tembihlemiş.
Mont Saint-Michel’i çevreleyen duvarlar ve kuleler, 14. ve 15. yüzyılda İngiltere ile Fransa arasında yaşanan Yüz Yıl Savaşları sırasında burayı İngilizlere karşı korumuş. Tekrar tekrar saldırmışlar ama bu istihkâmların ve anakaradan kopukluğun bir araya gelmesi sayesinde, adayı ele geçirmeyi başaramamışlar. Adanın savunmayı kolaylaştıran özelliği, üst düzey siyasi tutukluları hapsetmek için kullanıldığı Fransız Devrimi sırasında tersine dönmüş. Aralarında Victor Hugo’nun da bulunduğu ünlü kişilerin protestolarına rağmen, Mont Saint-Michel 1863’e kadar hapishane olarak kalmış.
Fotoğraf | Le Mont Saint-Michel yolu
Hugo adanın büyük bir hayranıydı. Burada dalgaların dörtnala giden bir at hızıyla yarıştığını belirtmek için “à la vitesse d’un cheval au gallop” cümlesini kuran oydu. 14 metreyi aşan yükseklikleriyle, köyün dar sokakları gün doğumundan hemen sonra ıssız ya da kalabalıkların dağıldığı akşam saatlerinde.
Manastır 09.00’da, ziyaretçilerin büyük bölümünün gelmesinden çok önce açılıyor. Bu da nispeten huzur içinde dolaşmanıza olanak sağlıyor. Saat 11.00 dolaylarında burçlardan bakın, yoldan yukarı sürü gibi çıkan insanlar işgalci bir orduyu andıracaktır. Mont Saint-Michel’e uzaktan bakmak ve çevreye nasıl uyum sağladığını görmek için araziye doğru yollanmanın tam zamanıdır.
Mont Saint-Michel, Dinard Havaalanı’ndan arabayla kısa bir mesafede. Yolun anakara tarafında bir sürü otel var ama Mont Saint-Michel’de kalmak adanın eşsiz atmosferinin tadını çıkarmanıza olanak sağlar.