Freiburg, Kara Orman sınırında bir üniversite şehri. Hem içinden geçen tramvayı ile modern hem de gotik tarzdaki Freiburg, Minster Katedrali ve binaları ile tarih dolu bir yer. Almanya’daki en güneşli ve ılıman iklime sahip yerlerin başında geliyor.
Freiburg küçük bir şehir, birkaç saatte tüm merkezi yürünebilir. Üniversite şehri olduğundan farklı kültürleri de barındırıyor ve çok hareketli. Yani küçük olmasına rağmen yapılabilecek birçok aktivite var. Arnavut kaldırımlı sokaklarındaki her bina tarihi çağrıştırıyor. Rengarenk evlerin, restoranların ve dükkanların milyonlarca fotoğrafını çekmek mümkün...
Mimarlığa karşı ilgisi olan biri için cennet bir yer Freiburg. Şehir geçmişten bu yana Avusturya, Fransız, İsveç, İspanya ve Almanya tarafından yönetildiğinden mimari eserlerde birçok farklı kültürün izlerini görmek mümkün. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin, katedral hariç her yeri yakılıp yıkılmış. Fakat savaş sonrasında aslına, Ortaçağ’a uygun olarak tekrar yapılmış. Erasmus’un iki sene yaşadığı kırmızı evini de gezmek mümkün...
Biz de öneriler doğrultusunda arabayı eski şehre yakın bir noktaya park edip Altstadt (Eski Şehir) sokaklarında yürümeye başladık. Yürünerek rahatlıkla gezilebilir merkezi. Her sokak Münsterplatz, katedral meydanına çıkar desem yanılmam sanıyorum. Cumartesi sabahı, meydana kurulmuş bir ‘farmers market’ içinde bulduk kendimizi. Envai çeşit meyve-sebze-ekmek ve elma şarabı yanında, kızarmış sosis de vardı elbet!
Şehrin en önemli simgesi 130 senede tamamlanan Freiburg Katedrali. Yıllardır bakımda olsa da, piramit şeklindeki kule inanılmaz. Savaş sırasındaki bombalardan etkilenmemesi de!
Sokaklarındaki ufak su kanalları hemen dikkat çekiyor. Çocuklar, bir karış derinlikteki bu kanalların içinde oyuncak gemi yüzdürüyorlarmış yağmur yağdıktan sonra. Bu kanallara da Bachle deniyor. Freiburg’a özgü bir şey. Bir inanışa göre, eğer yanlışlıkla ayağın içine girer de ıslanırsa, oralı biriyle evlenirmişsin :)
Rüzgar ne yönden eserse oraya yürüyerek Ortaçağ’dan kalma Martin’s Tor’u bulduk, şehrin önemli simgelerinden, müthiş güzel bir şehir kapısı! 13. yüzyıl harikası ve şimdi McDonalds var içinde :)
Trafiğe kapalı sokakları takip ederek Rathausplatz'a vardık. Hava güzel olduğundan açık havada meydandaki masalardan birinde kahve molası verdik. Ortadaki havuz başında tango yapan bir çift vardı. Çocuklar ve yetişkinler için oldukça eğlenceliydi izlemek. Hafta sonu olduğundan New Town Hall’da evlilik törenleri yapılıyordu. Burası bir zamanlar üniversite olarak da kullanılmış.
Diğer şehir kapısı da Schlossberg, bir tepe üzerinde bulunuyor. Tüm şehri görebileceğiniz bir biergarten, yani bira bahçesine sahip. Ufak bir yürüyüş ve tırmanma gerekiyor manzara için. Schossberg Bahn denilen raylı sistemi de kullanmak mümkün yukarıya çıkmak için.
Bu bölgeye özgü Schwarzwalder Kirchtorte, orman meyveli tart, mutlaka tadılması gerekenlerden. Yazın Alman içeceği Hugo, mürver çiçeği (Elderflower) ve gazlı şarap ile yapılan bir içecek, kışın da bira içmeniz önerilir.
Koşturmadan gezilebilecek, gezerken de keyif alınabilecek bir yer Freiburg. Filtresiz taze bira için imalat yeri Feierling’e, atıştırmak için Markthalle’e gidin. Şık bir yemek ve manzara için de Schloss Cafe önerilir. Viel Spass! (=Tadını çıkar!)