Sabah saatleri yine yollardayız. Bugün Serengeti’den çıkıp, Isebania sınırına ulaşıp, oradan da Masai Mara’ya geçeceğiz.
Bir süre doğal yaşamın arasında yol aldıktan sonra milli parktan çıkıyor ve yerel köyler arasında ilerliyoruz.
Toprak yolların iki tarafında sıralanmış küçük evlerden oluşan küçük köyler ve yol kenarında bekleşen çocuklar, bir dönem sonra çok alışıldık bir hal alıyor.
Yollar ve jeepimizin bize yaptığı Masaai masajı eşliğinde Isbania sınırına doğru yol alıyoruz. Yollar kızıla boyanmış. Kaldırım mı? Tabii ki yok.
Sınırın Tanzanya tarafındaki son yerleşimi ise Sirari köyü. Isebania sınırında araç ve rehber değiştirmemiz gerekiyor. Halbuki birkaç sene öncesinde buna gerek yoktu, aynı araç ve şöfor ile yola devam edebiliyorsunuz. Şimdi kurallar biraz daha farklı. İşlemlerimizin yapılmasını beklerken Tanzanya tarafında cafe de denmesi zor bir mekanda sabah otelden aldığımız öğle yemeklerini yiyoruz. Bu cafenin içindekiler bizi sevdi mi, nefret mi etti anlamak zor ama bizimle ilgili konuştukları çok açık.
Kenya vizesini kapıdan alacağız. Burada hala işler el yordamıyla yapılıyor. Ufak bir oda içinde iki memur ve odaya doluşmuş sıraya girmemiş farklı milletlerden bir grup insanız.
50$ ödeyerek Kenya’ya giriş için vizelerimizi alıyoruz. Bu arada yeşil pasaporta vize yok.
Yanımızda kalan Tanzanya şilinlerini Kenya şilinine çevirmek için Exchange ofis bakıyoruz. Ama etrafta exchange ofis yok. İki seçenek var; biri en yakın yerleşime gidip orada bankada bozdurmak. Diğeri ise sınırda bekleyen ve para bozma işini kendilerine meslek edinmiş kişilerle pazarlık yapmak. İkinci yöntem hem kur olarak, hem de zaman kaybetmemek olarak daha avantajlı.
Parayı da bozdurduktan Tanzanya’daki şöforlerimiz ile vedalaşıp, Kenya’da bize eşlik edecek olan David ve Antonio ile yola devam ediyoruz. Yine bir müddet toprak yollar arasında ilerliyoruz. Ama burada daha yeşil ve renkli bir ortamla karşılaştığımız da kimsenin gözünden kaçmıyor.
Isebania sınırından Maasai Mara’ya doğru yaklaşık 20 kilometre kadar asfalt yollardan gittikten sonra yeniden toprak yola çıkıyoruz. Yine yol kenarında derme çatma evler, çıplak ayaklı çocuklar, bisiklet süren insanlar var.
Maasai Mara Milli Parkı’na girmeden önceki son yerleşim Tarime kasabası. Burada durmadan giriş kapısına doğru ilerliyoruz. Oloololo Kapısından giriş yapacağız. Ancak kapıya kadar yol o kadar bozuk ki, araçların tamamı, antenlerine bir tenis topu takmak suretiyle anteni araca bağlamışlar. Bu da antenin sağa sola savrulmasını azaltıyor. Ama buna rağmen bu bozuk yollardan geçerken bizim aracın anteni bir ağaca çarparak kırıldı.
Ardından giriş kapısına geldik.
Burada yerel rehberlerimiz giriş işlemlerimizi hallettikten sonra, Milli Park içerisinde konaklayacağımız Serena Lodge’a doğru ilerliyoruz.