Yaz tatili, plaj, deniz, kum, güneş dendiği zaman aklınıza ilk gelen ülke Bulgaristan değildir eminim. Ama Karadeniz kıyılarında sizi çok şaşırtacak güzellikte plajlarıyla Bulgaristan önemli bir alternatif yaz tatili vadediyor ziyaretçilerine.
En kolayı karayoluyla ulaşmak. Dereköy sınır kapısından otobüs ya da kendi özel aracınızla başladığınız yolculuk, Karadeniz kıyısını takip ederek kuzeye doğru gittiğinizde sizi sırasıyla Burgas, Sunny Beach ve Varna’ya ulaştırıyor. Burgas’ın sanat ortamı, doğal güzellikleri ve enfes yemeklerini de, Sunny Beach’in Akdeniz kıyılarını aratmayan kilometrelerce uzunlukta tertemiz plajlarını da şimdilik es geçip en kuzeydeki Varna’dan bahsetmek istiyorum.
Varna yalnızca Bulgaristan’ın en büyük sahil kenti değil, aynı zamanda kültür başkenti vasfı taşıyor. Şehirde tam 8 tane üniversite bulunuyor. Belki biraz bu sebepten, biraz da ticaret hayatının hareketliliğinden olsa gerek Varna’nın her bir köşesi kültür ve sanat kokuyor. Sokaklarda sanatını icra eden müzisyen, ressam ve tiyatroculardan tutun, her yıl tekrarlanan sokak festivalleri ve ülkenin en eski ve köklü müzelerine kadar Varna’nın kültür hayatının içinde mevcut.
Eğer yaz aylarında ziyarete geldiyseniz Varna sahilinde denize girebilirsiniz. Bize göre daha kuzeyde olmasına ve de hırçın Karadeniz’in kıyılarında yer almasına rağmen Varna’da plajlar oldukça keyifli. Sea Garden Park’ın içinden halk plajına da ulaşabiliyorsunuz, şehrin merkezinin başka noktalarında ya da hemen dışında da birçok plaj ve plaj tesisi bulabiliyorsunuz. Bunların bazıları beach resort şeklinde yenilenerek biraz daha fazla imkan vermiş ziyaretçilerine, bazıları ise fazla tesis olmadan, yalın şekilde karşılıyor deniz sevenleri.
Ziyaret amacınız yalnızca deniz değilse ya da plajdan sıkıldığınız zamanlar olursa Varna’da gezilecek yer açısından alternatifleriniz sayısız. Her şeyden önce Sea Garden Park’ın içi müze dolu. Özellikle çocuklar açısından eğlenceli deneyimler vadeden Kopernik Müzesi ve Akvaryum’u saymak lazım. Yunus Gösteri Merkezi’nin de bulunduğunu söylemeden geçemeyeceğim ancak bu zavallı hayvanların hapis altında tutulmasından gerçekten hoşlanmıyor ve desteklemiyorum, o yüzden tavsiye de etmiyorum. Yine de karar sizin.
Şehrin merkezini keşfe çıkarsanız da Varna sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Zaten şehre girer girmez birçok noktadan görebileceğiniz büyük Dormition Katedrali şehrin en görkemli yapısı. Bunun yanında rönesans mimarisindeki enfes Evksinograd Sarayı, 100 binden fazla objeyi barındıran Arkeoloji Müzesi ve Stonehenge’e benzeyen Taş Ormanı Varna’da mutlaka gezilmesi gerekenler arasında.
Yemeklerden yana ise Varna seyahatine çıkanlar çok şanslı. Özellikle Karadeniz’in enfes balıkları ve deniz ürünleri, Bulgaristan’da da hiç hayal kırıklığına uğratmayacak sizi. Tabi meşhur Shopska salatasını (üzerine peynir rendelenmiş çoban salata) ve heryerde mutlaka rende beyaz peynirle servis edilen patates kızartmasını heryerde bulacak ve eminim zevkle yiyeceksiniz. Aynı konaklamada olduğu gibi yiyeceklerde de fiyatların Türkiye’ye kıyasla neredeyse yarı yarıya daha uygun olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.
İstanbul’dan kara yoluyla yaklaşık 5 saat uzaklıktaki Varna’ya hem plajlarının tadını çıkarmak, hem de kültür turlarıyla renklendirerek unutulmaz bir uzun haftasonu kaçamağı yapmak için gidebilirsiniz.