İstanbul’a çok yakın olup da hala görmediğim için hayıflandığım şehirler olan Sunny Beach ve Varna için sabah erkenden yola çıktım, araç ile İstanbul’a 350 km civarında olan Sunny Beach için Dereköy Sınır Kapısı'nı kullandım, sınırda çok fazla beklemeden Bulgaristan’a giriş yaparken Bulgaristan sınır görevlileri ısrarla yurtdışı sigortası istediler, o an yanımda olmadığın için Türkiye tarafına yürüyerek 25 lira karşılığında sigorta yaptırıp Bulgaristan’a geçebildim, daha önce defalarca karadan ve havayolu ile geçiş yapmama rağmen ilk defa sigorta sorulduğunu hatırlatayım, Dereköy Sınır Kapısı'nı kullanacaksanız mutlaka yanınıza sigorta evraklarınızı almanızı tavsiye ederim.
Dereköy sınır kapısından 120 kilometre uzaklıkta Sunny Beach'e yaklaşık 1 saat 45 dakikada ulaştım, Sunny Beach Bulgaristan’ın eğlence hayatı ve sahilleri ile ünlü bir yerleşim yeri olduğu için otele eşyaları bırakıp Sunny Beach'i keşfetmeye başladım. Karadeniz, karalığını gösterircesine oldukça dalgalı olduğu için sahilde sadece güneşlenmeyi tercih ettim. Sahilin, çok uzun, bol kumlu ve düzenli olduğunu söylemeliyim, birçok sahilde göremeyeceğiniz kadar güzel kumlu bir sahilde, tatil yapan, denize giren insanların keyfine ortak oldum. Sunny Beach hemen bütün tatil beldeleri gibi hediyelik eşya dükkanları, atıştırmalık dükkanları ve dondurmacılar ile çevrilmiş, akşamüstüne doğru deniz ürünleri satan bir restaurantta yemek yedim ama çok sevdiğimi söyleyemem, hem balık hem de midyenin tadını alamadım. Gezilerde her şey yolunda gitmez diyerek ünlü gece hayatını görmek için geceye doğru Sunny Beach sokaklarındaydım.
Sunny Beach'in ünlü barları ve gece kulüplerini gezerken en çok sevdiklerime yer vermek istiyorum. The Corner kesinlikle sizi eğlenceye doyuracak bir mekan, güzel müzikler ve dansçılar arasında eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz. Diğer bir mekan ise Sunny Beach'in en ünlü gece kulübü olduğu söylenen Cacao Beach Club içeri 20 leva ödeyerek girebilirsiniz bu da yaklaşık 45 lira yapıyor, içerisi çok kalabalık ve herkes dans ediyor, çılgın bir gece geçirmek isterseniz oldukça ideal bir yer olabilir. Ben sabah erken kalkıp Varna’ya doğru yol alacağım için geceyi kısa kesip hotelime dönmeyi tercih ettim.
İkinci gün Varna’daydım, Sunny Beach'ten yaklaşık 1,5 saatlik bir mesafede bulunan Varna, kesinlikle gördüğüm diğer Bulgaristan şehirlerinden daha çok etkiledi beni, Karadeniz’in güzelliği Varna’ya yansımış. Varna’ya gelince ünlü şairimiz Nazım Hikmet’i anmadan geçemedim, onun da yürüdüğü ve hasret şiiirlerini yazdığı caddelerde yürüyüşler yaptım, tarihi ve görkemi ile Varna benim en çok beğendiğim Bulgaristan şehri oldu birden. Nazım’ın hasreti ile benim hafta sonu tatilim birleşti eğlence ve hüznü aynı sokaklarda aynı anda yaşadım.
Varna sahilinde deniz çok daha sakin ve kum yine oldukça güzeldi, sahil olarak Sunny Beach’ten bir adım öne geçti bu sebeple, sahilde birçok restaurant mevcut ve ben Ernie Hemingway’ı tercih ettim ve inanılmaz memnun kaldım. Özellikle balık dışında bebek kalamar ve karides çok lezzetliydi, sırf buradaki müthiş tatlar için bile bir kez daha Varna seyahati yapılabilir. Ben oldukça zengin bir menü söylememe ve birçok balık çeşidi tatmama rağmen 130 tl gibi oldukça makul bir fiyat ödedim. Varna’nın en lüks restaurantlarından birinde bile fiyat çok uygun, yeme içme için daha düşük bütçeli restaurantlar seçilirse Varna seyahati kesinlikle çok daha ucuza gelecektir.
Varna gece ise oldukça renkli ve eğlenceliydi, gece sahilde uzun bir şerit üzerinde yürüyüş yolunun sağlı sollu her tarafında barlar, eğlence mekanları ile bu renkli şehirde çılgın bir gece hayatı vardı. Kalabalık ve özellikle genç nüfus hem tatil yapıp hem de eğlenirken size de kendinizi genç hissettirecektir. Sabaha kadar bitmeyen kalabalık ve danslar sokaklara taşmış ve herkes tatilin ve şehrin tadını çıkarıyordu.
Varna’nın Opera Binası, ünlü Dormition of the Mother of God Katedrali ve tarihi yerleri elbette diğer gezi seçenekleri olarak karşımıza çıkıyor, benim iki günlük seyahatimden dönerken ağzımda keyifli bir Varna tadı ve Nazım’ın hasret şiirleri kaldı.
Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden,teper ha babam teper
paralanmaz
teper taşlı yolları.
Bir vapur geçer Varna önünden,
uy Karadeniz’in gümüş telleri,
bir vapur geçer Boğaz’a doğru.
Nazım usulcacık okşar vapuru,
yanar elleri…
Varna’ya neden daha önce gelmediğimi sorgulayarak ve tekrar görüşmek dileğiyle veda ettim.