Roma’ya gitmişken Vatikan’a uğramadan olur mu?

Biz seyahatimizin bir gününü bu dünyanın en küçük ülkesine ayırdık ve Repubblica Meydanı’ndan 40 nolu otobüse binerek Vatikan’a gittik. Yakın bir durakta otobüsten inerek sağlı sollu kolonların bulunduğu düz bir yoldan, dünyanın bu en küçük ülkesine, öncelikle San Pietro Meydanı’na doğru yürümeye başladık.

San Pietro Meydanı

Vatikan bizi, San Pietro Bazilikası, bazilikayı çevreleyen sayısız sütun ve içeriye girmek için oluşturulmuş uzun bir sırayla karşıladı.


San Pietro Bazilikası

Bazilikadan içeri adım attığımızda gözümüze ilk çarpan Michelangelo’nun zerafet ve hüznü, görkem ve sonsuzluğu iç içe barındırdığı kalbinize dokunan Pietra isimli eseriydi.


Pietra

Devamında Bernini’nin eseri olan ve kutsal ruhu simgeleyen beyaz güvercin figürünü yani Apsis isimli yapıyı inceledik ve alında yer alan yapının ise yine Bernini’nin tasarımı olan Aziz Petrus’un Koltuğu olduğunu öğrendik.

Bernini’nin son eserlerinden biri olan VI. Alexander Anıtı, gölgelerinde Adalet, Doğruluk, İffet ve Basiret figürlerini gösterirken, aynı zamanda mermerden yapılmış kumaşın altından başını gösteren iskelet figürü elinde tuttuğu bir kum saatiyle ölümlülüğü hatırlatmaktaymış.

Yapıların her birini tek tek incelemenizi ve hikayesini öğrenmenizi şiddetle öneririm, biz bu sayede tüm eserlerin tadını doyasıya çıkardık ve sonrasında kubbeye çıkmak için 330 basamağı ve dar kısımları geçmeyi göze alıp en tepeye ulaştık, burada Vatikan’ın Roma’ya doğru uzanan eşsiz manzarasına tanık olduk.

Bazilikanın kubbesini 42m ölçüsünde yapmış olan Michelangelo, 43.3m ölçüsündeki Pantheon’a bu şekilde hürmetini ifade etmiştir. En az Pantheon’da gördüğümüz kadar muazzam büyüklükte bir kubbe olmuş bana kalırsa.


Kubbeden Vatikan manzarası

San Pietro Bazilikası’nın yanında yer alan Sistine Şapeli ise kendine has öyküsü ve içerisinde bulunan eserleriyle görülmeye değer bir yer. İçerde bulunan eserler sadece sanatçıların başyapıtlarından ibaret değil ve aslında her biri bir dinsel öyküyü anlatmaktadır.

Botticelli’den Musa’nın Yaşamından Sahneler, Michelangelo’nun ortaya koyduğu Anahtarların Aziz Petrusa Verilmesi, Nuh’un Sunusu, Yaradılış ve Kurtarılış sahneleri ve yasak meyveden yiyerek cennetten kovulan Havva ile Adem’in hikayesinin yer aldığı İlk Günah isimli eserinin yer aldığı freskler bunlardan birkaçıydı. Bu sanat eserlerini tek tek dikkatli bir şekilde incelediğiniz zaman işin keyfine vardığınızı belirtmek isterim.

Vatikan’da gezdiğimiz diğer yapılar Rönesans sanatçılarının yüzlerini taşıyan, antik filozofların yer aldığı, Atina Okulunun betimlendiği Raffaello Odaları ve duvarlarında modern sanat koleksiyonlarının bulunduğu Borgia Daireleri’ydi.
Bazilika ve şapeli dip köşe gezdikten sonra arka çıkıştan devam ederek kendimizi Vatikan sokaklarında hediyelik eşya dükkanlarının içerisinde bulduk.

Buraya ayırdığımız tam bir gün bize ancak yetti. Havanın hafif kararması ve pembeleşmesiyle birlikte veda ettiğimiz San Pietro Meydanı, bize ortada bulunan Dikilitaş’ın ihtişamıyla el salladı.

Dönüş yolunda, San Pietro Meydanı’nın devamında yer alan bulvar üzerindeki hediyelik eşya mağazalarına uğrayabilir, lezzetli İtalyan makarnalarıyla kendinize bir ziyafet çekebilirsiniz.

Bir sonraki gezi yazımızda görüşmek dileğiyle,Sevgiyle.