Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Yaklaşık 2 yıldır “Tadında Seyahat” adlı blogumda restoran, otel ve seyahat ile ilgili yazılarımı yazıyorum. Fotoğraf çekmeyi, yemek yemeyi/yapmayı ve seyahati çok seviyorum. Tüm bu sevdiğim şeyleri bir araya getirerek nasıl faydalı bir şekle dönüştürürüm fikriyle yola çıkarak blogumu oluşturdum. Bu 2 yıl içinde blog ve yazılarımla ilgili oldukça güzel tepkiler aldım.
Bilkent Üniversitesi'nde lisans programımı tamamladıktan yüksek lisans için Los Angeles'a gittim. Los Angeles çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir şehir olduğu için farklı mutfakları burada yakından tanıma imkânım oldu ve damak tadım gelişti. İstanbul'a dönünce IMA'da fotoğrafçılık eğitimi sonrasında da Istanbul Culinary Institute'da da Restoran İşletmeciliği eğitimi aldım. Tüm bunlar blogumun gelişmesinde çok faydalı oldu.
Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Klişe olacak ama yeni yerler görmek, değişik mutfaklar keşfetmek ve farklı insanlarla tanışmak tabii ki bana ifade ettiği en önemli şey. Fakat seyahatlerim sonunda tecrübelerimi paylaşıp insanlara fikirler sunmak da benim için inanılmaz bir keyif. Seyahatlerin hayatımdaki yeri çok büyük… Mümkün olan ilk fırsatta mutlaka seyahat ederim. Uzun seyahatlere çıkamadığım dönemlerde bile mutlaka yakın mesafeleri keşfe giderim.
Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz?
36 ülkeyi gezme fırsatım oldu. Bunların birçoğuna da birden çok kez gittim.
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Aslında her gittiğim yerin güzel yönlerini yakalamaya çalışıyorum. Beni etkilemeyen yer çok az ama en fazla etkileyenler; Los Angeles, Santorini ve Tokyo.
Gezdiğiniz ülkeler arasında tekrar gitmek istediğiniz bir ülke var mı?
Birkaç tanesi hariç, hepsine tekrar gitmeyi isterim.
Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde tek mi yoksa grupla mı seyahat edersiniz?
Yalnız seyahat ettiğim de oluyor. Planlar uyduğu takdirde arkadaşlarım ve ailemle seyahatlerim de oluyor. Hepsinin bana verdiği tat ayrı. Yalnızsam daha kafama göre takılma şansım oluyor. Şehirleri yürüyerek keşfetmeye bayılıyorum.
Rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Daha önceden gezmediğim ülke ve şehirlere gitmeyi tercih ediyorum. Gitmiş bile olsam mutlaka o şehrin görmediğim yerlerini keşfetmeye çalışıyorum.
Seyahat öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
Gideceğim ülke ile ilgili mutlaka bir tanıtım kitapçığı alıyorum. Onu okuyup notlar alıyorum. Sonrasında ise bütün zamanım internet üzerinde araştırma yaparak geçiyor. İşimi şansa bırakmayı sevmiyorum. Otelimin, yemek yiyeceğim restoranların ve göremem gereken yerlerin listesi seyahatimden önce hazır olması gerekiyor. Bu konuda çok iyi bir internet kullanıcısıyım.
En son nereye gittiniz?
Türkiye'de Bodrum, yurtdışında San Diego, Los Angeles ve San Francisco.
Sırada neresi var?
Yunanistan'ın batı tarafındaki adalar; Corfu ve Kefalonia.
Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da web siteniz var mı?
www.tadindaseyahat.com
Seyahatleriniz sırasında başınıza gelen, unutamadığınız enteresan bir anınız var mı?
Blogumda bahsettiğim gibi restoranlar hakkında değerlendirme yazıları yazıyorum. ABD seyahatim sırasında San Francisco'da sabah kahvaltısı için gittiğim Tartine Cafe'de Türkiye'nin en ünlü gurmesi Vedat Milor'a rastladım. Güzel sohbetler eşliğinde birlikte tadım yapmamızı hiç unutmayacağım. Böylesi büyük tesadüfler insanın başına çok az gelir!
Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Genellikle internetteki tavsiyelerden faydalanıyorum. Mekân hakkında ön araştırma yapıyorum. O şehirde yeme-içme üzerine yazan blogger tanıdıklarım varsa onlara, yoksa arkadaşlarıma soruyorum nerede yemek yemem gerektiğini. Bazen de tesadüfi şekilde karşıma güzel mekânların çıktığı da oluyor. Bir de zincir restoranlar yerine daha butik ve lokal restoranlar tercih etmeye çalışıyorum.
Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Benim için konfor çok önemli. Kalacağım yer, gezip göreceğim yerlere yakın olmalı. Oteller ilk tercihim oluyor. O olmazsa da ev/oda kiralama yöntemini tercih ediyorum.
Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Genellikle araştırarak gittiğim için sürpriz yaşamıyorum. O yüzden hayal kırıklığım hiç olmadı. Ancak bir kere gitmenin yeterli olduğunu düşündüğüm şehir ve ülkeler var.
Yaklaşık 4 yıl yaşamış olduğunuz Los Angeles’taki yaşamla ilgili deneyimlerinizi anlatır mısınız?
Los Angeles'ın ruhunu hissedebilmek için orada bir süre yaşamanız gerekiyor. Genellikle ilk gidenler bu nasıl şehir, merkezi yok, sokakta kalabalık insan toplulukları yok, doğal güzelliği yok diyebilirler. Yıllar önce ilk kez Los Angeles'a gittiğimde New York gibi bir şehirle karşılaşacağımı düşünmüştüm ve bu nasıl bir metropol demiştim. Ancak bir süre sonra New York'tan çok daha güzel bir şehir olduğunu anladım. 300 gün güneşli bir havanın olduğu, uçsuz bucaksız plajların ve gösterişli evlerin olduğu, nemin olmadığı, insanların genellikle parmak arası terlik ve şort giydiği, rahat bir yaşamın olduğu bir şehir. Ayrıca her an filmlerde gördüğünüz Hollywood starlarına rastlama olasılığınızın olduğu bir şehir. Tek problem toplu taşıma; Los Angeles'ta genellikle herkes araba kullanıyor.
Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
İstanbul'da yaşamayı çok seviyorum ama başka bir yer olsa bu yine biraz önce saydığım nedenlerden ötürü Los Angeles olurdu.
Seyahatlerinizde gezdiğiniz yerleri gastronomi açısından da inceliyorsunuz. Bu durum seyahatlerinize nasıl bir yön veriyor?
Aslına bakacak olursanız çok daha masraflı oluyor. Mutlaka birkaç iyi restoran keşfetmeye çalışıyorum. Gittiğim yerlerde bugün de bir şeyler atıştırıp geçiştireyim diyemiyorum. Geçiştirsem bile bu yine oraya özgü lezzetlerle oluyor. Meşhur fast food zincirlerine girip asla yemek yemem. Sürekli yeni tatlar peşinde koşarım. Yurtdışına gidip de illa Türk yemeği diye tutturanlara da hiç anlam veremem. Bir de son zamanlarda eğer o şehirde gastronomi üzerine bir tur yapılıyorsa onu seçmeyi tercih ediyorum.
Yeme-içme yönünden incelediğiniz yerler arasında en unutamadığınız ve favoriniz olan yemek nedir, hangi şehirdedir?
Los Angeles Bottega Louie'nin enfes tatlıları, San Francisco Tartine'in kruvasan ve çöreklerini, Yunanistan'da yediğim tüm deniz ürünlerini, Roma'da Pier Luigi adlı restoranın tekir balığı kavurmasını bir de Kopenhag'daki Retour Steak'in Rib Eye Steak'ini unutamıyorum.
Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Gittiğim 36 ülkenin hepsi kuzey yarımküre ülkeleri o yüzden tüm güney yarımküreyi gezmek isterdim. Özellikle Güney Amerika ülkeleri, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Avustralya'yı gezip en farklı restoranlarında yemek yemek ve ilginç otellerde konaklamak isterdim. Karayiplerde gemi turu yapmak, son 1 haftasında da Maldivlerde bungalovlar üzerinde keyifli bir tatil yapmak isterdim.
Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Herkesin gezme amacı, tercihi ve önceliği farklı oluyor. Öncelikle ne görmekten veya ne tatmaktan hoşlandıklarını belirlemeliler. Mesela benim gibi yeme-içmeden hoşlanıyorlarsa seyahatlerini ona göre planlasınlar. Müze gezmeyi seviyorlarsa onu planlasınlar. Böylece vakitlerini en iyi şekilde değerlendirebilirler. Gitmeden önce iyi bir araştırma yapmak çok önemli. Tabii ki kötü sürprizlerle karşılaşmamak için cüzdan ve pasaport gibi değerli eşyalarına dikkat etsinler.
