Beylerbeyi Sarayı

İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaziçi köprüsünün ayağında yer alan Beylerbeyi Sarayı muhteşem bir manzaraya sahiptir.

2. Mahmut döneminde yapılan ahşap sarayın yanması sonucu Sultan Abdülaziz döneminde yeniden yaptırılmış olan bu yazlık saray kompleksini rehber eşliğinde gezebilirsiniz. İçeride fotoğraf çekmek ise kesinlikle yasak.

Saray özellikle yabancı devlet misafirlerinin ağırlanması için kullanılmıştır. Doğu ve Batı üsluplarının harmanlanarak yapıldığı bu saray, bodrum katı da dahil olmak üzere 3 katlı olup, 24 oda ve 6 salondan oluşmaktadır. Taban döşemelerinin tamamı rutubeti önleme amaçlı olarak Mısır’dan getirilmiş hasırla kaplanmıştır. Hasırların zarar görmemesi için ziyaretçilerin yürüme yoluna halı serilmiş.

Tamamı Fransız-Baccarat kristalleri ile yapılmış olan avizeleri sarayın en görkemli unsuru. Bu nedenle Beylerbeyi Sarayı avizeleri ile ün salmış.

140 metrekare büyüklüğündeki Hereke yapımı tek parça halısı yine sarayın gözde parçalarından. Saray halıları, Baccarat kristal avizeleri, saatleri, tavan işçiliği ile görülmeye hak ediyor.

Sultan 2. Abdülhamit tahttan indirildikten sonraki hayatını burada geçirmiş ve burada vefat etmiştir.

Dört giriş kapısı olan saraya selamlık kapısından girip, rehber eşliğinde sarayı dolaşıyorsunuz. Sarayın en dikkat çekici odası havuzlu salon. Tavanında ahşap işçiliğinin güzel örneklerini görebilirsiniz. Aynı zamanda salonda yer alan havuz ve fıskiyeler sıcak yaz günlerinde klima görevi görüyormuş.

Mavi mermer sütunların bulunduğu Mavi salon, Sultan Abdulhamit’in çalışma odası, yatak odası, gibi pek çok oda ve salon gezilebilmekte.

Harem ve selamlık bahçesinde bulunan deniz köşkleri, üst set bahçelerindeki büyük havuzun etrafında bulunan Sarı Köşk, Mermer Köşk ile saltanat atlarının barındırıldığı Ahır Köşk, saray kompleksi içinde yer almaktadır.

Sarayın bahçesi ve denize bakan kapıları çok etkileyici.

Set bahçelerinin altından Sultan 2. Mahmut tarafından yaptırılan tünel geçmektedir. Bu tünel 1973 yılına kadar Üskadar’ı Beylerbeyi’ne bağlayan bir karayolu olarak kullanılmıştır. Tünel günümüzde zaman zaman kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.