Viyana, Avusturya’nın sanatla bezenmiş başkenti… Mozart’ın besteleri, Gustav Klimt’in eserleri şehri ziyaretinizde her adımınızda karşınıza çıkacak; müzelerinde ise kendinizi kaybedeceksiniz. Sarayları Avrupa’nın en ihtişamlılarından olan Viyana’nın, Kraliçe Sisi’si ise Avrupa tarihinde önemli yere sahip kadın figürlerden. Osmanlı’nın zamanında Viyana Kalesi’ne kadar uzanan imparatorluğu döneminde, Avrupa’yı kahve ile tanıştırdığı Viyana “kaffeehaus”ları ile de oldukça ünlü. Kafelerinde Viyana tatlılarından ve kahvelerinden denemeden şehri tam olarak yaşadım diyebilmeniz ise gerçekten imkansız!
Viyana, turistik olarak gezilecek yerleri birbirine yakın bir şehir olsa da, size günlük ulaşım kartlarından satın almanızı öneririm. 7,60 Euro vererek bütün ulaşım araçlarında 24 saat boyunca kullanabildiğiniz günlük kart; şehrin farklı bölgelerini gezerken size büyük kolaylık sağlayacak.
Saraylar şehri Viyana’nın görkemini anlamak için gezinize şehrin en önemli saraylarını gezerek başlamanızda fayda var. Schönbrunn, Belvedere ve Hofburg Sarayları şehri ziyaretinizde kesinlikle görmeniz gereken noktalardan.
Kişisel olarak bu üç saray içinden, benim favorim ise Schönbrünn. Nedeni ise Schönbrunn Sarayı’nın çok geniş bir alanda, devasa bahçeleriyle yazlık saray olarak inşa edilmiş olması. Schönbrunn Sarayı’nın farklı alanlarını kapsayan, birçok farklı fiyatta biletleri mevcut. Sarayın içini de gezmek istiyorsanız, uzun bekleme sürelerini göze almanız gerekiyor. Bize bileti satın aldığımız anda yaklaşık 2 saat sonraya saray ziyaret zamanı verdiler; ancak bu süre gözünüzü korkutmasın! Bahçeleri ve diğer gezilecek alanları o kadar geniş ki sarayın; bu kısımları ancak ziyaret edebiliyorsunuz bu süre içerisinde.
Schönbrunn Sarayı ziyareti için bilet aldığınızda ücretsiz sesli tur hakkına da sahip oluyorsunuz ve müjde: Dil seçenekleri içerisinde Türkçe de var! Saray turunuzda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun tarihi hakkında bilgiler edinirken; asıl olarak Kraliçe Sisi ve ailesinin yaşantısının anlatıldığı bir tur yapıyorsunuz. Schönbrunn Sarayı’nda ziyaret etmeniz gereken diğer alanlar ise; Kraliyet Labirentleri ve Gloriette (Zafer Takı). Labirentlerin içerisinde oyunlar oynayabilir, Gloriette'ye çıkarak da bütün Viyana’yı 360 derece yukarıdan izleyebilirsiniz.
Belvedere Sarayı iki ayrı bölümden oluşuyor; bu saray için de farklı alanlarını kapsayan bilet seçenekleri mevcut. Belvedere’i ziyaretinizdeki en popüler eser ise Gustav Klimt’in “Kiss” adlı tablosu, Viyana’ya kadar gelmişken bu eseri görmeden dönmek olmaz.
Hofburg Sarayı ise şehir merkezinde, kral ve ailesinin kışlık saray olarak kullandığı geniş bir alana yayılıyor. Sanat Tarihi Müzesi (Kunthistoriches Museum) ve Tarih Müzesi (Naturhistorisches Museum)Maria Theresien Meydanı'nda yer alıyor. Bu meydanın karşısında ise Milli Kütüphane ve Prens Eugen Heykeli’nin bulunduğu büyük Heldenplatz var. Bu meydandan Parlamento ve Ratthaus’u (Belediye Binası) da görebilmeniz mümkün. Burggarten ise geniş, yemyeşil park alanı ile hem lokallerin hem de turistlerin gözdesi konumunda. Siz de küçük keyifli bir mola için meydanın çimlerini tercih edebilirsiniz.
Hofburg Saray Bölgesi’nin içerisindeki önemli alanlardan biri ise İspanyol Binicilik Okulu. Okulda ücretli özel gösterilere katılmanız mümkün olsa da, Binicilik Okulu’nun önündeki meydan sıra sıra dizilmiş faytonları ile size zamanda yolculuk vadediyor. Bu bölgede fotoğraf çektirmeden, tam olarak Viyana’da turist oldum demeniz mümkün değil.
Viyana şehir merkezindeki en önemli iki cadde Kartner ve Graben Strasse. Her iki caddede hem farklı alışveriş, restoran ve kafe alternatifleri sunarken; hem de şehrin görülmesi gereken önemli yapılarına ev sahipliği yapıyor. Her iki caddede de sokak müzisyenlerinin şovlarını izleyebilir, müzikler eşliğinde Viyana ruhunu doyasıya yaşayabilirsiniz.
Kartner Strasse görkemli Opera Binası ile başlıyor. Bu cadde hediyelik eşya alışverişi yapabileceğiniz noktalardan. Viyana denilince akla gelen üç önemli kişi; Mozart, Gustav Klimt ve Sisi ile ilgili sayısız seçenek bu caddede mevcut. En popüler olanlarından bir tanesi ise kesinlikle içi dolgulu olan Mozart Çikolataları!
Kartner ve Graben Caddeleri’nin kesiştiği nokta ise Stephansplatz. Stephan Katedrali’nin bulunduğu bu meydan; Viyana’nın en kalabalık noktalarından. Katedrali ziyaret etmenin ücretsiz olduğunu belirtmekte fayda var.
Katedralden Graben Caddesi’ne doğru devam ettiğinizde ise sizleri şehrin simgelerinden Veba Sütunu karşılayacak. Şehrin 1679 yılında yaşadığı acı veba salgını anısına yapılan anıt da ziyaret edilmesi gereken noktalardan.
Anıttan devam ederek St. Peter Kilisesi’ne uğramadan Graben Caddesi’nden ayrılmayın. St. Peter Kilisesi içerisindeki freskleri ve atmosferi ile kesinlikle büyüleyici. Biz tam ayin sırasında kilisede olduğumuz için inanılmaz bir deneyim yaşayarak kiliseden ayrıldık.
Viyana’nın çok iddialı olduğu alanlardan biri ise tabii ki de müzeleri. Bu müzelerin en önemlilerden biri ise Albertina Müzesi. 65 bin tablo ve 1 milyon esere ev sahipliği yapan müze, sanatseverleri buluşturmak için yaz boyunca çarşamba akşamları Albertina Partileri düzenliyor. Müze bu etkinlik süresince saat 21.00’e kadar ziyaret edilebiliyor.
Viyana’nın müzelerinde kendimi kaybetmeye geldim diyenlerdenseniz, istikametiniz kesinlikle Museumsquartier olmalı. Bu alandaki müzelerden birkaçı ise Leopold Müzesi ve MUMOK. Museumsquartier’ın başlangıç noktasındaki MariaHilfer Caddesi ise yine alışveriş için çok sayıda büyük mağazaya ev sahipliği yapıyor.
Viyana'da ziyaret edebileceğiniz başka bir nokta ise Mozart'ın Evi. Şu an bir müzeye dönüştürülen ev, özellikle Mozart ve klasik müzik severlerin tercih ettiği yerlerden.
Viyana’ya kadar gelmişken uğramadan dönmemeniz gereken noktalardan biri de Naschmarkt. Açık pazar yeri olan bu yerde bulamayacağınız yemek, kıyafet ve hediyelik eşya yok. Türk dükkan sahiplerinin yoğunlukta olduğu bu pazarın içindeki restoranları da deneyebilirsiniz, Naschmarkt Deli Viyana’da Türk kahvaltısı yapabileceğiniz yerlerden.
Viyana’yı tam olarak bir Viyanalı gibi yaşadım diyebilmek için şart olan iki önemli aktivite var. İlki tabii ki de tarihi kafelerinden bir tanesinde Viyana tatlıları ve kahvesini denemek. Birçok farklı alternatif olsa da birebir deneyip oldukça memnun kaldığım iki yer; Cafe Central ve Julius MeinlCafe.Café Central'in tarihi atmosferinde piyano eşliğinde birbirinden leziz tatlıların keyfini çıkarabilirsiniz.
Julius Meinl ise Türkiye'de de güzel kahve denince akla gelenlerden. Julius Meinl'inGraben Meydanı'na bakan kafesinde kahvenizi yudumlamadan dönerseniz; sonra çok pişman olabilirsiniz.
İkinci önemli aktivite ise tabi ki de Viyana Şinitzeli'ni denemek. Turistikse turistik; gitmeden önce websitesinden rezervasyonunuzu yapın ve Figlmüller'de şinitzele ve kartofelsalat'a (patates salatası) hayran kalın.
Viyana'nın diğer önemli lezzetleri ise sokak tezgahlarında satılan Kasekrainer. Bu sosisli sandviçi diğerlerinden ayıran ise domuz etinden yapılan sosinin içinde peynir parçaları olması. Hotel Sacher'in Sachertorte'si çikolata sevdalılarının gözdesi. Elmalı (Apple) Strudel ise meyveli tatlı severlerin ilk tercihi.
Viyana Tuna Nehri'nde kurulan bir şehir olsa da, şehrin ana merkezi ve turistik alanları Tuna Nehri çevresinde değil. Yine de kısacık bir yürüyüşle Tuna Nehri kenarına inebilir, nehirde gezintiye çıkabilirsiniz. Çocuklar gibi eğlenmek ya da çocuklarınızla keyifli bir gün geçirmek içinse Tuna Nehri'ni geçtikten sonraki kısımda yer alan Prater'i ziyaret edebilirsiniz.
Şehrin rengarenk ve oldukça farklı yapısı ise Hundertwasserhaus. Şehir merkezine yakın bir alanda yer almasa da, birçoğumuz bu renkli binayı görmek ve fotoğraflamak için Viyana gezi planımıza dahil ediyoruz. Metro ile kolayca ulaşabileceğiniz Hundertwasserhaus biraz İspanyol etkisi ve bolca renk ve mozaik kullanarak inşa edilmiş ve belediye tarafından düşük gelir grubundaki kişilerin yaşaması için yaptırılmış. Bina şu an Viyana'nın en çok ziyaretçi çeken yerlerinden.
Viyana, sanatın ve kültürün başkenti. Mozart, Gustav Klimt ve Kraliçe Sisi'nin izlerini şehri ziyaretinizde hissedeceksiniz. İhtişamlı sarayları, dev parkları ve yeşil alanları, sanat eseri gibi binaları ile sizi kesinlikle hayrete düşürecek. Müzelerinden hangisine gideceğinize karar vermekte ise zorlanacaksınız. Dünyaca ünlü tatlıları ve kahveleri ile keyif yapacak; hem sokak tezgahlarında, hem de şık restoranlarında şehre özgü yemeklerin tadını çıkaracaksınız. Viyana, Avrupa'nın köklü şehirlerinden bir tanesi ve sizin de gezi listenize kesinlikle eklemeniz gerekenlerden.
Interrail turumuzun bu rotasında Viyana'dan önce Sofya, Bükreş ve Budapeşte'deydik. Sırada ise şu şehirler var: Prag, Berlin, Amsterdam, Brüksel, Paris, Lyon, Nice, Torino, Bern, Stuttgart