İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Biz, özellikle bisikleti ve doğa sporlarını hayatının merkezine koymuş. Bunu yapmak için doğru tercihler yapmış ve hayallerine ulaşmış bir aileyiz. Bisikletle dünyayı keşfediyoruz. Türkiye'nin en minik gezgini, oğlumuz Tibet Çınar’ı da bisikletimizin terkisinde taşıyoruz. Masallara inanan bir aile olduğumuzu da söyleyebiliriz. İnsan hiç büyümemeli bazı yönlerden, bizim masalımızın kahramanı bisiklet. O dünyanın kahramanı. Ailemiz de Babagezgin Soner Sarıhan 38, Annegezgin İnci Sarıhan 37 yaşında. Minik Gezgin Tibet Çınar Sarıhan 5,5 yaşında. 1998 yılından bu yana MEB’e bağlı olarak öğretmenlik yapmaktayız. İnci sınıf öğretmeni, Soner sosyal bilgiler öğretmeni. Ailecek elimizden geldiği kadar sosyal insanlar olmaya çalışıyoruz. Anı yaşamak, hayatın pozitif yanını görmek, farklı kültürleri, dilleri, tatları, dansları, oyunları deneyimlemek bizim için önemli. Ömrümüz yettiği sürece sera gazı salımı yapmayan bir araç olan bisikletlerimiz ile dünya çevresinde tam bir tur atmak, bütün ülkeleri bisikletle keşfetmek istiyoruz. Dünyaya olan borcumuzu bu şekilde bir nebze olsun geri ödemeye, doğayı sevmeyi ve keşfetmenin hazzını oğlumuza aşılamaya çalışıyoruz. Sürdürülebilir ve mümkün olduğu kadar doğa ile çatışmayan bir yaşam kurma konusunda kendimizi öğrenci olarak görüyoruz. Amacımız başta oğlumuz olmak üzere, öğrencilerimize, çevremize örnek olmak, öğrendiklerimizi paylaşmak. Para, imkân ve statü sahibi olabilecekken, bunların geçici ve aldatıcı olduğuna karar vererek İstanbul’u terk edip, Bursa’nın İznik ilçesine yerleştik. Bir köy okulunda öğretmenlik yapıyoruz.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Seyahatlerimiz yaşamımızın bir parçası. Hayatımız bunun çevresinde dönüyor artık. Arada bir seyahat etmiyoruz, arada bir duruyoruz. Seyahat bitmiş olsa dahi, yazılarını hazırlamak, videolarını kurgulamak, bir sonraki yılı planlamak kalan bütün zaman boyunca sürüyor. 2005 yılında başlayan bu macera aslında ilk gününden bir virüs etkisi yaratmıştı. Gitmek virüsü. Dünyamızın geleceği için yapabileceğimiz iyilikler vardır. Biz de tüketime ara verip çantalara sığdırdığımız dünyalıklar ile bisikletle dünya turu projemize başladık. Sera gazı salınımının ve küresel iklim değişikliğinin etkilerinin gözle görülür hale geldiği günümüzde bisikletle ulaşım bizce bir çözüm. Bir başlama noktası. Karıncanın ateşe su taşıması gibi, yerimizi, tarafımızı belli edecek bir eylem. Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için bu yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz. Elbette başka türlü bir tatil, başka türlü bir seyahat şekli, başka bir çocuk yetiştirmek mümkün diyoruz.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Minik bir gezginle ve bisikletle 24 ülke gezdiğini biliyoruz, oğlunuzla gezmek zor oldu mu? Zorlukları nasıl atlattınız?
Zorluklar bize çok soruluyor ve böyle bir soru sorulana kadar bizim aklımıza çok gelmiyor. Elbette çok zor. Pek anlatmıyoruz. Zaten yollarda henüz yeteri kadar çok değiliz. Tur bittiğinde biz aklımızda şöyle bir en sondan en başa doğru, o ilk pedalı çevirmeye başladığınız ana kadar geriye doğru bir muhasebe yapıyoruz. Sonuçta kafamızda büyük bir panoramik fotoğraf oluşuyor. Bu fotoğrafta yaşadığınız iyi yada kötü her şey bir kolaj şeklinde yer alıyor. Biz bu resme baktığımızda içindeki olumsuzlukların büyük resmin harika manzarasını hiç bozmadığını düşünüyoruz. Yani zorluklarını anlatmıyoruz. Bisikletle ve çocukla yapılan bu derece uzun bir yolculuk ebeveynlerin özverisi ile mümkün elbette. Oğlumuz Tibet Çınar ilk yolculuğa çıktığımızda henüz 22 aylıktı. Ebeveynlerin kâbus bir dönem olarak adlandırdığı "2 yaş sendromu"na girmek üzereydi ki erkek çocukların sendromları pek azalmıyor. Zorluk olarak bahsedilebilecek ilk akla gelen şeyler şunlar; hava koşullarına adaptasyon zorluğu, Tibet Çınar'ı eğlendirmek ve oyalamak için her gün farklı ve ilgi çekici etkinlikler icat edebilmek, ufacık çadırın bir köşesinde, bulabildiğimiz sebzelerle oğlumuz yanlış beslenmesin diye çorba pişirmek ve bunu güvenli şekilde yapmak. Çılgınlar gibi suyla oynamayı seven yavrunuzun ıslanan ve çekmeceler dolusu yedeği yanınızda bulunmayan kıyafetlerini kurutmaya çalışmak, yol almanız, ilerlemeniz gerekirken nehirdeki balıkları küçük ahşap oltasıyla yakalamak isteyen oğlunuzla balık tutup, sonra kalacak yer bulmak için karanlıkta pedal çevirmek zorunda kalmak vb. olarak sayılabilir. Ancak biz bunları anlatırken bile gülümsüyoruz.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İki adet bisiklet turu kitabınız var; “Pedalımda 5 ülke” ve "Minik Gezgin - Yolda Büyümek". Kitaplar hakkında bizi bilgilendirir misiniz nasıl çıktı ortaya?
Kitaplarımız yolculuklar sırasında yolda yazılan notlardan oluşuyor. Yediğimiz içtiğimiz bize kalsın gördüklerimizi anlatalım diye düşünerek aslında kendimiz içinde aldığımız notlardı bunlar. Yazı insanın ruhunu gerçekten yansıtır diye düşünüyoruz. Bizim için de yıllar sonra bu notları okumak ilginç oluyor. İnsan gelişen ve değişen bir canlı. Şimdi olsa farklı düşüneceğimiz birçok konuda kendimizi uzaktan görmek güzel bir duygu. Ayrıca bisiklet turu konusundaki yazılı kültüre katkı yapmak büyük mutluluk.
 
Pedalımda 5 Ülke, 2007 yılında yaptığımız İran, Pakistan, Hindistan seyahatimizi anlatıyor.  Sözü kitabımızın arkasına övgü dolu sözler yazan değerli kişilere bırakalım burada.
 
Bisiklet Nedir diye sorarak başlayan Bisiklet Manifestosu’nun bir yerinde “Bisiklet aşktır: Her bahar sırtınız ürperir” yazar. Bir Mayıs günü başlayan İnci ile Soner’in serüveni, onların da söylediği gibi aşk olmadan olabilecek bir şey değil. Bütün Gezginler öyle değil midir zaten? Her mevsim onlar için bahar değil midir? Sırtlarındaki esinti hiç eksik olmasın.
 
- Aydan Çelik, Bisikletyazanıçizeniseveni
 
İnci ve Soner, birbirine aşık, sıra dışı, cesur, becerikli, az bulunur gezgin bir Türk çift. Bir gün, her şey kendi olağan ve sıkıcı temposunda giderken, hayatı başka açılardan deneyimlemeye karar verip bisikletleriyle yola çıkmışlar. Kitabın her satırında, yaşadıkları farkındalığı ve ömre bedel dönüşümü hazırlayan o bilge kararı, sizlere de aldırabilmek için fısıldıyorlar.
 
- Nasuh Mahruki
 
Başlamak için önemli tercihler yapan Soner ve İnci’nin güzel Türkçeleriyle yazdıkları öyküler, bizlere hayallerimizi gerçekleştirmek için kendi yaşam tarzımızı gözden geçirmemizi telkin ediyor. Ben onların mücadelesini sadece pedal basmak değil, farklı olmayı başarmış iki insanın öncü olduğu bir farkındalık yaratma çabası olarak görüyorum.
 
- Erden Eruç (KaslaGit) Dünyada öncü okyanus kürekçisi
 
Minik Gezgin Yolda Büyümek ise Tibet Çınar ile yaptığımız ilk yolculuğu anlatıyor. Henüz bez ve emzik kullanan, anne sütünü yeni bırakmış, yeni yeni koşmaya başlamış ve kendini ifade etmek için birkaç kelime kullanabilen oğlumuz ile henüz 22 aylıkken yaptığımız 3486 km’lik ve 7 ülkeyi kapsayan bisiklet yolculuğumuzu sanki Tibet Çınar anlatıyormuş gibi not almıştık yolculuk sırasında. Kitap bu yolculuk notlarından ve günlüklerimizden oluşuyor.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Oğlunuz nasıl bir gezgin? Onu bir “gezgin” olarak nasıl tanımlarsınız?
Oğlumuz; yatağını ve duş sırasını paylaşacak kadar cömert, kendi uyku tulumunu ve tabağını kaldıracak kadar düzenli, çamurlu üst ve yırtık çorapla günlerce gezecek kadar salaş, başkaları ile aynı tabağa kaşık sallayacak kadar antihijyenik, burası benim için tehlikeli midir, demeden başkalarının kapısını çalıp yardım isteyecek kadar önyargısız ve dünyanın her yerindeki arkadaşları ile oynayacak ve ayrılırken de ağlayacak kadar gezgindir. Bir dünya insanı yetişiyor diye umut ediyoruz. Bir arkadaşımız hayata 1-0 önce başlayacak demişti, umarız öyle oluyordur. Çünkü ona bırakacağımız maddi bir miras yok.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Bisikletle gezmenin avantajları ve dezavantajları nelerdir?
“Bisiklet feleğin tekerine sokulan çomaktır.” demiş yazar, çizer Aydan Çelik. Rutinin, olağanın,çemberin dışına çıkmaktır bisiklet sürmek. Avantajlıdır çünkü teker döndükçe ruhunuzu arındırır. Yavaş yavaş geride kalan kilometreler size sabretmeyi öğretir. Aceleye yer yoktur bisiklet turunda. Süper otellerdeki hijyenik turistler gibi halktan kopmaz aksine yakınlaşırsınız onlardan olursunuz böyle bir yolculukta. Bu da sizi zenginleştirir çeşitlendirir. Velhasıl bu bize iyi geldiği için 10 yıldır yapıyoruz. Dezavantaj görmek isteyen 5 yıldızlı otelde de cruise gemisinde ayağına masaj yaptırırken de dezavantaj görür, kapalı havuzunun derecesini yarım derece düzeltmek için de kapris yapar. Bunlar dünyada olmaması gereken şımarıklıklar. İşte geldik gidiyoruz. Yapılan asıl yolculuk “iki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece”den öte değil. Biz bisiklete aşığız, kadı kızındaki kadar dahi kusur göremiyoruz bisiklette. Bisiklet candır, heyecandır. Şeytan arabamıza ve onun efsunlu hallerine şükürler olsun.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Sıradaki seyahat planınız nereye olacak?
Bisikletlerimiz, Tibet'in wehoosu, çadırımız, uyku tulumlarımız, matlarımız, ocağımız kap kacağımız bizi Berlin'de bekliyor. 2015 yılında 1 Temmuz’da Berlin Lüksemburg Basel Cenevre İtayla turu yapmak için yola çıktık. İsviçre-İtalya sınırını oluşturan Alp Dağlarındaki en yüksek 3. (3473 metre) ve en uzun tırmanış (45 km) olan Grand Saint Bernard geçidine tırmanacağız. Saint Bernard bölgesi çevresindeki zirveler ile kışın sert yaşandığı bir yer. Aynı zamanda kış şartlarında zor durumda kalan kişilere yardım etmesi için eğitilmiş köpekleri ile ünlü. Adını da bu bölgeden alan bir köpek türü var. Hani böyle kocaman, tüylü ve boynunun altında sıcak likör taşıyan. Bir süre önce evimizin bir parçası olan ve bizimle yaşayan köpeğimiz kayboldu. Bu geçit de kaybolan köpeğimiz Olive’i de anmak istiyoruz. Gelecek yıl ise İtalya, İspanya ve Portekiz görünüyor sanki ufukta.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyen neresi oldu?
Bugüne kadar bisikletle dolaştığımız ülkeler arasında bisiklete verilen önem ve bisiklet yollarının kalitesi bakımından Almanya ve Hollanda’yı çok seviyoruz. Bisiklet kültürünün çok yaygın olması, 10 binlerce km müstakil bisiklet yoluna sahip olması, sürücülerin bisiklete saygılarından, insanların yardımseverliklerinden ve dolayı Almanya en favori ülkemiz. Doğu’ya yaptığımız yolculukta İran kalıpların dışına çıkmak adına farklı hissettiren bir yerdi. Hindistan ise tam bir cümbüş elbette. Her anı değerli ve rengârenk. Litvanya’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, kum tepeleri ve çam ormanları diyarı Kuron Lagünü (Curonian Spit)’nde ise dünya ile bağımız koptu diyebiliriz. 4 km genişliğinde 98 km uzunluğundaki bu lagün bisiklet ve yürüyüş yollarıyla bezenmiş bir yarımada ve bambaşka bir dünya gibi sanki. Bisiklet turunun her günü, her anı, tanıştığınız her insan özel ve önemli.

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Seyahat öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz? Elbette çocuğunuzla geziyor olmanın farklı bir hazırlığı vardır.
Yolculuk 2 ay, hazırlık 10 ay sürüyor aslında. Nerelerden geçeriz, neler görebiliriz, nerelerde konaklarız, bunları en ekonomik olarak nasıl hallederiz bunları araştırıyoruz. Bu konuda rehber kitaplardan ziyade, diğer gezginlerin anılarından ve tecrübelerinden faydalanıyoruz. Rotaya Google Earth üzerinden çalışıyoruz. İlk yılımızda Tibet, çadırda uyumaya alışsın diye onu da kamplara götürmeye başladık. Evimizin bahçesine bir çadır kurup orada uyumaya alışmasını sağladık. Evin içine minik bir çadır kurduk ve bazı günler yemeğini orada yedirip, içinde oyunlar oynamasını ve sıkılmadan zaman geçirmesini sağladık. Şimdi ise kamp hayatı ona olağan geliyor. Kendi başına çadırın pollerini hazırlıyor. Yemek öncesi kullanacağımız malzemeleri çantadan çıkarıyor. Uyku tulumunu kendisi çıkarıp katlıyor, çadırın sabitleme çubuklarını çakmada babasına yardım ediyor. Kendi heybesinin sorumluluğu ona ait.

Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blogunuzun adresini öğrenebilir miyiz?
www.minikgezgin.com web sitemiz. Facebook’ta “Minik Gezgin” isminde bir sayfamız var. Twitter adresimiz: @1minikgezgin

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

İnci & Soner Sarıhan: “Küresel ısınma tehlikesine dikkat çekmek ve bisiklet kültürünün ülkemizde de gelişebilmesi için yolculuklarımızı önemli bir adım olarak görüyoruz”

Çocukla gezmek bazıları için ürkütücü bir düşünce… Tavsiyeleriniz neler olur? Nelere dikkat etmeli anne ve babalar?
Asıl ürkütücü olan, çocuğun bir kutunun içinde (ev, okul, avm) ya da bir çerçevenin (tablet, akıllı telefon, TV, ) karşısında büyümesi. Bebeğin büyümesini beklerken geçen süreyi kaybetmek doğru değil. Hayatı askıya almanıza da gerek yok. Bebeğinin  uyku ve yemek sorunlarını çözememiş ailelerin buna benzer bir yolculuğa çıkması elbette çok doğru olmayacaktır. Küçükken bu düzenleri oturtmak çok zor gibi geliyor. Yolculuk var olan sorunların daha da artmasına sebep olabilir burası doğru fakat özellikle annelerin ve babaların kafalarındaki kalıpları kırmaları lazım. Yapamayacaklarını düşünüyorlarsa haklılar yapamazlar, yapabileceklerini düşünüyorlarsa yine haklılar yapabilirler. Herkesi önce gitmek virüsünü bizden kapmaya sonra da başkalarına bulaştırmaya davet ediyoruz.