Bazı yerlere gitmeden önce ne kadar beğensenizde büyülenmekten kendinizi alamazsınız. Rivayete göre, asırlar önce Horasan'dan üç evliya gelmiş ve Yaka Köyü'nün olduğu yere yerleşmişler. Bu evliyalar her gün bugün Dedegöl diye adlandırdığımız dağın zirvesine çıkar ve hocalarının kabri başında dua ederlermiş...
Ülkemizde ETUDOSD düzenlenen en güzel dağcılık şenliğidir diye düşünüyorum Dedegöl Dağcılık Şenliği'nin. Her yıl mayıs ayının üçüncü haftası düzenlenir ve bin civarında dağcıyı zirvesine davet etmek için toplar Yenişarbademli yaylasına.
Biz de 2015'de büyük bir heyecanla 5 arkadaş katıldık bu şenliğe. Rivayet gerçek midir bilmem ama yaylaya giden yolda bile huzur sardı içimizi. Hele o karlı zirvesiyle Dedegöl tüm heybeti ile karşımıza dikildiğinde büyülendik, kalakaldık öylece. Kurduk rengarenk çadırlarımızı, açtık sandalyelerimizi ve başladık seyre bu muazzam zirveyi. Dağları hep sevmişimdir. Bana hiçliğimi ve hayatın geçiciliğini hatırlatır hep.
Marcus Aurelius büyük savaşların dönüşlerinde Roma meydanını sandaletleriyle çiğnerken halk muhteşem karşılama törenleri hazırlayarak şükranlarını sunarmış. Rivayet edilir ki bu süreçte bir uşak Aurelius'un kulağına hep "sen sadece bir insansın" diye fısıldarmış. Bu onun gerçekle bağlarını koparmasını önleyen önemli bir önlem. Çünkü gerçekle bağı kopan biri herşeyini kaybeder. İşte tam da bu yüzden değil midir insanın doğaya yüzünü dönmesine sebep. Doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlamak için kaçmıyor muyuz şehrin gri ve sisli havasından.
Sabahın 4'ü idi zirveye çıkacağımız gün Dedegöl'de. Organizasyonun pişirdiği mis gibi çorbalarımızı içtik ve 5'de başladık yürümeye... Güneş o kadar güzel doğuyordu ki hiç bitmesede buradan izlesek dedim içimden. Tabii ki vakti gelen herşey gibi o da başladı yükselmeye.
3-4 saat süren bir tırmanışla zirvedeydik. Yeryüzü ne kadar da küçük görünüyordu buradan, gökyüzü ise bir o kadar engin ve ulaşılmaz. Oysa ki alt tarafı 3000 metredeydik. Ortada bir yerler de ise biz insanoğlları & kızları ve artık diğerleri olarak kabul ettiğimiz hayvanlar, bitkiler...
Bir dağa çıkmak insana pek çok duygu hissettirebilir. Bazısı spor olsun diye yapar, bazısı sosyal ortam... Dağla dağ gibi korkmadan durabilmek, nehirle nehir gibi coşkun akışında kalabilmek, ağaçla ağaç gibi köklenebilmek... Bir gün bunları başarabilir mi insanoğlu sizce?