Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

Aynebilim Aşevi’nin hikâyesini anlatır mısınız?
Hikâye gereğinden fazla alışveriş yaptığım bir gün başladı. Alışverişten yeni dönmüştüm ve Özgür Çağdaş’ın yazısına denk geldim. Sonra siteyi karıştırırken ayda 5 dolar parayla yaşamaya çalışan insanların hikâyesini okudum. O an karar verdim ve 2 ay sonra Kamboçya'daydım.

Aşevinde düzen nasıl işliyor? Neler pişiriyorsunuz?
O kadar şanslıyım ki aşevinde düzeni ilk ay kurduk ve bir yıldır bozulmadan devam ediyor. Sabah malzemeler geliyor, kadınlar pişiriyor, köylüler boş sefer taslarını bırakıyor, öğle tatilinde çocuklar okuldan gelip yemek dolu tasları eve götürüyor. Ne pişirdiğimize gelince inanın hala bilmiyorum. Çok acayip kokan şeyler pişiriyoruz. Hiçbirinin tadına bakamadım. Ama sonuçta onların ağız tadı, tutup da kuru fasulye pişirip zorla yedirecek değilim.

Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

İlk gittiğinizde yaşadığınız dil problemi nasıl çözüldü?
Pek çözülmüş değil aslında. Yine bazı kalıp kelimelerini öğrendim ama telaffuz etmesi çok zor sesler var dillerinde. Biz orada dünyanın ortak dilini, sevgi dilini kullanıyoruz. Ben Türkçe söylüyorum onlar kendi dilleriyle anlatıyorlar, anlaşıyoruz gayet güzel. Ama çok zorlanınca İngilizce bilen tuktuk şoförlerinden yardım alıyoruz.

Kamboçya sizce nasıl bir yer? Kamboçya’da yaşam nasıl?
Eğer hijyen takıntınız varsa buralar pek size göre değil. Ben yemeğimi çoğunlukla kendim pişirdiğim için pek sorun yaşamıyorum. Eğer dışarıda yiyeceksem nasıl yapıldığına bakmamaya çalışıyorum çünkü iştahım kaçıyor. Onun dışında az bir bütçeyle güzel zaman geçirebilirler, tabii bu kişinin zevklerine göre de değişir. Benim hayat tarzıma göre pek ucuz bir şehir değil ama başka biri çok daha ucuza yaşayabilir burada. Kuralsız kurallı bir trafikleri var. El kol hareketleriyle kendilerine göre trafik kuralları yapmışlar. Gayet de güzel işliyor ama ilk başlarda zorlanabiliyorsunuz. Bu kadar fakirlik içinde insanlar mutlu mutlu yaşıyorlar. Başta şaşırıyorsunuz ama ona da alışıyorsunuz zamanla.

Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

Kamboçya’ya seyahat edeceklere özellikle tavsiye edeceğiniz şeyler var mı?
Bir kere ilk geldiğinizde ağızlarına maske takmış insanları görünce benim gibi üzülmeyin. Kanser değil onlar, hava kirliliğinden dolayı takıyorlar. İkincisi; arkasına dönmüş adam görünce ne yapıyor bu diye bakmayın, işiyorlar. Birkaç deneyimden sonra bakmamaya başladım. Üçüncüsü; kaldırımlarda askılara asılmış kıyafetleri görünce ne satıyorlar diye karıştırmayın, çamaşırlarını yıkayıp asmışlar. Size tuhaf tuhaf bakabilirler niye çamaşırlarımı karıştırıyor bu diye. Bana baktılar!

Muhteşem bir iş başarıyorsunuz, gerçekten tam olarak nasıl hissediyorsunuz? İç huzurunuz tavan yapmış olmalı!
Hayatımdaki eksikliğin dolduğunu hissediyorum. Benim için gerçek mutluluk alışveriş yapmak, birine aşık olmak, hayallerimdeki arabayı almak, dünyayı gezmek değilmiş. Gerçek mutluluk, bir çocuğun koşa koşa gelip size sımsıkı sarılmasıymış. Gerçek mutluluk, karşılık beklemeden insanları mutlu etmekmiş. Hiçbir yerde, hiç kimsenin yanında olamadığım kadar huzurluyum burada.

Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

2016'ya girerken aşevinde bir yeni yıl kutlaması yapmışsınız, nasıl geçti, çocuklar nasıl davrandılar?
Yılbaşı partimiz için “Şehrin Çocuk Hali” sponsor oldu bize. Köyde 80'e yakın çocuk var ve pasta için uçuk bir rakam istediler. Ben de malzemeleri alıp okulun bahçesinde yaptım pastayı çocuklarla. Onlara eve gidip güzel kıyafetler giymelerini söyledim. 2 saat sonra geldiklerinde yarısından fazlası okul kıyafetini giyip gelmişti. Hayatımın en hüzünlü hikâyelerinden biriydi, en güzel kıyafeti okul gömleği olan çocuklar. Hala içim burkulur aklıma geldikçe. Onun dışında dans ettik, yedik, içtik ve çoook eğlendik. Gecenin sonunda hepsine tek tek isimlerinin yazılı olduğu hediye paketlerini verdim. Bu onların ilk yılbaşı partisiydi benim de en güzel yılbaşı partim.
 
Yaklaşık 80 tane çocukla nasıl baş edebiliyorsunuz?
 Bir kere onlar dünyanın en uslu çocukları ama şımarmalarına izin verdiğim zaman toparlamak biraz zor oluyor. Sanırım en çok benim sözümü dinliyorlar. Hepsini aynı anda susturabiliyorum hem de Türkçe olarak. Geçen gün 10 tanesini Aqua Park'a götürdük ve ben daha ne olduğunu anlamadan hepsi kıyafetleriyle havuza atladılar. Daha önce hiç gelmemişler ki nereden bilsinler. Hepsinin kıyafetlerini çıkarttım, sıkıp astım, bulduğum havluyla tek tek kuruladım, güneşe oturtup ısınmalarını bekledim. Ablama anlattım o bile nasıl uğraştın o kadar diyor. Sevdikten sonra yaptığınız şeyi gözünüz görmüyor ki…

Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

Aşevinin dışında bir de okul açtınız, halkın tepkisi ne oldu bu duruma?
Onlar bize güveniyorlar artık, ne yaparsak onların iyiliği için olduğunu biliyorlar. Çocukların 2 saat öğle arası var ve sanki o gün hiç ders yapıp yorulmamışlar gibi koşa koşa derse geliyorlar yemeklerini yedikten sonra. Öğrenmeye meraklılar; bazıları çok güzel yazıyor, bazıları hiç bilmiyor Latin alfabesini. Burası aslında tam okul değil, okula takviye. Burada İngilizce, bilgisayar öğrenecekler, hobilerini geliştirecekler, spor yapacaklar. Okul, Living Fields projesinin içesinde yer alıyor.
 
Nedir bu Living Fields projesi?
Ölüm Tarlaları'nı duymuşsunuzdur. Kamboçya'da yaşanan soykırımdaki toplu mezarlardan en büyüğü. Aşevi tam onun karşısında ve biz oraya, Ölüm Tarlaları'nın karşısına Yaşam Tarlaları'nı açıyoruz. Yaşam Tarlaları'nın içerisinde aşevi, okul, kelebek parkı, sağlık kabini, restoran, kadınlar için atölye ve bu atölyede üretilenlerin satıldığı bir showroom olacak. Burada köylülerle birlikte çalışıp para kazanacağız. Burası benim merkezim olacak ve buranın geliriyle başka aşevleri açacağım.

Kamboçaya'nın Türk Meleği: Ayşe Bilim

Living Fields'e katkıda bulunmak isteyenler nasıl bağış yapabilirler?
Öncelikle www.aynsoupkitchen.com’dan sitemizi ziyaret edip ne yaptığıma, nasıl yaptığıma bakabilirler. Orada zaten bir sürü bağış seçeneği var. İsterlerse yemek, isterlerse dondurma ısmarlayabilirler. Okulumuzun önüne döşenecek kaldırım taşlarından alabilirler ya da gönüllerinden ne koparsa gönderebilirler. İnşaatımız devam ediyor ve 1 dolar bile bizim için önemli bir miktar. Maddi güçleri yok mu o zaman sosyal medyada bizden bahsedebilirler. Belki yardım edecek birine ulaştırırlar bizi. Unutmayın iyilik bulaşıcıdır, birbirimize bulaştıralım.