‘'Başka bir dünya mümkün' diye tekrarlıyor içimdeki ses sürekli. Yıllarca rüyasında gördüğü aşkıyla ilk karşılaşan bir ergen kız gibiyim. 5 yıldızlı bir cruise gemisinin 13. katındaki güverteden büyülenmiş gibi etrafa bakıyorum.
Sanki tüm atmosfer açık yeşil bir filtreden geçmiş gibi... Hava ilk defa şeffaf değil. Tuhaf, yeşil mavi bir rengi var. Dünyanın en müthiş fiordu olan Geiranger'den çıkıyoruz.
Herkes güvertede yeni keşfedilmiş bir gezegeni izler gibi hayran izliyor etrafı. Kalbimin atışını duyuyorum. Fonda ünlü Norveçli besteci Edward Grieg'in o müthiş parçası çalıyor: http://youtube.com/wach?v=dyM2Aya96yE
Etraftaki onlarca şelale arasından yavaşça yol alıyoruz. Solumuzda bütün heybetiyle ve tüm coşkusuyla akan Seven Sisters şelaleleri, hemen çaprazında çağıldayan dev başka bir şelaleyi selamlıyor.
250 metrelik yemyeşil duvarlar arasında ilerliyoruz. Herkes büyülenmiş gibi, fısıldıyor birbirine. Sanki bambaşka bir gezegene ışınlanan ilk dünyalılar gibiyiz.
Hislerim tarifsiz! Kalbim gümbür gümbür! İçimdeki ses sürekli tekrarlıyor: "Biliyordum, başka bir dünya mümkün..."