Çok cici bir ortak arkadaş vasıtasıyla, Facebook üzerinden bir buçuk yıl önce tanışmıştık Ersel’le. O dönem “Kamboçya’ya yerleşmek ve krala komşu olmak” yazım epey popülerdi, Türkiye’den kaçmaya çalışan çok fazla insanla mesajlaşmıştım, saçma sapan yüzlerce mesaj geliyordu ama içlerinde muhteşem insanlar da vardı, Ersel de o muhteşem insanlardan biriydi.
İTÜ’den mezun olup kaptanlık yapmaya başlamış. Aylarca koca koca kargo gemisi gibi gemileri Brezilya'dan Çin'e, Güney Afrika'dan Hollanda'ya dünyanın sağına soluna 2. kaptan olarak sürmüş. Ama denizden nefret etmiş zamanla, sonsuz bir boşluk, ucu bucağı olmayan bir su birikintisi içinde günlerce haftalarca gitmekten bunalmış. Türkiye’ye döndüğü dönemlerde de, kazandığı neredeyse tüm parayı gece hayatında yemeyi başarabildiği için hayat manasız gelmeye başlamış zamanla. (Bu arada kabaca ortalama bir kaptanın brüt maaşı 30 Bin TL civarında ve Türkiye’de gece hayatı o kadar pahalı ki, bitirmeyi başarabiliyor)
İlk başta yaşadığı bazı olaylar sonucu kaptanlığı bırakmış, kara görevine geçmişti. Yaklaşık 3 ay önce de denizcilikle ilgili her şeyi bırakıp Kamboçya’ya geldi. İlk bir kaç hafta kaldı güzel güzel. Sonra adada bulunan bir Türk bakkalla anlaştı. Çıraklığa başladı. Şimdi keyfi yerinde...
O kadar güzel takılıyor ki, kendisine müzik açıyor, içkisini içip gelen gidenle (ben de dahilim) şamatasını yapıyor. Çalıştığı bakkal 10 tane barın arasında bir yerde. Zaman zaman o kadar çok insan bakkalda doluşuyoruz ki, bütün barlar bomboşken, bakkalda parti oluyor! Bir anda adanın fenomen bakkalı oldu. Bakkalın önünden gelen geçen, “TEKNOOOOOO” diye bağırarak selam veriyor. Niye derseniz; Ersel adada haftada 2 kere düzenlenen Police Beach partisinin müdavimi, kaldığı bungalow, partinin yapıldığı sahilde olması dolayısıyla neredeyse partinin ev sahibi. Tüm gece tepinmekten enerjisi biten insanlara sabahın ilk ışıklarında “Teknoooo” diye bağırmasıyla adadakilerin gözünde “party animal”; Türkler'in gözünde ise “mahallenin delisi” oldu.
Elbette zaman zaman bakkalda şamata yapacak kimse bulamıyor. O dönemlerde de birasını yudumlayıp, bilgisayar oynuyor. Şu anda CM’de Karşıyaka’yı yönetiyor. : )
Özetle, Türkiye’de 30 bin lira civarı brüt maaşlı saygın bir kaptan olup ömrünü statü, para ve maddiyat gibi yapay şeyler uğruna harcamaktansa Kamboçya bakkal çırağı olmayı tercih etmiş. Kendine alternatif bir yaşam oluşturmuş. Benim gözümde “Modern Zamanlar Hayyam’ı” kendisi. Şu anda kendimi edebiyata verdiğim günler ve yazı yazmaktan yorulduğumda gidip sohbet etmek, bazen kafa dağıtmak, bazense kafa açıp olaylara farklı bakmak için muhteşem birisi kendisi.
Kendisiyle kısa bir röportaj da yaptım.Kendisini, kendi cümleleriyle de tanıyın istedim. Kesinlikle bilinmesi gereken birisi!
Röportajı okumak için tıklayın.
Beni takip etmek için:
www.facebook.com/dunyabirmasaldir