Yerli Turizmci Yerli Turizme Yardım Etsin

Uçak düşürüldü, bombalar patladı. Yabancı turistler Türkiye’ye gelmeye korkar oldu. Tur operatörleri dev iptaller yaptı, Putin fırsat bilip Türk acentaları Rusya’dan temizledi. Cruise gemi turları Türkiye bacağını kaldırdı. Sultanahmet’teki kalabalık yerini yeller esen bir sakinliğe bıraktı. Türk turizmi zorda!

Turizmcilerimiz dediler ki: “Madem yabancılar gelmiyor, o zaman yerli turist yurtdışına çıkacağına bize gelsin!”

Ülkemizin bu büyük doğal ve kültürel zenginliğiyle sahip olduğu turizm potansiyelinin siyasi gerginlikler ve terörist saldırılar nedeniyle böyle büyük bir zarar görmesi içler acısı bir durum. Bu sene burada turizmcilerimiz zor durumda.

Hep söylerim, biraz fazla özeniyoruz Avrupa’ya diye. Dünyayı gezerken yaşadığımız hayranlığın belki kat kat fazlasını yurdumuzda duyabileceğimizi çok kolay unutuyoruz. Bütün Latin Amerika’yı gezmiş ama Doğu Anadolu’dan haberi olmayan gezginler tanıyorum örneğin.

Yerli turizmin desteklenmesi gerektiğini, bu sene yurtdışını değil yurtiçini gezmenin iyi bir fikir olduğunu dile getiren turizmcilerimize yürekten katılıyorum. Ta ki bir noktaya kadar.

Yerli turizmin desteklenmesi için yapılan lobi faaliyetleri öyle bir boyuta vardı ki geçen hafta cumhurbaşkanı açıklama yaptı: “Yurtdışına turizme gitmeyin, turizm faaliyetlerinizi yurtiçinde yapın.” En son da geçtiğimiz hafta Turizm Yatırımcıları Derneği’nden açıklama geldi: “Yurtdışına çıkış zorlaştırılsın. Tatilcinin iç pazara yönelmesi için bir takım yasaklar, vergi yükleri konmalı” dedi sayın başkan yardımcısı.

Yerli turizmin canlanması için bu sene güzel yurdumuzu keşfetmenin güzel bir fikir olduğuna kesinlikle katılıyorum. Bu fikrin benimle aynı ya da farklı siyasi görüşteki kişilerden çıkmış olması önemli değil. Doğruya doğru denir. Ama yurtdışına çıkmak isteyeni kısıtlamak?


Fotoğraf: www.unep.org

Sevgili turizm girişimcileri unuttular galiba, Türkler M.Ö. 1700’de Orta Asya’dan çıktıktan beri her zaman yeni yerler keşfetme dürtüsü içinde oldular. Atalarımız işte bu keşif ruhuyla Batı’ya yaklaştı. Doğu’nun gizemiyle Batı’nın aydınlık yüzünü işte böyle birleştirdi. İçimizdeki bu keşif dürtüsüyledir ki gidip 3 kıtada hüküm süren koca bir imparatorluk kurduk.

Evliya Çelebi’ye gezme yasağı koysalardı bize Seyahatname’yi miras bırakabilir miydi? Alparslan’ın içinde keşfetme dürtüsü olmasa 1071’de Malazgirt’ten Anadolu’ya girebilir miydi Türk kavimleri? Bırakın yurtdışı vergi harcını, Bizanslılar’ın koca zinciri durdurabildi mi Fatih’in gemileri Haliç’e sokup İstanbul’u fethetmesini? Gidip keşfetmek bizim genlerimizde var. Hele ki tüm toplumların kendi içlerine kapalı oldukları o soğuk savaş dönemini geride bırakıp dünyaya açılmaya başladığı bilgi çağında, herkesin birbirinden haberdar olduğu, herkesin her şeyi bildiği bir dönemde insanımızın gezme özgürlüğünü kısıtlamak nasıl bir düşüncedir? Biz ne zaman kısıtlayıcı zihniyete geldik, orada zarar gördük. Tarihte ne zaman ki keşfetmeyi bıraktık, örneğin Avrupa deniz ticaret yollarını açarken biz mışıl mışıl uyuduk, işte o zaman geri kalmaya başladık.

Gidip de yurtdışını gezmek isteyen insanı silah zoruyla otelinize getirtemezsiniz. O müşteriyi çekecek yöntemi bulacak, çekici tatili ortamını yaratacaksınız. Montenegro’da pizzayı 5 avroya yiyen adama Bodrum’da 50 liraya lahmacun satmaya çalışıyorsanız o biraz zor döner yüzünü yerli turizme, kusura bakmayın sevgili turizm yatırımcısı arkadaşlarım.

Yerli turizme her türlü desteği gönülden vermeye, her ortamda yerli turizmciye yardım etmeye hazırız. Ama ilk önce yerli turizmcinin, yerli turizme yardım etmesi gerek.