Bilecik’te Gezilecek Yerler

Geçmişi MÖ 3000 yılına dek uzanan Bilecik, Antik Çağ'dan günümüze pek çok uygarlığın tarihî kalıntılarını barındırır. Osmanlı Devleti’nin doğduğu topraklarda, tam da bu sebeple, en çok Osmanlı Devleti’nin izleri görülür. Görülmeye değer tarihî mekânların ve doğal güzelliklerin bir kısmı şehir merkezinde bir kısmı da civar ilçelerde olduğundan, Bilecik’i bir günde gezmek mümkün değildir. Bilecik’te gezilecek önemli yerleri sizin için derledik.

Bilecik'te Gezilecek Yerler

Bilecik Müzesi Müdürlüğü, Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi, Metristepe Zafer Anıtı, Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı Bilecik'te ziyaret edilmesi gereken kültürel ve tarihî merkezlerdir. Bunların yanı sıra şehrin doğal güzelliklerini gözler önüne seren Kömürsu Yaylası ve Merdivenli Kaya mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. İnanç turizmi açısından Ertuğrul Gazi Türbesi, Şeyh Edebali Türbesi, Orhan Gazi Camii Bilecik'te ziyaret edilen başlıca noktalardır. Bilecik'e gelmişken İnönü Şehitliği'ni de görmeden geçmemek gerekir.

Şeyh Edebali Türbesi

Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu olarak tanınan Şeyh Edebali’nin türbesi Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır. Orijinal kubbe işgal yıllarında tahrip olduğundan, türbenin üzeri kiremit çatı ile örtülmüştür. Şeyh Edebali ve yakınlarının bulunduğu odada yedi büyük, dört küçük sanduka vardır. Bu odanın tavanı, kubbeli bölümden farklı olarak, dikdörtgen biçimindedir. Türbenin içinde mescit ve misafirhane olarak kullanılan iki oda daha bulunur.

Şeyh Edebali kendisini dinleyenlere şu ifadede bulunur: "Toprağa bağlanın. Suyu israf etmeyin. Mirasınızın sağlam kalmasına dikkat ediniz. Veriniz, cömert olunuz elleriniz yumuk kalmasın. İlim sahiplerini koruyunuz. Ağaç dikiniz. Ödünç aldığınızı fazlasıyla iade ediniz. Kuran-ı Kerim'i güçlü olmak için okuyunuz. Bağınızı bahçenizi viran bırakmayınız. Hadis ezberleyiniz. Bildiklerini öğretenler unutmazlar. Asıl ölüm ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler bilgi sahipleridir….”

Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi 

Bilecik’in Söğüt ilçesinde bulunan müzenin yapımı tam olarak bilinmemekle beraber 1900 yıllarda belediye reisi olan Memiş Ağa tarafından “sargı evi” olarak inşa edildiği bilinmektedir. Bu ismin bugünkü anlam karşılaştırmasına göre o günün dispanseri olarak işlev gördüğü düşünülmektedir. Müze'nin ahşap işçiliği dikkat çeken önemli özelliklerindendir. Ahşap kırma çatılı olan bu yapı yine alaturka kiremitle kaplı olması ile tarihsel bir atmosfer yaşatmaktadır. Ön cephesinde bulunan kemerli iki kapı ise bir diğer öenemli özelliklerindendir. 2001 yılında eski Türk evi mimarisiyle restore edilip müze olarak hizmete açılmıştır. Müze'de Yörüklere ait etnografik eserler ve eşyalar sergilenmesinin yanı sıra, özellikle Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait arkeolojik eserle, el dokuma kilim ve halılar, silahlar gibi diğer tarihî eşyalar ve eserlerde sergilenmektedir.

Kömürsu Yaylası

 

Bozüyük ilçesine 28 kilometre uzaklıkta bulunan Kömürsü Yaylası, Bilecik’in en önemli ve en ünlü yaylasıdır. 1.700 metre yükseklikte bulunan 90 hektarlık alanda köknar, karaçam, kayın, ardıç ve titrek kavak ağaçları, türlü çiçekler ve çimenlerle kaplı bir bitki örtüsü vardır. Yaylada tam dört adet kaynak suyu bulunmaktadır. Yaylanın en yüksek zirvesi ise 1.700 metre civarıdır. Günümüzde ise yayla ve trekking turizmi amaçlı kullanılan bu doğal cennetin gelecekte yapılacak düzenlemelerle bir kış turizmi merkezi haline getirilmesi ve bu amaçla kullanılması planlanmaktadır.

Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı

17. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. 3.008 metrekarelik bir alana taş ve tuğla ile inşa edilen Kervansaray, simetrik ve dikdörtgen planlıdır. İç mimarisi ortada at ve arabaların, iki yanda da yolcuların konaklayabileceği şekildedir. 1912 yılında çatısı yıkıldıktan sonra uzun yıllar unutulmuştur. Dışa kapalı, payandalarla desteklenen ve kale bir görünüme sahip olan kervansarayın üzeri iki yana eğimli ahşap kırma bir çatı ile kapatılmıştır. Bu çatı 1912 yılına kadar sağlam durmasına rağmen bundan sonra yıkılmış ve kervansaray kendi haline terkedilmiştir. 2007 yılında restorasyon çalışmaları başlamıştır. ​Kuruluş amacına hizmet etmesi için 36 odalı bir butik olarak kullanılması planlanmakta olan Kervansaray, 400 yıl sonra tekrardan misafir ağırlayabilecek gibi görünüyor.

Ertuğrul Gazi Türbesi

Bilecik’in Söğüt ilçesindedir. Osman Gazi’nin 13. yüzyılın sonlarında yaptırdığı açık mezar, I. Mehmet’in emri ile türbe haline getirilmiştir. Bir sıra taş ve iki sıra tuğladan örülü duvarları vardır. Girişte ve sandukanın bulunduğu odada dikdörtgen pencereler bulunur. Ertuğrul Gazi Türbesi 1886 yılında II. Abdülhamit tarafından yeniden onartılmış ve türbe yanına çeşme eklenmiştir. Kabir yapısı altıgen planlı, üzeri kubbe örtülü ve dikdörtgen bir koridordan kabre ulaşmaktadır. Bu girişin yanlarında ikişer pencere yapılmıştır. Türbenin duvarları bir sıra taş ve iki sıra tuğladan örülmüştür. Ertuğrul Gazi Türbesi, Söğüt İlçesi Girişi Ertuğrulgazi Caddesi'ndeki tören alanının yanında bulunmaktadır.

Merdivenli Kaya

Kayalık ve ağaçlık bir alan olan Merdivenli Kaya, bulunduğu bölgede küçük boyutlarda podyumu olan Roma dönemine ait dini içerikli bir yapı kalıntısı olarak karşımıza çıkmaktadır. MS 2. ve 3. yüzyıllara ait olan ve 2009 yılında birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiştir. Çoğunluğu defineciler tarafından tahrip edilen bu yapının bir kısmı ise toprak altında olmak üzere toplam ölçülebilir alanı 5,20 metre olan temellere sahiptir. Aynı zamanda ana kaya üzerine işlenmiş 8,30 metre uzunluğunda, 4,40 metre genişliğinde 15 merdivenli basamaklardan oluşmaktadır.

Orhan Gazi Camii

Şeyh Edebali Türbesi’ne 50 metre uzaklıkta bulunur. Kubbesi restore edilirken kurşunla kaplandığından, Kurşunlu Camii olarak da bilinir. Minaresinin cami binasından 30 metre uzaktaki bir kayanın üzerinde bulunması, Orhan Gazi Camii’yi diğer camilerden ayıran en belirgin özelliktir. Eskişehir - Bozüyük karayolunun sonunda yola 12 km uzaklıkta Bilecik’in Bozüyük ilçesinde bulunmaktadır. Metristepe Zafer Anıtı İnönü Savaşlarının kazanıldığı ve büyük önder Atatürk’ün İsmet İnönü’ye gönderdiği zafer kutlama telgrafında bulunan “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz” sözünün söylendiği yer olma özelliği taşımaktadır. I. ve II. İnönü Savaşları’nın yapıldığı alanda inşa edilen bu şanlı anıt 24 metre yüksekliğindedir. Anıtın üzerinde savaşa katılan komutanlar ve birlikler hakkında bilgiler bulunmaktadır. Metris Tepe’de şehitlerimizin anısını yaşatmak için inşa edilmiş olan bu anıt, aynı zamanda görünüşüyle Türk’ün yenilmezliğini de simgelemektedir.

Metristepe Zafer Anıtı

Eskişehir-Bozüyük karayolunun sonunda yola 12 km uzaklıkta Bilecik’in Bozüyük ilçesinde bulunmaktadır. Metristepe Zafer Anıtı İnönü Savaşlarının kazanıldığı ve büyük önder Atatürk’ün İsmet İnönü’ye gönderdiği zafer kutlama telgrafında bulunan “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz” sözünün belirtildiği yer olma özelliği taşımaktadır. I. ve II. İnönü Savaşları’nın yapıldığı alanda inşa edilen bu şanlı anıt 24 metre yüksekliğindedir. Anıtın üzerinde savaşa katılan komutanlar ve birlikler hakkında bilgiler bulunmaktadır. Metris Tepe’de şehitlerimizin anısını yaşatmak için inşa edilmiş olan bu anıt, aynı zamanda görünüşüyle Türk’ün yenilmezliğini de simgelemektedir.

İnönü Şehitliği

İnönü Şehitliği, Bozüyük ilçesi ile Akpınar Köyü arasında bir tepede bulunmaktadır. 844 mezardan oluşan bu önemli şehitlik 1930 yılında Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılmıştır. Bu anıt I. ve II. İnönü Savaşları’nın bir simgesi olarak inşa edilmiştir. Şehitliğin etrafı çam ve köknar ağaçları ile çevrilidir. Dikdörtgen duvarlarla çevrili olan mezarların ayakuçlarında Türk bayrakları resmedilmiş olup, şehitliğin ortasında küçük boyda mermerden bir nişan taşı mevcuttur. Burada 4200 şehit kaydı olmasına rağmen isimleri bilinmediğinden dolayı sadece 141 mezar mevcuttur. İnönü Şehitleri Anma Günü, her yıl 1 Nisan’da İnönü Şehitliği’nde düzenlenir.

Bilecik Müzesi Müdürlüğü

bilecikmuseum2.jpg

1794 yılında jandarma binası olarak inşa edilen müze işgal yıllarında yıkıma uğramış; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yeniden yapılmıştır. Günümüze kadar sırasıyla adliye binası, hapishane ve müze olarak kullanılmıştır. Müzede, Roma ve Osmanlı dönemi ağırlıklı olmak üzere çeşitli dönemlere ait arkeolojik ve etnografik eserler sergilenmektedir. Sivil mimari örneklerinin sunulduğu panolar, yöresel kıyafetler, süs eşyaları, silahlar ve dahası teşhir salonlarında ziyaretçilerle buluşur. Roma ve Bizans döneminden kalan kalker sütün başlıkları, sütun kaideleri, mezar stelleri ve heykeller ise müze bahçesinde ve iç avlularda sergilenmektedir.