Odense Kuzey Avrupa’da bulunan İskandinav ülkesi Danimarka’nın üçüncü en büyük şehridir. Danimarka’nın Funen Adası’nda (Fyn) yer alır. “O-thn-se” diye telaffuz edilir. Nüfusu 200 bin bile olmamasına rağmen Odense standartlar üstü müzeleriyle, ödüllü hayvanat bahçesi ile ve film festivaliyle bilinir. Öte yandan Danimarka’nın dünyaca ünlü masal yazarı Hans Christian Andersen ve bestekârı Carl Nielsen Odense’de doğmuştur. Odense’nin gurur kaynağı olan buz hokeyi takımı ve burada doğan masal yazarı Andersen’in adına her sene Andersen Maratonu düzenlenir. Odense’de yaşayan yabancılar sırayla en çok Lübnan, Irak, Türkiye ve Somali’den göçmüştür. Renkli kafe ve restoranlarıyla, çeşitli etkinlikleriyle Odense insana hayat sevinci veren minik bir şehirdir. Odense 1988 yılında 1000. kuruluş yıldönümünü kutlamıştır.
Aslında Odense’nin beşeri geçmişi 4.000 yıl öncesine dayanır. Arkeolojik çalışmalar Taş Devri’nden beri burada insan yerleşimleri olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ancak 988 yılında (10. yüzyıl) yazılmış tarihi belgelerde Odense’nin adını ilk kez görürüz. Nitekim bu belge Kutsal Roma Cermen İmparatoru III. Otto’nun bu tarihte Odense’ye özerklik verdiğini göstermektedir. 1070’li yıllara gelindiğinde ticaret hayatından ibadethanelerine kadar Odense’nin gelişmiş bir şehre dönüştüğü gözlemlenir. 1086 yılında son Viking Kralı IV. Canute Odense’de isyancı köylüler tarafından katledilir. Şehrin ilk ibadethanesi 1100 yılında İngiliz din adamları tarafından inşa edilen St. Knuds Manastırı’dır. Tahtta hak iddia eden kraliyet üyeleri arasındaki çekişmeden dolayı 1249 yılında çıkan yangında tüm şehir kül olur. Ancak kısa sürede eski haline döner. Hatta Odense Limanı’nın açılması sayesinde ticaret eskisinden daha iyi duruma gelir. Çünkü böylece Odense Baltık Denizi’ndeki ticarette aktör olmuştur. O gün bugündür Funen Adası’nda ticaretin kalbi Odense’de atar. Orta Çağ boyunca birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi Odense’ye de sayısız Katolik ibadethaneleri inşa edilir. 1500’lü yıllarda Kraliçe Christine’in Odense’deki ticareti canlandırma çalışmaları çok iyi sonuçlar verir. Yüzyıllarca Katolik mezhebinin hüküm sürdüğü Odense 16. yüzyılda Reform hareketiyle tanışır ve Protestan sayısı şehirde gittikçe artmaya başlar. III. Christian tahttayken Katolik din adamları sadece Odense’de değil tüm Danimarka’da tutuklanır hatta sınır dışı edilirler. 1650’li yıllarda İsveç ile yaşanan savaşın gereği olarak toplanan vergiler Odense’deki ticareti durma noktasına getirir. 18. yüzyılın ortalarına kadar Odense eski refah günlerine dönemeyecektir. 1700 yılında Odense nüfusu sadece 4.000’dir.
1720 yılında IV. Frederick’in önayak olmasıyla Odense’de seri altyapı çalışmaları yapılır. Manastır, saray ve hastaneden sonra 1796 yılında tiyatro sahnesi inşa edilir. 19. yüzyıl genelinde Odense’deki en büyük gelişme demiryolunun tesis edilmesidir. 1865 yılı itibariyle Funen Adası’nda demiryolunun ulaşmadığı yer kalmaz. 1900 yılında şehrin nüfusu 35 bine çıkmıştır. Odense Merkez Kütüphanesi 1924 yılında hizmete girer. 1935 yılında o zaman için Avrupa’nın Eyfel Kulesi’nden sonraki en büyük kulesi olan Odin Kulesi Odense’de inşa edilir. Ancak Nazi yanlısı Danimarkalılar 1944 yılında bu kuleyi yerle bir eder ve kule asla yeniden inşa edilmez. Odense genelinde başlatılan grev; Danimarka’nın Nazilere desteğini sonlandırmasında etkili olmuştur. 1960 yılında Danimarka sanayi atılımını yapana kadar Odense ülkenin ikinci en büyük şehri olmaya devam etmiştir ancak bu tarihten sonra Aarhus isimli şehrin gerisine düşmüştür. Odense 1960’lı yıllardan beri Danimarka’nın kültür alanında çok güçlü bir şehridir. En büyük ulusal TV kanalının Odense’de kurulması, üniversite ve kongre merkezinin açılması ile Odense kültür hayatının merkezinde yer alır. 1988 yılında şehrin 1000. kuruluş yıldönümü vesilesiyle Odense’de Tusindårsskoven yani “Bin yıl ormanı” açılmıştır. 2005 yılında ise Andersen’in 200. doğum günü vesilesiyle kutlamalar düzenlenmiştir. Bu kutlamalar çerçevesinde Amerikalı efsanevi şarkıcı Tina Turner konser vermiştir.
Odense gibi köklü geçmişi ve kültürü olan bir şehri keşfetmek çok hoşunuza gidecek. Küçük bir şehir olduğu için 2 günlüğüne bile gelseniz birçok turistik ve tarihi yer görüp zamanınızı dolu dolu geçirebileceksiniz. Müzelerinden politik geçmişine, alışveriş yapabileceğiniz dükkânlarından kafe ve restoranlarına kadar Odense’deki her detayı çok seveceksiniz. Bir şehrin nasıl içinde bulunduğu ülkenin kültür merkezine dönüştüğünü bizzat gözlemleyebileceksiniz. Her araştırmada dünyanın en mutlu insanları olduğu görülen Danimarkalıların arasına karışıp bu minik şehirden hiç ayrılmak istemeyeceksiniz.
Tanıtım Videosu: https://www.youtube.com/watch?v=znRZyrXiUcw