Nevada’da kutlanan “Burning Man” Festivalinin kökeni nedir?

Burning Man Festivali, dünyadaki en çılgın etkinlikler arasında gösterilmektedir. Bu festivalde dünyanın farklı köşelerinden gelen çılgın sanatçılar ve devrimciler bir araya gelirler. Festival, Amerikalı’ların Labor Day’inden bir hafta önce Nevada’daki Black Rock Desert’te düzenlenir. Katılımcılar yedi gün boyunca çöl şartlarına direnir, kendi duvarlarını yıkar, özgürleşir son olarak da insan bedeni ve onun kalıplarını temsil eden Tahta Adamı yakarak festivali sonlandırırlar.

Her sene festivalde; 7 çağ, eriyen dünya, inancın ötesi, bilinç, umut ve korku, Amerikan Rüyası gibi temalar seçilir. Katılımcılar “playa” adı verilen kampın ortasındaki alanda, festival için hazırladıkları çalışmalarını sergilerler. Festival bir dışavurum platformu haline gelir ve bu platformda kendine güven ve kendini gösterme sonucu ortaya çıkan sanat eserleri ve gösterileri sergilenir. Katılımcılar dans, şarkı ve müzik performanslarını sergilerler. Festivalde eğlence, özgürlük ve sanat bir araya gelir.

Festival ilk olarak 1986’da Larry Harvey ve Jerry James’in yirmi kişilik arkadaş grubuyla San Fransisco, Baker Beach’ta buluşması ve 3 metrelik tahta bir adamı yakmalarıyla başlamıştır. Bu yakma işlemi onlara ilham verir. Festivali, kendini ifade etmede köklü bir değişim, aniden gelişen fikirleri eyleme dökerek zihinlerindekini somutlaştırma olarak tanımlarlar. İlerleyen yıllarda katılımcıların inanılmaz boyutlara yükselmesiyle festival her yıl gerçekleşerek geleneksel bir hâl alır.

Festivaldeki amaç her bireyin sahip olduğu yaratıcı güçlerin ortaya çıkmasıyla kendini ifade etme ve özgüven sonucunda yeni bir kültür yaratmaktır. Dayatılan toplum kuralları sebebiyle oluşan bariyerleri aradan kaldırarak, daha çok bireysel özelliklerin ön plana çıkarıldığı bir ortam yaratmak amaçlanır. Festivalin yaratıcıları, Burning Man sayesinde dünyada spiritüel anlamda bir değişiklik yapabileceklerine inanıyorlar.

Festivalde sergilen sanat eserleri karmaşık ve anlaşılmaz sanattan uzak, anlatmak istediğini direkt olarak ortaya koyan bir sanat türüdür. Sanat eserleri dışında değişik icatlar; makineler ve araçlar da sergilenir.

Festival herkesin katılımına açıktır. Çölün ortasında; tanışmak, paylaşmak, yaratıcılığı ortaya koymak ve eğlenmek için düzenlenen şehirde hiçbir kısıtlama, ayrımcılık hissetmeden istediğinizi yapabileceğiniz bir ortam sağlanmaktadır. Paranın geçmediği bu şehirde; paylaşmak ve eğlenmek üzerine kurulu, güvenli bir ortam mevcuttur. Festival 1 hafta sürmektedir. Festival bölgesinde kesinlikle para kullanılmaz, bir şey satılmaz. Eksikler ve ihtiyaç duyulan eşyalar arkadaş ve çadır komşularından tedarik edilir.

Kalabalık grup hâlinde gitmek oldukça eğlencelidir. Ama katılımcılar önyargılar ve kalıplardan uzak, arkadaş canlısı insanlar oldukları için kendinizi yanlız hissetmezsiniz.

Son iki gün festivalin asıl can alıcı noktasıdır. Cumartesi günü Tahta Adam’ın etrafında beş yüzden fazla ateş göstericisi ateş çevirir ve sonra da Tahta Adam yakılır. Pazar günü ise katılımcıların kaybettikleri kişilere ait eşyalar hazırlanan tapınağa konulur ve tapınak yakılır. Beton binalardan uzakta çölün ortasındaki mükemmel gökyüzü manzarasına; alevler ve neon ışık gösterileri eşlik ederek başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz manzaralar sunar.


Foto: travelhymns.com