Persepolis Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kuruluşu M.Ö. 6. yüzyılın sonlarına dayanan Persepolis, Pers Krallığı’na başkentlik yapmıştır. Tahta çıkan kralların inşa ettiği çok sayıda anıtsal yapıya ev sahipliği yapa Persepolis, İran’ın başta gelen turistik cazibe merkezlerinden biridir. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne 1979 yılında dâhil edilmiş olan antik kentteki en eski kalıntıların tarihi, M.Ö. 515 yılına dayanmaktadır. Achaemenlerin törensel başkenti ve Achaemen sanatının gözler önüne serildiği bu şehre İranlılar, Pers mitolojisinde bir karakter olan Cemşid’e ithaf olarak Takht-e Jamshid (Cemşid’in Tahtı) demektedir. Şehirde, Büyük İskender tarafından ateşe verilmiş olmasına rağmen, değerli kalıntılar hala etkileyici bir şekilde varlıklarını sürdürmektedir.

Kentin, I. Darius tarafından inşa edilmiş olduğu arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. Kraliyetin yeni bir üyesi olan I.a Darius, Persepolis’i Pasargadae bölgesinde yeniden konumlandırmış ve başkent yapmıştır. Ücra ve dağlık bir alanda inşa edilen kent, özellikle bahar mevsiminde ziyaret edilen bir kraliyet ikametgâhı olmuştur. Achaemen krallığının etkin bir şekilde yönetildiği şehirler ise Susa, Babil ve Ecbatana olmuştur. M.Ö. 330 yılında, III. Darius’un yönetimi esnasında şehir, İskender tarafından yağmalanmıştır. İskender, Pers İmparatorluğu’nu fethetmesine bir adım olarak Xerxes (Serhes) Sarayı’nı yakmıştır. M.Ö. 316 yılına gelindiğinde, Persepolis halen bir Makedon İmparatorluğu eyaleti olarak Perslerin başkenti niteliğini sürdürmektedir. Şehir, Seleukos Krallığı altında yavaş yavaş sönmeye başlamıştır. Bu gerileyişten sonra şehir, kalıntıları ile eski ihtişamının izlerini sürdürmeye devam etmiştir. Geçmiş medeniyet tarihinin en önemli kalıntılarından biri olarak kabul edilen Persepolis’in başta gelen en önemli özelliği ustaca inşa edilmiş eşsiz mimarisidir. Duvarlardaki yazıtlardan muhteşem Pers tarihi ve kültürü ile ilgili birçok bilgi edinilebilmektedir.
İskender’in yağması sırasında muhtemelen birçok sanat eseri, kitap ve kültürel sembollerini kaybetmiş olan Persepolis, tarihin derinliklerine hoş bir yolculuktur.


Persepolis Nerededir?

Persepolis, Güneybatı Asya’da konumlanan İran İslam Cumhuriyeti’nin güneybatısındaki Fars Eyaleti’nde yer almaktadır. Antik yerleşim, eyaletin yönetim merkezi olan Şiraz şehrinin yaklaşık 50 kilometre kuzeydoğusunda konumlanmaktadır.


Persepolis’e Nasıl Gidilir?

Persepolis’e direkt ulaşım sağlayan toplu taşıma araçları mevcut değildir. Bu yüzden, 14 kilometre uzaklıkta yer alan, en yakın toplu taşıma imkânının bulunduğu nokta olan Mervdeşt şehrine ulaşım sağlamak tercih edilebilir. Mervdeşt şehrinden Persepolis’e gitmek için ise taksi kullanılabilir.

Mervdeşt’e ulaşmak için ise Şiraz şehrindeki Ali İbn Hamze Terminali’nden minibüse binilebilir veya yakındaki Kur’an Kapısı’ndan kalkan veya durakta duran otobüslerden birine binilebilir.


Persepolis’te Görülecek Yerler

Büyük saraylar, su kemerleri, heykeller, tapınaklar ve duvar süslemeleri ile Persepolis sanatına dair birçok iz sürmek mümkündür. UNESCO tarafından koruma altına alınmış olan, İran’ın en büyük kültürel mirası olarak değerlendirilen bu güçlü sanat eserlerine sahip şehirde büyüleyici birçok yapı yer almaktadır.

Kentin giriş kapısına yapılan merdivenler en az zarar görmüş ve günümüze kadar büyük ölçüde özgünlüğünü korumuş yapıdır. Merdivenlerin altında bir insanın yürüyebileceği genişlikte, yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğunda su kanalları bulunmaktadır. Giriş kapısındaki merdivenler yedişer metre uzunluklar ile taştan oyularak inşa edilmiştir. Her basamağın yüksekliği, gelen önemli ziyaretçilerin atları ile rahatça tırmanabilmeleri üzere ideal bir şekilde oranlanmıştır. Merdivenlerin tepesinde, önemli ziyaretçileri karşılamak üzere trompetçilerin konuşlandığı bir avlu bulunmaktadır.

Kentin girişi olan Tüm Milletler Kapısı, I. Serhes (Xerxes) tarafından yaptırılmış, oldukça anıtsal bir yapıdır. O dönemlerde kralın gücünü temsil eden boğa sembolü, kapının iki tarafında büyük heykeller ile yerini edinmiştir. Kapıdan geçtikten sonra dört ayrı tarafa yöneltilmiş ve taş sütunlarla desteklenmiş her bir koridorun duvarları, zamanında hurma dalları ile süslenmiştir.

Apadana Sarayı, güney kapısında yakın bir konumda bulunmaktadır. Kralın halkı huzuruna kabul ettiği bu sarayın 20 metre yüksekliğindeki 36 sütunundan 13 tanesi günümüze kadar ulaşmıştır.

Üzerindeki taş kabartma sanatının çok iyi korunabilmiş olduğu Apadana Merdivenleri’nin dayandığı paneller, dini içerikli semboller ve Nevruz kutlamaları tasvirlerine sahiptir. Paneller üzerindeki çivi yazılarında Eski Farsça, Elamca ve Babilce kullanılmıştır.

Persepolis’te bulunan en büyük kalıntı olan 100 Sütunlu Saray, giriş kapısında askerlerin sıralı bir şekilde beklemiş olduğu önemli bir yapıdır. Salonun girişinde, iki adet boğa heykeli yer almaktadır. Ziyaretçiler ise salon alınmadan önce dört sütunlu küçük bir salonda bekletilirmiş. Kral, etrafında maiyeti ve hazineden sorumlu bakanıyla tütsüler içinde beklermiş. Mısır’daki ocaklardan getirilen büyük blok taşlarla inşa edilmiş tören salonunda, başlıklarında insan ve boğanın bulunduğu 100 sütun yer almıştır.