Öğleden sonra saat 13.00 civarı Reza ile Şiraz’ın en büyük meydanı sayılan Şüheda Meydanı'nda buluştuk. Reza ile Yezd şehrinden Şiraz’a yolculuk ederken terminalde tanıştık, ailesi İran’ın güney kesimlerine yerleşen Kaşgay Türklerinden. Reza’nın arabası ile Türkçe şarkılar söyleyerek 60 km uzaklıktaki Marvdasht şehrinden geçerek yaklaşık 1 saatlik yolculukla Persepolis'e (Farsça adıyla Taht-ı Cemşid) ulaştık.
Antik şehre girmek için bilet turistlere 15.000 Tümen (10,5 TL) yerli halka 2.000 Tümen (1,35 TL) : ) Reza sayesinde az para ödedik. Girişte çantanız varsa emanete bırakmak zorundasınız, bilginiz olsun. M.S. 6. yüzyılın sonlarına doğru Kral Darius’un kurduğu şehri daha sonrasında yerine geçen Serhas (Xerxes) ve Ardaşir (Artakserkses) büyütmüş. M.S. 330 yılında Büyük İskender şehri ele geçirerek yakıp harabeye çevirmiş ve 19. yüzyılın başında antik kent kalıntıları günyüzüne çıkartılmaya başlanmış. Giriş yolunda antik şehir karşınıza çıktığı andan itibaren insanı büyülüyor.
Unesco Dünya Mirası Listesi'ndeki bu tarihi yer, asırlar öncesi Büyük Pers İmparatorluğu'na ev sahipliği yapmış. Bu büyük tarihin izlerine dokunabildiğim ve görebildiğim için inanılmaz heyecanlıydım. Giriş merdivenlerinden çıkarak antik kente girişinde Tüm Milletler Kapısı karşımıza çıktı. Buradan geçtikten sonra güneye doğru giderek Kral Darius’un halkı kabul ettiği Apadana Sarayı kalıntılarına ulaşılmaktadır. Apadana sarayını ayakta tutan 36 sütundan günümüze sadece 13 tanesi ayakta kalabilmeyi başarmış. Buradan Apadana merdivenlerini görmeye geçebilirsiniz. Bu merdivenlerin yanındaki bloklar üzerindeki rölyefler zamanımıza kadar iyi korunmuş durumda. Rölyeflerde ise Farsça, Babilce ve Elamca olarak dini içerikli semboller ve Yeni Yıl (Nevruz) kutlamaları anlatılmaktadır. Antik şehirde en kalabalık kalıntıların bulunduğu yer ise 100 sütunlu saraydır. Burası antik şehrin en etkileyici yerlerinden birisi, müzeye gitmek istedik fakat müze kapalı olduğu için ziyaret edemedik. Hemen yanındaki kafede Reza ile biraz soluklanıp birer meyve suyu içip manzarayı seyrettik.
Yürüyüş yollarına dikkat etmelisiniz. Bu konuda devamlı görevliler uyarmaktadır. Persepolis’in sırtını verdiği tepedeki kaya mezarlarında 2. Artakserkses ve eşinin mezarı bulunmaktadır. Buradan ayrıca antik şehri gerçekten mükemmel bir derecede görebilirsiniz. Yüzyıllar önce beden işçiliği ile bu kazılar nasıl yapılmış gerçekten bazen anlamakta güçlük çekiyor insan. Persepolis’i gezmek için 2-3 saatinizi ayırmanız gerekiyor.
İran’a ziyaretiniz olacaksa mutlaka bu antik şehri programınıza alın, gezmekten yorulacaksınız ama tarihi dokudaki izleri görmekten mutlu olacaksınız.
Diğer gezi yazılarım için www.gezgininayakizleri.com’u ziyaret edebilirsiniz.
Gezi dolu günleriniz olsun…