Malaga Gezilecek Yerler

Sürreal (gerçek üstü) ve kübik sanat akımının öncülerinden olan ve 1930’lu yıllara adını yazdıran ressam Pablo Picasso’ya adanan Picasso Müzesi’ne Malaga’ya gelmişken mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz. Picasso’nun özel eşyasını ve eserlerini bu evde bizzat göreceksiniz. Picasso Müzesi’ni marttan hazirana kadar, eylül ve ekim aylarında 10.00-19.00; kasım-şubat ayları arasında 10.00-18.00 ve temmuz ve ağustos aylarında ise 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Müzenin tümünü gezebileceğiniz bilet tarifesi yetişkinler için 10 euro ve öğrenciler için 6 euro iken müzenin bir kısmını gezebileceğiniz biletin ücreti yetişkinler için 7 euro, öğrenciler için 5 euro’dur. Her pazar günü müzenin ziyaret saatlerinin son 2 saati giriş ücretsizdir. Müzede bir kitap dükkanı ve bir kafe bulunmaktadır.

Roma-Katolik Kilisesi olan Malaga Katedrali’nin inşası 1528 yılında başlamış 1782 yılında son halini almıştır. Katolik İspanyolların ülkede Müslüman yönetimine son verip ülkelerini geri almalarının bir işareti olarak tüm ülkede olduğu gibi Malaga’da da katedral inşa edilir. 84 metre uzunluğunda olan ibadethane Rönesans Çağı’nın mimari tarzını taşır. Ancak özellikle iç mimarisinde Kuzey Afrika mimarisinin ve barok stilinin izleri de görülür. Endülüs Bölgesi’nin ikinci en büyük katedrali olan Malaga Katedrali’nin güney kulesi hala tamamlanmamış haldedir. Amerika’daki 13 koloninin Büyük Britanya İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını elde etmesi için İspanya yönetiminin elindeki tüm parayı Amerikalılara yardım amaçlı vermesi sonucunda katedralin inşası tamamlanamamıştır. Bu yüzden katedral “La Manquita” yani “Tek Kollu Kadın” olarak bilinir.

Malaga’da tarihi alan ve yapılardan sonra ziyaret edilmesi gereken ikinci nokta şüphesiz Plaza de la Merced meydanıdır. Granada Caddesi’nin sonunda karşınıza çıkacak olan bu meydan akşam olduğunda Malagalıların buluşma noktasıdır çünkü en eğlenceli açık hava aktiviteleri burada gerçekleşir. Gündüz de meydan oldukça canlıdır çünkü en önemli mağaza ve dükkanlar burada yer alır. 1881’de Malaga’da Picasso’nun doğduğu ve bugün müze olan ev meydanın kuzeyinde bulunur. Meydanda yer altı otoparkı vardır. Aracınız varsa saat başına 2,50 euro ücretle arabanızı park edebilirsiniz. Zira Malaga’daki bazı önemli caddeler sadece yayalara açıktır. Plaza del Mercado yani Pazar Meydanı olarak da bilinen bu meydan 15. yüzyıldan beri şehrin cazibe merkezidir.

11. yüzyılda Hammudi Hanedanı yönetimi altında inşasına başlanan ve İspanya’daki Müslüman hâkimiyetinin sonlarına doğru tamamlanan Alcazaba Kalesi Malaga için en önemli tarihi eserlerden biridir. MÖ 1. yüzyılda yapıldığı sanılan Roma Amfi Tiyatrosu’nun hemen yanına inşa edilen kale günümüze dek en iyi şekilde korunarak gelmiştir. Şehir merkezinin tam ortasındaki tepe üstüne bulunan Alcazaba Kalesi’nden tüm Malaga kuşbakışı görülebilmektedir. Hisar alanında bahçe ve fıskiyeler görülebilir. Kalenin içinde ise sadece batı yönündeki Puerta de los Cuartos de Granada kapısından girilebilmektedir ve kalenin bu kısmı yüzyıllarca kralların ve şehir yöneticilerinin çalışma ve yaşam alanı olmuştur. Doğu kısmı ise ziyaret edilemez durumdadır.

Malaga’nın doğu ve kuzeyinde bulunan Malaga sıra dağlarında bulunan Gibralfaro Kalesi’nin geçmişi 10. Yüzyıl’a uzanır. Bu bölge hala milli park alanı olarak koruma altındadır. Cordoba Halifesi III. Abd-el- Rahman tarafından 929 yılında inşa ettirilen kale adını Arapça’da deniz feneri anlamına gelen “gebel-faro”dan alır. Gerçekten de kalenin bulunduğu yere Fenikeliler zamanında deniz feneri inşa edilmiştir. 14. Yüzyıl’ın başında Granada Sultanı 1. Yusuf kalenin bulunduğu alanı genişlettirir. Haziran ayından eylül ayı sonuna kadar haftanın her günü 09.00-20.00 saatleri arasında kale ziyaret edilebilir. 1 ekim-31 mayıs arası dönemde ise 09.00-18.00 arasında kale ziyarete açıktır. Giriş ücreti 2,20 euro olan kaleye Alcazaba Kalesi’ni de ziyaret ettiğiniz gün gitmek isterseniz 3,50 euro’luk bilet alabilirsiniz.

Malaga’da görebileceğiniz en güzel yerlerden biri Botanik Parkı’dır. Birden çok küçük ve büyük tarım alanının birleştirilmesiyle meydana gelen botanik park 19. yüzyılda hızla Avrupa çapında üne kavuşur. Bu tarlalarda zeytin, badem ağaçları, turunçgiller, üzüm bağları bulunmaktadır. Botanik park 1911 yılında Rafael – Amalia Echevarria çiftine satılır ve çift parkı çok daha genişlettirir, palmiye ağaçları diktirir ve parka modern sanat heykelleri konur. 1990 yılında Malaga Belediyesi botanik parkı Echevarria ailesinden yaklaşık 4 milyon euro’ya satın alır. Yeni altyapı çalışmaları sonrasında 1994 yılı itibariyle botanik park ziyarete açılır. O günden beri her gün yüzlerce yerli-yabancı turist botanik parkı ziyaret etmektedir. Burada ayrıca öğrencilere botanik bilimiyle ilgili dersler verilir. Parka yetişkinler için giriş ücreti 5,20 euro’dur.

Palacio Aduana yani Gümrük Sarayı İspanya’daki en önemli müze saraylardan biridir. 1788’de inşasına başlanan saray binasının yapımı 1829’da tamamlanabilmiştir. Tipik neo-klasik mimariyle inşa edilen saray 4 katlıdır ve İtalya’daki Rönesans Çağı saraylarına benzer. Sarayın içinde en çok dikkat çeken merdivenlerinin eğri büğrü olmasıdır. Bu saray hali hazırda koleksiyonların ziyaret edilebileceği bir müze işlevini görmektedir ancak yakın gelecekte Malaga’nın güzel sanatlar müzesi olması için yoğun çalışmalar sürmektedir. Yaz döneminde 09.00-15.30 saatleri arasında ziyaret edilebilen müze saray eylül ayından haziran ayına kadar 09.00-20.30 arası ziyaret edilebilir. Müze pazartesi günleri kapalıdır. AB vatandaşlarına giriş ücretsizken diğer ziyaretçiler için giriş ücreti 1,50 euro’dur.

La Malagueta, diğer adıyla Plaza del Toros, Boğalar Meydanı, yani boğa güreşi sahası, Malaga’nın en önemli etkinlik alanlarından biridir. 1874’te inşa edilen saha Roma’daki Colesium’u oldukça andırır. 52 metre çapındaki saha 14 bin seyirci kapasitelidir. Ne yazık ki boğalara gelenek ve adet adı altında işkence yapılmaktadır ve bu gelenek İspanya çapında çok sevilir. Yüzyıllardan bu yana seyirciler boğa güreşini ilgiyle izler. Boğa güreşi İspanyol kültürünün önemli bir parçasıdır. Sahanın içinde boğa güreşi tarihini anlatan bir müze de bulunur. Her sene nisan-eylül ayları arasında boğa güreşleri burada gerçekleşir. Ayrıca Kutsal Hafta etkinlikleri de burada organize edilir.

Malaga’nın en eski tarihi eseri Roma İmparatorluğu döneminden kalan Roma Amfi Tiyatrosu’dur. Alcazaba Kalesi’nin hemen yanında bulunur ve tarihi İmparator Augustus dönemine dayanır. MS 8. yüzyılda da tiyatro olarak kullanıldığı bilinmektedir. 1951’de keşfedilen amfi tiyatroda yıllarca süren geniş çaplı restorasyon çalışması yapılmış ve 2011 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Sadece 220 seyirci kapasiteli olan Roma Tiyatrosu seyirci bölümü-orkestraya ayrılan bölüm-sahne olmak üzere 3 bölüme ayrılmış durumdadır. Orijinal yapısı bozulmadan gelecekte açık hava etkinlikleri düzenleneceği konuşulmaktadır. Girişin ücretsiz olduğu Roma Tiyatrosu Malaga’nın tarihi hakkında çok bilgi vermektedir bu yüzden hala arkeolojik çalışmalar devam etmektedir.

Malaga’nın doğu yakasında bulunan Malagueta Plajı yaz mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin gününü geçirmek, denize girmek ve eğlenmek için en çok tercih ettiği plajdır. Yazın Malaga’ya giderseniz en az bir kez buradan denize girmek kaçınılmaz olacaktır. Üstelik ulaşım kolaydır ve gece geç saatlere kadar şehir merkezine giden otobüs bulunur. 19. yüzyılda Malagueta şeker fabrikalarının bulunduğu bir yerdi. Malagueta bugün turistik değerinin anlaşılmasıyla özellikle yaz mevsiminde en önemli turistik duraklardan biri haline getirilmiştir. Nadir bulunan koyu renkli kumsalı, 1200 metrelik sahil şeridi, hamakları ve geniş şemsiyeleri, çocuk oyun alanı, yiyecek ve içecek hizmetinin bulunması Malagueta plajını Malaga’da eşsiz kılmaktadır.