Leipzig Gezilecek Yerler


 

Kültürel ve tarihsel anlamda Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olan Leipzig gezilecek yerler açısından ziyaretçilerine pek çok seçenek sunmaktadır. Johann Sebastian Bach gibi önemli müzisyenlerle ilgili pek çok hatırası olan tarihi yapıları ya da biraz eğlenmek için Leipzig Hayvanat Bahçesi'ni gezebilirsiniz.
 

St. Thomas Kilisesi

Geçmişi 12. yüzyıla dayanan St. Thomas Kilisesi, Leipzig’de görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Çünkü burası tarihi ve mimarisi açısından da önemli olsa da, onu öne çıkaran özelliği Johann Sebeastian Bach’tır.

Mimari açıdan Gotik mimarinin önemli örneklerinden biri olarak görülen St. Thomas Kilisesi, 12. yüzyılda kurulmuş ve 1884-1889 yılları arasında yenilenmiştir. Kilisenin kulesi ilk kez 1537 yılında inşa edilmiş ve 1702 yılında yenilenerek 68 metreye ulaştırılmıştır. Zamanında 1539 yılında Martin Luther’in burada konuşma yapmış olması, tarihi bir önem taşımaktadır.

Kilisenin Bach ile bağı ise çok daha önemlidir. Çünkü ünlü Alman besteci, 1723’ten ölümüne kadar, yani 1750 yılına kadar bu kilisede kantorluk yapmıştır. 1212 yılında kurulan, Almanya’nın en eski korolarından biri olarak kabul edilen ve kilisenin erkek çocuklardan oluşan Thomanerchor adlı korosunun başında görev almıştır. Ayrıca yine kiliseye bağlı olan Thomas Okulu’nda bazı sınıflara Latince öğretmekle de yükümlüydü.

Bach’ın ölümünün ardından, mezarı uzun süre Johannis Kilisesi’ndeydi. Ancak bu kilisenin 1943 yılında bombalanmasının ardından Bach’ın kemikleri 28 Temmuz 1950’den sonra St. Thomas Kilisesi’ne taşınmıştır. Kilisenin önünde besteciye ait bir de heykel bulunmaktadır. 

Kiliseyle ilgili anılan önemli isimler sadece Bach ile sınırlı değildir. Mozart bu kilisedeki orgda bestelerini çalmıştır. Mendelsshon, Bach’ın ölümünün ardından kilisede Bach’ın “St. Matthew Passion” adlı eserini çalmıştır. Richard Wagner ise burada vaftiz edilmiştir.
 

Bach Müzesi

Leipzig’teki Bach Müzesi, Johann Sebastian Bach’ın 1723’ten ölümüne kadar, yani 1750 yılına kadar kantorluk yaptığı St. Thomas Kilisesi’nin karşısında yer almaktadır. 

Müzenin yer aldığı evin hikayesi ve Bach ile olan bağı ilginçtir. Aslında ev, o dönemde zengin bir tüccar olan Bose ailesine aittir. Aile bireyleri ise Bach’ın yakın arkadaşı olmuştur. 16. yüzyıl mimarisine sahip bu ihtişamlı ev, 1710 yılında Georg Heinrich Bose tarafından Barok stilinde renove ettirilmiştir. Georg Heinrich Bose’nin müthiş bir sanat koleksiyonu mevcuttu. Ardından bunu, damadı Johann Zacharias Richter devam ettirdi. Son olarak Richter’in oğlu Johann Thomas da bu koleksiyona eklemeler yaparak yine bu evde zaman zaman halka açık gösterimler yapmaya başladı. Ancak koleksiyon 1810 yılında açık artırmada satışa sunuldu. Şimdilerde Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi’nde görülebiliyor.

Ev daha sonraları 1893 yılında enstrüman koleksiyoneri Paul de Wit tarafından özel bir müze olarak kullanıldı. Burası ilgililerin ve müzisyenlerin buluşma noktası haline geldi. Bach’ın 1743’te St. John Kilisesi’nde kullandığı org da buradaydı. Şimdilerde bu org, Bach Müzesi olarak kullanılan aynı evde halen görülebiliyor.

Evin nihayetinde Bach Müzesi’ne dönüşmesi ise 1970’lerde başlıyor. Bach Arşivleri’nin eski yöneticisi Dr. Werner Neumann’ın Bose ve Bach aileleri arasındaki samimiyeti gündeme getirmesiyle 1973 yılında evin giriş bölümündeki salonda Bach için bir anma yapıldı. Bundan sonraki yıllar içerisindeyse düzenlemeler yapılarak 1985 yılında Bach Arşivleri, bu eve taşındı. Ve burası Leipzig Bach Müzesi olarak anılmaya başlandı.

Önceleri sadece 4 odayla başlayan sergileme alanı şimdilerde 12 odaya çıkarıldı. Her şey 450 metrekarelik bir alanda sergileniyor. İçeride Bach’a ait orijinal el yazmalarının da bulunduğu müzede yazdığı eserlerin nota kağıtlarını görebiliyor ve o eserleri dinleyebiliyorsunuz. Müzenin en ilginç kısmı ise zemine yerleştirilmiş olan dijital harita. Burada Bach’ın Leipzig’de yaşadığı dönemde vakit geçirdiği yerler fotoğraflı olarak harita üzerinde gösteriliyor.
 

Leipzig Hayvanat Bahçesi

Leipzig’te gezilecek yerler arasında özellikle çocuklu aileler için en ideal yerlerden biri Leipzig Hayvanat Bahçesi olabilir.
Eski bir geçmişe sahip olan, 9 Haziran 1878 yılında açılan, hayvanat bahçesi 1920 yılında devlet tarafından işletilmeye başlamıştır. 27 hektarlık devasa bir alana yayılı olan hayvanat bahçesinde yaklaşık 850 türde hayvan bulunmaktadır.
 

2011 yılı verilerine göre yılda 2 milyon kişinin ziyaret ettiği alan, klasik anlamda bir hayvanat bahçesi değildir. Farklı konseptlerde tasarlanmıştır. Örneğin “Pongoland” olarak adlandırılan ve orangutan dünyası olarak Türkçeleştirebileceğimiz alan sadece bu tür hayvanlara özel olarak tasarlanmıştır. Ve izleyici için de farklı deneyimler oluşturabilecek gibi dizayn edilmiştir. “Gondwanaland” adlı bölüm ise dünyanın en büyük kapalı yağmur ormanı alanıdır.
 

Uluslar Muharebesi Anıtı

Orijinal adı "Völkerschlachtdenkmal" olan Uluslar Muharebesi Anıtı, 500 bin kişinin katıldığı ve 120 bin kişinin öldüğü 1813 Leipzig Muharebesi anısına yapılmıştır. Bağışlar ve Leipzig şehrinin yardımlarıyla tamamlanan yapı, muharebenin 100. yıldönümü olan 1913 yılında tamamlanmış ve açılmıştır. 
Anıt, Napolyon'un Leipzig'de aldığı yenilgiyi simgelemektedir. Bu yenilgi Altıncı Koalisyon Savaşı'ndaki düşmanlıkların sonlandırılmasında önemli bir adım ve Alman halkı için önemli bir zafer olarak görülmektedir.

Anıtın yüksekliği 91 metre, uzunluğu 80 metre ve genişliği 70 metredir. Anıt, bu yüksekliğiyle Avrupa’nın en uzun anıtları arasında yer almaktadır. Tepesindeki seyir platformuna çıkan merdivende 500 basamak vardır. Yapının dış yüzeyi granit olmasına rağmen çoğunluğunda beton kullanılmıştır. Anıt, Wilhelm dönemi mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tasarımı Bruno Schmitz tarafından yapılmıştır. 
 

Aziz Nikolai Kilisesi

Orijinal adı "Nikolaikirche" olan Aziz Nikolai Kilisesi, Leipzig’in görülmesi gereken en önemli kiliselerinden biridir.
Romanesk stiline sahip yapının inşası 1165 yılında başlatılmıştır. Ancak 16. yüzyılda Gotik bir kiliseye dönüştürülmüştür. 18. yüzyılda ise yeni kulesi gibi bazı bölümler Barok stilinde eklenmiştir.

Adı Leipzig’le sıkça anılan Johann Sebastian Bach, 1723-1750 yılları arasında St. Thomas Kilisesi ile birlikte bu kilisenin de müzik direktörlüğünü üstlenmiştir. Ve 1724 yılının Kutsal Cuma’sında “St. John Passion” adlı eserinin prömiyerini burada gerçekleştirmiştir. Bunun dışında kilisede pek çok kez konserler vermiştir. 

Aziz Nikolai Kilisesi bu özelliklerinin yanı sıra 1989’da komünist kurallara karşı barışçıl başkaldırının yapılması gerekliliğinin çağrısının yapıldığı ilk yer olmuştur. Bu anlamda da tarihsel bir önem taşımaktadır. Komünist rejimin bastırılma döneminde bir araya gelen halkın buluşma noktası da olan kilise, hükümet çökertilmeden önce “Bizler Halkız” eserinin söylendiği yer oluyordu.
 

Leipzig Operası

Orijinal adı “Oper Leipzig” olan yapı, Leipzig’te Augustusplatz’da yer almaktadır. 1693 yılında yapılan opera binası, İtalya’daki La Fenice ve Hamburg’daki Hamburg Devlet Operası’ndan sonra en eski opera sahnesidir.

Kendine ait bir opera orkestrası bulunmadığından eserlerde Leipzig Gewandhaus Orchestra ile çalışılmaktadır. 

Savaşta harap edilen önceki binanın resmi açılışı 28 Ocak 1868’de yapılmıştır. Ancak 3 Aalık 1943’te yaşanan hava saldırısının ardından Leipzig’teki pek çok bina gibi burası da yıkılmıştır. Ardından 1956 yılında yeniden inşasına başlana opera binası 8 Ekim 1960 tarihinde Wagner’in “Die Meistersinger von Nürnberg” eseriyle açılmıştır.

Opera binasında 1273 kişilik seyirci alanı mevcuttur.