Palanga’da Gezilecek Yerler

Palanga’yı ziyaret eden turistler daha çok plaj ve denizin tadını çıkarsa da, şehir müze ya da botanik bahçeler anlamında da seçenekler sunuyor.

Kehribar Müzesi

Palanga Amber Müzesi, Litvanya Sanat Müzesi’ne bağlı bir yan müzedir. 19. yüzyıldan kalma Tiškevičiai Sarayı’nda yer alan müzenin etrafında Palanga Botanik Bahçesi vardır. Müzenin kehribar koleksiyonu yaklaşık 28.000 parçadan oluşur, bunun 15 bin adedi içinde bövel ve bitki kesitleri vardır; 4.500 adedi sergilenmektedir. Bunların büyük kısmı mücevher ve sanat eseridir. Halka açık sergileme alanları 750 metrekare alanı kaplayan 15 odadan oluşur. Saraya bağlı olan bir şapel (küçük kilise) geçici sergilere ev sahipliği yapar. Kehribarın sanatsal, kültürel ve bilimsel yönlerine göre tematik olarak ayrılmıştır müze.

Müzenin ilk katında sergilenen ürünler kehribarın oluşumu ve birleşimi üzerine yani teknik özelliklerine vurgu yapan türdendir. Bölgede çıkartılan kehribar Fennoscandia’dan alan nehirlerin delta havzalarında bulunmaktadır. Oluşumu yaklaşık 40-44 milyon yıl öncesine dayanır. Reçinenin mikroorganizmalar, oksitlenme ve polimerleşme vasıtasıyla nasıl kehribara dönüştüğünü gösteren sergilenmektedir

Müze Avrupa’nın en büyük üçüncü kehribar parçasına "Güneş Taşına" sahiptir. Taşın boyutları 210x190x150 milimetredir ve ağırlığı 3,526 gramdır.

2. katta gerçekleşen ve taşın kültürel ve sanatsal kullanımına vurgu yapan bölümde 15.yy’dan kalma bir yüzük, 16.yy’dan kalma bir haç ve geçmiş yüzyıllardan kalma kehribar mücevherler vardır.

Botanik Bahçesi

Palanga Amber Müzesi, Litvanya Sanat Müzesi’ne bağlı bir yan müzedir. 19. yüzyıldan kalma Tiškevičiai Sarayı’nda yer alan müzenin etrafında Palanga Botanik Bahçesi vardır.

Bu bahçeler yaklaşık 100 hektar kadardır. Fransız peyzaj mimarı ve botanikçi Edouard Andre (1840–1911) ve oğlu Rene Eduard Andre tarafından tasarlanmıştır. Bahçelerin tasarım sürecinde bu iki mimara, Belçikalı bahçıvan Buyssen de Coulon yardım etmiştir. Yerel tarihçiler bahçenin orijinalinde 500 çeşit ağaç ve bitki barındırdığını bunların bazılarının Berlin’den getirildiğini söylemektedir. 250 ithal, 370 endemik bitki türü şu an parkın içinde teşhir edilmektedir. Bunların 24 tanesi Litvanya hükümeti tarafından 1992 yılında soyu tükenme tehlikesi altında gösterilen türlerdir.

Parkta gül bahçesi, sera, rotunda, bir Ehle heykeli, Holokost anıtı, yapay göletler ve gazebolar vardır. Yaz aylarında pek çok konser ve festival organizasyonu yapılır. Birutės kalnas isimli antik çağlardan kalma ağaçlıklı bir kumul bulunur. Bunun tepesinde ise 1869 yılında yapılmış ve Aziz George’a adanmış bir şapel (küçük kilise) yer alır.

Efsaneye göre bu kumul Büyük Litvanya Dükü Kęstutis’in sonradan eşi olacak pagan rahibe Birutė’yle ilk karşılaştığı yerdir. 1382 yılından geri bir hac noktasıdır.

77637166.jpg

Jonas Basanavičius caddesi

Meşhur Jonas Basanavičius Caddesi’nin başlangıç noktasında yer alan Jūratė ir Kastytis Meydanı tüm Litvanya içindeki en turistik yerlerden biridir. Bu cadde daha öncesinde Tyshkevich caddesi ya da bulvarı olarak adlandırılıyordu. Daha sonradan Litvanya ulusunun kurucu atası olan Doktor Jonas Basanavičius’un asıyla anılmaya başlandı.

Burası şehrin eski bir merkezidir dolayısıyla pek çok tarihi bina ve geleneksel mimarinin özelliklerini taşıyan yapı görmeniz söz konusudur. Bunların çoğu bu tatlı sayfiye kentinin 200 yıl öncesine tanıklık yapan binalardır. Bu binaların bir kısmı eski dönemin sayfiye villalarıdır. Bu villalar Litvanya devleti tarafından ulusal kültürel miras olarak korunmaktadır.

Günümüzde bu cadde üzerinde pek çok kafe ve restoran bulunur ayrıca şehrin gece ve eğlence hayatı da burada akar.

IMG_5515.JPG

Mendirek

Sadece turistlerin değil yerel halkın da sıklıkla gittiği bir çekim noktası olan mendirekte, muhteşem kumul, beyaz kumsal ve ufka uzanan deniz manzarası, dalgaların ve martıların sesleriyle birleşerek, cennetvari bir huzurun ete kemiğe bürünmüş hali gibi önünüze serilir. Kıyıya yerleştirilmiş bankların üzerinde oturup gün batımını seyretmek büyük bir keyiftir.

19. yüzyılın sonunda Palanga, Tiskeviciai Kontları tarafından yönetilmekteydi. Yöneticiler, Kontların öğrettikleri tuğlaların ihracatını kolaylaştıracak, gemilerin rahatlıkla yanaşabileceği bir liman inşa etme kararı aldılar. 1884-1888 yılları arasında bu liman inşa edildi ve gemiler yükleriyle yelken açtı. Ancak bu tuğla işinin ömrü kısa sürdü çünkü hiç de tahmin ettikleri gibi başarı elde edemediler. Bunun üzerine limanı yolcu taşımacılığı için kullanma kararı aldılar. Ancak şiddetli fırtınalar döneminde limanı sıklıkla kum yığınları altında kalmaya başladığını görünce bu mendireğin yolcu taşımacılığı için de pek uygun olmadığı anlaşıldım

Dolayısıyla 1892 yılından beri liman, yerel halkın yürüyüş yapmak için kullandığı favori noktası olarak, günümüzde ise şehrin ana turist çekim noktalarından biri olarak hizmet veriyor.

Zamanın gaddar elleri, yani rüzgâr ve dalgalar, yapıya ciddi hasarlar verdi. Bu sebeple tarihi mendireğin yerine 1998 yılında betonarme bir teknikle 470 metre uzunluğunda yeni bir liman yapıldı.

juros_tiltas_Palanga.jpg

Palanga’da görülmesi gereken diğer yerler

Antanas Moncy Evi, Dr. Jonas Sliupas Anma Evi, Köpek Müzesi, Heykel Parkı.

Moncio_muziejus1.JPG