Londra büyük bir metropol olsa da yaklaşık %47'si yeşil alanlardan oluşmaktadır. Bu yeşil alanların çoğu kraliyete ait parklardan oluşur. Şehrin dört bir yanına dağılmış birbirinden güzel bu kraliyet parklarına giriş serbesttir. Bunlardan dünyaca ünlü Londra parkı Hyde Park; şehir merkezindeki çok önemli bir parktır.

Londra'nın Westminster ilçesinde bulunan parkın geçmişi aslında yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. VIII. Henry bu bölgeyi öncesinde Westminster Abbey'e ait olan bir arazi olarak aldı. Bu dönemde park olarak kullanılmamıştır ve kralların av gezileri yaptığı bir alan olarak kullanılmıştır. Daha sonra 1637'de halkın kullanabileceği bir park olarak kullanıma açılmıştır. Hyde Park, filmlere dizilere romanlara konu olmasıyla da şüphesiz dünyanın en bilinen parkları arasında gelmektedir.

New York’un Central Park'ı kadar büyük bir üne sahip olan yeşil alan 350 dönümlük geniş bir alana yayılmıştır. Güneşlenenler, yürüyüş yapanlar, piknikçiler ve spor yapanlarıyla park küçük büyük herkesin gelmeyi tercih etiği yeşil bir cenneti andırır. Yürüyüşünüz esnasında oradan oraya koşuşturan sincaplar da görebilirsiniz. Park içerisinde Kraliçe Victoria’nın eşi için yaptırdığı bir anıt, Wellington ArkıKensington Sarayı ve bir şelale bulunmaktadır.

Ayrıca parkın ana girişi Decimus Burton tarafından tasarlanan şık sütunlar ve süslemelerden oluşan the Gate'dir. 

  • Saat sabah 05:00’dan gece yarısına kadar ziyaret edebileceğiniz paka giriş ücreti yoktur. Yazları burada önemli isimlerin konserleri gerçekleşmektedir. Parka ulaşmak için metronun Hyde Park istasyonunda inmelisiniz.