Maramureş Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Romanya’nın en geleneksel bölgesi olarak değerlendirilen Maramureş, sanki birkaç yüzyıl öncesindeymişsiniz hissi uyandıran bir atmosfere sahiptir. Süslü ahşap kiliseler, çiftlik evleri, rengârenk giyinmiş köylüler ile Maramureş Avrupa’da son köylü kültürünün devam ettiği bir merkezdir. Folklorik Orta Çağ Romanya’sının hissi, Maramureş’in özüne işlemiştir. Yaklaşık 530 bin kişinin yaşadığı ilde asırlık geleneklerin halen günlük hayatın bir parçası olarak sürdürüldüğü çok sayıda köy bulunur. Kırsal kültürün ve el sanatlarının çok özenli bir şekilde korunmuş olmasından dolayı Daçyalı ataların mirası günümüze kadar ulaşabilmiştir. Maramureş aynı zamanda büyük oranda yeşilliğin hâkim olduğu bir coğrafyadır. Topraklarının beşte dördünü ormanlık alanlar oluşturmaktadır.
Maramureş’in bulunduğu bölge antik çağda Cermenler, Daçyalılar ve Sarmatyalılar tarafından ikamet görmüştür. 11. yüzyıldan itibaren Macaristan Krallığı hâkimiyetine girmiştir. 16. yüzyılda Macaristan Krallığı’nın Osmanlı İmparatorluğu işgaline uğraması sebebiyle bölge Osmanlı Transilvanya Eyaleti yönetimine dâhil olmuştur. Bölge en son Avusturya İmparatorluğu denetimine girmiş ve 1867’de Avusturya İmparatorluğu’nun Avusturya-Macaristan ikili monarşisine dönüştürülmesiyle, bölge Macaristan monarşisi kısmına dâhil edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Romanya ve Çekoslovakya toprakları arasında bölünen coğrafya, 1940’ta tekrar Macaristan’a katılmıştır. 1960’lı yıllarda komünist rejim dolayısıyla insanlar topraklarını vermek zorunda kalsa da madencilik endüstrisinin gelişmiş olması bölgenin fazla etkilenmemesini sağlamıştır. İlerleyen tarihsel süreçte güzel manzaralar ve kültürel değerlerin etkisiyle Maramureş’te turizm gittikçe gelişmiştir. Yolunuz kuzey Romanya'ya düşerse kesinlikle uğramanız gereken yerlerden birinin Maramureş olduğunu söyleyebiliriz.
Yerel el işçiliği, el dokuması halılar, yerli halk tarafından giyilen karmaşık nakışlı elbiseler, ayrıntılı ahşap oymalar, yüksek kuleler, eşsiz ahşap kiliseler Maramureş’i ayırt eden özelliklerdendir. Tüm özellikleriyle tarihte donmuş kalmış gibi izlenim yaratması sebebiyle bir yanıyla da şaşırtıcı olan Maramureş, kaçırılmaması gereken turistik noktalardan biri olarak değerlendirilebilir.
Maramureş Nerededir?
Maramureş, Orta Avrupa’nın güneydoğusunda, Balkan Yarımadası’nın kuzeyinde bulunan bir ülke olan Romanya’nın kuzeybatısında konumlanmaktadır. Marmaroş adıyla da bilinen kültürel bölge, Batı Ukrayna'ya da çok yakın konumda bulunur. İl, Kuzeydoğu Karpatlar üzerinde, Tisa Nehri’nin üst kısmı boyunca uzanmaktadır.
Maramureş’e Nasıl Gidilir?
Maramureş’e Bükreş’ten ve Romanya’daki diğer büyük şehirlerden günlük otobüs ve tren seferleri mevcuttur. Ana tren istasyonları Baia Mare, Satu Mare, Sighetu Marmatiei, Valea Viseului ve Viseu de Jos’tur.
Maramureş’te hizmet veren başlıca havalimanları ise Maia Mare ve Satu Mare’dedir. Bölgeye en yakın uluslararası havalimanları ise Kaloşvar ve Oradea kentlerinde yer almaktadır.
Maramureş’te Görülecek Yerler
Maramureş’in Narsana ve Oncesti köylerinde en etkileyici oymalı ahşap kapı örnekleri bulunmaktadır. Evlere girişte koruyucu görevi üstlenen yerel işçilik ürünü anıtsal kapılar, hem yaşamın hem de sürekliliğin sembollerini motifler ile üzerinde taşımaktadır. Oyma kapı örneklerinin görülebileceği diğer köyler arasında ise Vadu Izei, Desesti, Giulesti, Budesti ve Sarbi sayılabilir.
Maramureş’te sosyal yaşam, yüzyıllardan beri süregeldiği gibi köy kilisesi etrafında dönmektedir. İç duvarları yerel sanatçılar tarafından boyanan kiliselerin şekil ve süslemeleri benzersizdir. UNESCO tarafından da koruma altında olan yapıların dar, uzun, sivri ve yüksek çatıları bulunmaktadır. Yapıların bu tarz mimari özelliği genel olarak Maramureş Gotik tarzı olarak isimlendirilmektedir.
Merry Mezarlığı, rengârenk boyanmış ahşap haçlardan oluşan bir mezarlık olduğu için ziyaretçilerin ilgisini cezbetmektedir. Kasaba halkının ataları, ölümü bir son değil bir başlangıç olarak kabul ettiklerinden, mezarlıktaki süslemeler halkın felsefesini yansıtmaktadır. Mavi tahta haçlar üstüne ölen kişinin hayatında öne çıkan hem iyi hem de kusurlara sahip temel unsurlar mizahi dizelerle işlenmiştir. Mezarlığın yer aldığı Sapanta köyünde yüksek ahşap kiliseler ve tahta kapılar da dikkat çekmektedir.
Komünizm ve Direniş Kurbanları Anıtı Müzesi, 1947’de komünist rejimin yeni liderliğe karşı çıkabilecek binlerce Romeni katledip hapsetmesiyle yüzleşen bir kurumdur. Zamanında rejimin en çok korktuğu entelektüel muhalifleri tutmak üzere yüksek güvenlikli hapishaneler kurulmuştur. 1948 ile 1955 yılları arasında rahipler, piskoposlar, hükümet seçkinleri ve birçok akademisyen burada tutsak edilmiş ve 53 kişi öldürülmüştür. Avludaki bronz heykeller, ölenlerin anısını yaşatmaktadır. Kurbanların çoğu, Paupers Mezarlığı’nda gömülüdür.