Osmaniye Hakkında Bilinmesi Gerekenler

osmaniye-5b3de22c-siisa.jpg

Osmaniye, Osmaniye ilinin merkezi ve Türkiye'nin 80. ilidir. Bölgedeki en eski yerleşim alanlarından biri olan Osmaniye, M.Ö. 3000 yıllarından başlayarak birçok devlet ve beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Ceyhan ırmağı havzası içinde yer alır. Osmaniye, Çukurova´nın bereketli topraklarının doğusunda bulunmaktadır.

Yöre 19. yüzyılın sonlarında Adana ilinin Cebelibereket sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiş, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra kısa bir süre Fransız işgalinde kalmış, ancak Cebelibereket Sancağı Cumhuriyet'le birlikte il yapılmıştır. 1933'te Cebelibereket ili kaldırılmış ve bölge Osmaniye adıyla ilçe yapılarak Adana iline bağlanmıştır. 1996'da yapılan bir düzenlemeyle, yeni kurulan Hasanbeyli, Sumbas ve Toprakkale ilçeleriyle Bahçe, Düziçi, Kadirli ve Osmaniye (Merkez ilçe) ilçeleri bir araya getirilerek, merkezi Osmaniye kenti olmak üzere il yapılmıştır.

Çukurova ilk çağlardan itibaren Hitit, Pers ve Roma uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır.Kapadokya ve Kilikya'yı, Suriye ve Mezopotamya'ya bağlayan yolların kesiştiği bir alanda yer alan stratejik konumu nedeniyle, Doğu Anadolu'nun giriş kapısı durumundadır. Ortadoğu ülkeleriyle bağlantı sağlayan yol üzerinde olduğu için, yörede bu yolları denetlemek amacıyla çok sayıda kale yapılmıştır. İpekyolu’nun da bu bölgeden geçmesi kentin önemini artırmıştır. İlk çağlarda İsos Limanı’na gelen ve Akdeniz’de seyreden ticaret gemilerini soyarak korsanlıkla geçinen kavimler, Nur Dağları’nda barınmışlardır.

1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu'nun kapıları Türklere açılınca, Çukurova’ya kadar gelen Türkmen Ulaşlı Aşireti, yaşamaya en uygun bölge olarak Nur Dağları'nı seçmiştir. Kenti 13. yüzyılda ele geçiren Memluklar, yöreye Oğuz boylarından 40 bin kadar Halep Türkmeni’ni yerleştirmiştir.

osmaniye-chat_fe462.jpg

1517 yılında Toprakkale'nin doğusunda, İpekyolu’nun da içinden geçtiği yerde önemli bir ticaret merkezi ortaya çıkmış; Fakuşağı, Dereobası, Karacalar ve Erzin’i de içine alan bu bölgeye Kınık denilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde bu bölgeden” Kınık Şehri” olarak bahsetmektedir. Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlılar’a bağlanan bölge, 16. yüzyılda işte bu “Kınık Şehri”nin sınırları içinde bulunuyordu. Daha sonra Halep Eyaleti'ne bağlanan yöre, 1833'te Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'ya bağlı Mısır ordusunun işgaline uğramıştır. 1840'ta yeniden Osmanlı yönetimine geçen yörede, doğudaki Gavur Dağları ile çevresinde yaşayan göçer Türkmen aşiretleri, hacca gidenlerden haraç almaya başlayınca; 1866'da Fırka-i islahiye güç kullanarak Türkmenleri Çukurova'ya yerleştirmiştir.

1866’da Hacıosmanlı merkezli kurulan Osmaniye, Payas merkezli Üzeyir sancağına bağlanmıştır. Halep eyaletine bağlı olan Üzeyir Sancağı, 1874’te Payas'tan Yarpuz'a taşınmış ve Cebeli Bereket Sancağı adını almıştır. 1905-1924 tarihleri arasında Cebeli Bereket Sancak olarak kalmış, 1908'de ise merkez Osmaniye'ye taşınmıştır. 1924’ten sonra sancaklar il olmuş ve 1924'ten 1933’e kadar il olan Osmaniye, 1 Haziran 1933'te ilçeye dönüştürülmüştür. 26 Ekim 1996 tarihinde TBMM’nin kararıyla tekrar il olmuştur.

Geçirdiği bütün dönemlerde kavimlerin istilasına ve işgaline uğrayan Osmaniye, son olarak 1. Dünya Savaşı’nda İngiliz ve Fransızlar’ın işgaline uğramış, Ermenilerle de çete harbi başlatılmıştır. Bu savaş 7 Ocak 1922´de son bulmuştur. Bu tarih her yıl Osmaniye´nin kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.