Gülümseyen insanları, muhteşem yemekleri, eşsiz tarihi ile Sonsuz Roma sizi keşfe çağırıyor.
Bir başkadırİtalya. Tam anlamıyla bir açık hava müzesi. Her yeri tarih kokan Sonsuz Roma keşfedilmeyi bekliyor. Tarihini korumuş popüler başkentlerden biri olan Roma’ya İstanbul’dan 2 saatlik uçuşla ulaşıyoruz. Hava biraz bulutlu ama olsun. Biz her zamanki gibi keşfe hazırız. Otelimiz Roma Ciampino Havaalanı’ndan taksiyle 30 dakika sürüyor. Sonsuz Roma, yürüyerek çok rahat keşfedilecek bir şehir. Ben de otelimizi seçerken merkezde olmasına dikkat ettim. Otelimiz, Roma’nın tam kalbinde bulunan Via Del Corso Caddesi’nin ortasında bulunuyor. Aynı zamanda Piazza Del Popolo Meydanı’na da 300 metre uzaklıkta yer alıyor. Bavullarımızı otelimize bıraktık. Otelin çok sıcakkanlı olan sahipleri bize hemen Roma’nın haritasını veriyor. Gezmeyi planladığımız birçok yer yürüme mesafesinde bulunuyor. İşte buna bayıldım. Sonsuz Roma’da 2 gün kalmayı planladık. Dolayısıyla biraz hızlı bir gezi olacak. Haritaya bakarak ve dar sokaklarda kaybolarak Roma gezimize başlıyoruz.
Piazza Del Popolo, otelimize çok yakın bir noktada bulunduğu için gezimize ilk olarak buradan başlamak istedik. Via Flaminia’nın başlangıcında bulunan Piazza Del Popolo, tarihi yapılarıyla göz dolduruyor. Meydanda bulunan restoranlarda İtalyan mutfağının lezzetlerini tadarken ya da içeceğinizi yudumlarken, muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Popolo Meydanı, Via Del Corso’ya çok yakın bir mesafede bulunduğu için yürüyerek çarşıyı keşfedebilirsiniz. Piazza Del Popolo’nun kelime anlamı ise "İnsanların Meydanı". Burada hayat o kadar sakin ve yavaş akıyor ki hayran olmamak elde değil. Meydandaki restoranda otururken spor yapanları ve meydanı keşfedenleri gözlemliyoruz. İtalyanlar sporu gerçekten çok seviyor. Herkes ya bisiklet sürüyor ya da koşuyor.
Biraz da bu meydanda bulunan tarihi yapılar hakkında bilgi verelim. Popolo Meydanı, Roma İmparatorluğu zamanında şehrin ana girişiymiş. Roma İmparatorluğu zamanındaki önemini hala kaybetmeyen bu meydan, 3 ana caddeye bağlanıyor. Bunlar Via del Corso, Via di Ripetta ve Via de Babuino. Popolo Meydanı’nda görebileceğiniz en önemli yapılardan bir tanesi Mısır Obeliski. Bu Obelisk 2. Ramses zamanına ait. 10. yüzyılda Circus Maximus’a monte edilmiş, 1589 yılında ise Popolo Meydanı’na getirilmiş. Melekler ve Şeytanlar filminde geçen Santa Maria del Popolo Kilisesi de bu meydanda bulunmaktadır. Rönesans tarzında dekore edilmiş bu kiliseyi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Meydanın doğusunda bulunan merdivenleri tırmanırsanız, Popolo Meydanı’nın eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz.
Fontana di Trevi yani Aşk Çeşmesi, Roma’da görmeniz gereken en önemli noktalardan birisi. 1762 yılında inşa edilen Fontana di Trevi Barok mimarisinin harika bir örneği. Aslında Trevi ailesi tarafından yaptırıldığı için adı Trevi Çeşmesi olan bu yapıya biz Türkler "Aşk Çeşmesi" adını vermişiz. Trevi Çeşmesi 20 metrelik genişliği ve 26 metrelik yüksekliği ile Sonsuz Roma’nın en büyük çeşmesi. Biz de bu eşsiz yapıyı görmeden olmaz deyip, düşüyoruz yollara. Via Del Corso‘dan yaklaşık 20-25 dakika yürüdükten sonra, Via dei Sabini'den sağa dönüp dümdüz devam ettiğiniz zaman Trevi Çeşmesi’ne varabilirsiniz. Sonunda filmlere konu olan ünlü simge yapı Aşk Çeşmesi’ndeyiz. Tahmin ettiğimiz gibi her taraf turist dolu ve çeşmenin yanında fotoğraf çektirebilmek için bayağı bir çabalamamız gerekti. Meydan biraz küçük ve açıkçası etrafındaki binalar Aşk Çeşmesi’nin ihtişamlı yapısına pek de yakışmamış. Ama yine de işlemeler ve heykelleriyle Trevi Çeşmesi oldukça hoş görünüyordu. Hepimizin bildiği gibi Trevi Çeşmesi’ne bozuk para atmak bir gelenek. Bu çeşmeye bozuk para atarsanız Roma’ya tekrar geleceğinize, aradığınız aşkı bulacağınıza ve aşkı bulduğunuz kişiyle evleneceğinize inanılıyor. Biz de gelenek yerini bulsun ve Roma’ya tekrar döneriz umuduyla bozuk paralarımızı Trevi Çeşmesi’ne atıyoruz. Fotoğraflarımızı çekip keşfimize devam ediyoruz. Roma gez gez bitmiyor. Şimdi de rotamızı Piazza Navona’ya çeviriyoruz.
Navona Meydanı tarihi çeşmeleri, kafeleri ve restoranlarıyla özellikle geceleri çok canlı olan bir meydan. Sonsuz Roma’ya geldiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken noktalardan birisi. 17. yüzyılda kral terkedilmiş bir stadyum olan bu yeri muhteşem bir meydana dönüştürmüş. Bernini tarafından tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi deNavona Meydanı’nda bulunmaktadır. Agone Kilisesi’nin de bulunduğu bu meydanda tam bir görsel şölene tanıklık edebilirsiniz. Yemek yemek ve manzara eşliğinde bir şeyler içmek isterseniz Navona Meydanı sizi bekliyor.
Roma Forumu, Antik Roma’nın izlerini günümüze kadar taşımış muhteşem bir yapı ve Sonsuz Roma’nın tam kalbinde, Victor Emmanuel II Anıtı’na da yakın bir noktada bulunuyor. Roma Forumu, antik zamanda pazar yeri olarak kullanılmış. Daha sonra burası geçit törenleri ve gladyatörlerin dövüşlerine sahne olmuştur. Roma İmparatorluğu sona erdikten sonra, Roma Forumu unutulmuş ve yavaş yavaş yerin altına doğru gömülmeye başlamış. 20. yüzyılda yapılan kazı çalışmaları ile tekrar eski haline getirilmeye çalışılmış. Roma Forumu’nun batmaya başlamasının sebebi de bulunduğu alanın bataklık olması.
Gün batımına yakın bir zamanda Roma Forumu’na vardığımız için forum kapalıydı. Ancak dışarıdan izlemek bile Roma Forumu’nun geçmişte ne kadar ihtişamlı olduğunu bize anlatmaya yetti. Antik tarihi hafızalarımıza ve fotoğraf makinelerimize kaydettikten sonra keşfe devam ediyoruz. Buraya ulaşabilmek için yaklaşık olarak 1 saat yürüdük. Roma’yı yürüyerek keşfetmek gerçekten çok eğlenceli. Görmek istediğimiz rotalara doğru ilerlerken gerçek Roma’nın dar ve tarih kokan sokaklarında kaybolmak inanılmaz bir deneyimdi.
Roma Forumu’na çok yakın bir noktada bulunan Victor Emmanuel II Anıtı, adından da anlaşılacağı gibi birleşmiş İtalya’nın ilk kralı Victor Emmanuel II onuruna inşa edilmiştir. Venedik Meydanı ile Capitoline Tepesi arasında yer alır. Museo Centrale del Risorgimento’yu ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Victor Emmanuel II Anıtı’nda, 20. yüzyılın büyük sanatçılarının sergilerine de rastlayabilirsiniz. Roma’nın tam kalbinde bulunan bu güzel anıt turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor.
Yürüyerek devam ettiğimiz turumuz Colosseum ile devam ediyor. Roma Forumu’ndan yaklaşık yarım saat daha yürüyoruz ve karşımızda bütün ihtişamıyla Colosseum. Akşam ışıklarıyla göz alıcı bir şekilde karşımızda duran dünyanın yeni yedi harikasından biri olan Colosseum, eşsiz görüntüsüyle bizleri büyülüyor. Sonsuz Roma’nın en önemli simge yapılarından birisi olan Colosseum, 2000 yıllık bir tarihe tanıklık ediyor. Sizleri Roma İmparatorluğu dönemine doğru tarihî bir yolculuğa çıkaran eşsiz yapı, Roma İmparatoru Vespasian’ın isteği üzerine yaptırılmıştır. Yapımı yaklaşık olarak 8 yıl sürmüş olup 188 metre boyunda ve 156 metre genişliğindedir. Roma’nın en harika amfitiyatrosudur. 50 bin kişi kapasitelidir ve Gladyatör filminde seyrettiğimiz gibi egzotik hayvanlara ve gladyatör savaşlarına ev sahipliği yapmıştır. 500 yıl boyunca aktif olarak kullanıldıktan sonra en son 6. yüzyılda yapılan kutlamalarda kullanılmıştır. Colosseum, yılda 6 milyon turistin ziyaret ettiği çok popüler bir rotadır. 2017 yılında ilan edilen yeni yedi harikadan biri olan Colosseum 2000 yıllık tarihi ile bunu hak etmiş gibi görünüyor.
Roma’ya geldiğiniz zaman görmeniz gereken yerlerden birisi de Kutsal Melek Kalesi’dir. Vatikan’a çok yakın bir mesafede bulunan bu kaleye, Vatikan’dan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Otelimizden taksiyle önce Vatikan’a ulaşıyoruz. Daha sonra da Kutsal Melek Kalesi’ne ulaşıyoruz. Kutsal Melek Kalesi İmparator Hadriyan tarafından kendisi ve ailesi için yaptırılmıştır. Altmış dört metre çapında silindir şeklinde inşa edilen bu güzel yapı, seksen dokuz metrelik kare üzerine inşa edilmiştir. Nehrin sağ tarafında konumlanmış olan Kutsal Melek Kalesi, şehrin geri kalanına bağlanır. Geçmişte bu kale, hapishane ve işkence yeri olarak kullanılmıştır. İç avluda da infazlar yapılmıştır. Kutsal Melek Kalesi’nin tepesinde önceleri, İmparator’un güneş tanrısı gibi arabaya binmiş heykeli bulunuyordu. Daha sonra bu heykel bir melek ile değiştirilmiş. Sonrasında St. Michael’in 18. yüzyıldaki bir heykeli orijinal mermer melek heykelinin yerini almış.
Sonsuz Roma’da gezilecek yerler de sonsuz. O kadar çok tarihî nokta var ki, her biri de birbirinden etkileyici ve güzel. Roma ile ilgili kartpostalları süsleyen resimlerden birisi de İspanyol Merdivenleri’dir. Biz İspanyol Merdivenleri’ne vardığımızda bakım çalışmaları vardı. O yüzden merdivenlerde oturma şansını kaçırdık. Ama bu güzel fotoğraf karesine de sahip olduk. 17. yüzyılda Fransızlar İspanyol merdivenlerini Kral Louis’in bir heykeli ile inşa etmek istemişler. Fakat Papa muhalefet edince 1723-1726 yılları arasında inşaat heykel olmadan yapılmış. İspanyol Merdivenleri’nin 137 basamağı bulunmakta. Avrupa’nın en geniş merdivenlerine sahip olan İspanyol Merdivenleri mayıs ayında açelyalarla süsleniyor ve yılda bir kez podyuma dönüştürülen merdivenlerde moda gösterileri sahne alıyor.
Dünyanın en küçük ve zengin ülkesi olan VatikanRoma'nıniçinde bulunmakta. Katolik kilisesinin merkezi ve Papa’nın evi olan Vatikan, yemyeşil ve muhteşem bir bahçeye sahip. Öyle ki bu bahçeyi ve müzeyi ziyaret edebilmek için önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Biz rezervasyon yaptırmadığımız için Vatikan’nın sadece giriş kısmını görüp fotoğraflayabildik. İnanılmaz kalabalık. Turistler buraya akın akın geliyorlar çünkü Roma’nın en önemli noktalarından bir tanesi. Vatikan 110 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olup bahçeleri halka kapalı fakat rehberli tura katılırsanız bahçeleri gezebilirsiniz. Vatikan Bahçeleri’nde Çin’den, Avustralya’dan ve Japonya’dan getirtilen bitki çeşitlerini görebilir, Aziz Petrus Bazilikası’nın ve Vatikan’ın muhteşem manzarasına tanıklık edebilirsiniz.
Yapmadan Dönme
İtalya, Akdeniz iklimine sahip olduğu için Roma’yı her mevsim ziyaret edebilirsiniz.
Not: Tüm fotoğrafların telif hakkı yazara aittir.
Bir başkadırİtalya. Tam anlamıyla bir açık hava müzesi. Her yeri tarih kokan Sonsuz Roma keşfedilmeyi bekliyor. Tarihini korumuş popüler başkentlerden biri olan Roma’ya İstanbul’dan 2 saatlik uçuşla ulaşıyoruz. Hava biraz bulutlu ama olsun. Biz her zamanki gibi keşfe hazırız. Otelimiz Roma Ciampino Havaalanı’ndan taksiyle 30 dakika sürüyor. Sonsuz Roma, yürüyerek çok rahat keşfedilecek bir şehir. Ben de otelimizi seçerken merkezde olmasına dikkat ettim. Otelimiz, Roma’nın tam kalbinde bulunan Via Del Corso Caddesi’nin ortasında bulunuyor. Aynı zamanda Piazza Del Popolo Meydanı’na da 300 metre uzaklıkta yer alıyor. Bavullarımızı otelimize bıraktık. Otelin çok sıcakkanlı olan sahipleri bize hemen Roma’nın haritasını veriyor. Gezmeyi planladığımız birçok yer yürüme mesafesinde bulunuyor. İşte buna bayıldım. Sonsuz Roma’da 2 gün kalmayı planladık. Dolayısıyla biraz hızlı bir gezi olacak. Haritaya bakarak ve dar sokaklarda kaybolarak Roma gezimize başlıyoruz.
ROMA’DA NEREYE GİTMEK GEREK?
Piazza Del Popolo (Popolo Meydanı)
Piazza Del Popolo, otelimize çok yakın bir noktada bulunduğu için gezimize ilk olarak buradan başlamak istedik. Via Flaminia’nın başlangıcında bulunan Piazza Del Popolo, tarihi yapılarıyla göz dolduruyor. Meydanda bulunan restoranlarda İtalyan mutfağının lezzetlerini tadarken ya da içeceğinizi yudumlarken, muhteşem manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Popolo Meydanı, Via Del Corso’ya çok yakın bir mesafede bulunduğu için yürüyerek çarşıyı keşfedebilirsiniz. Piazza Del Popolo’nun kelime anlamı ise "İnsanların Meydanı". Burada hayat o kadar sakin ve yavaş akıyor ki hayran olmamak elde değil. Meydandaki restoranda otururken spor yapanları ve meydanı keşfedenleri gözlemliyoruz. İtalyanlar sporu gerçekten çok seviyor. Herkes ya bisiklet sürüyor ya da koşuyor.
Biraz da bu meydanda bulunan tarihi yapılar hakkında bilgi verelim. Popolo Meydanı, Roma İmparatorluğu zamanında şehrin ana girişiymiş. Roma İmparatorluğu zamanındaki önemini hala kaybetmeyen bu meydan, 3 ana caddeye bağlanıyor. Bunlar Via del Corso, Via di Ripetta ve Via de Babuino. Popolo Meydanı’nda görebileceğiniz en önemli yapılardan bir tanesi Mısır Obeliski. Bu Obelisk 2. Ramses zamanına ait. 10. yüzyılda Circus Maximus’a monte edilmiş, 1589 yılında ise Popolo Meydanı’na getirilmiş. Melekler ve Şeytanlar filminde geçen Santa Maria del Popolo Kilisesi de bu meydanda bulunmaktadır. Rönesans tarzında dekore edilmiş bu kiliseyi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Meydanın doğusunda bulunan merdivenleri tırmanırsanız, Popolo Meydanı’nın eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz.
Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi)
Fontana di Trevi yani Aşk Çeşmesi, Roma’da görmeniz gereken en önemli noktalardan birisi. 1762 yılında inşa edilen Fontana di Trevi Barok mimarisinin harika bir örneği. Aslında Trevi ailesi tarafından yaptırıldığı için adı Trevi Çeşmesi olan bu yapıya biz Türkler "Aşk Çeşmesi" adını vermişiz. Trevi Çeşmesi 20 metrelik genişliği ve 26 metrelik yüksekliği ile Sonsuz Roma’nın en büyük çeşmesi. Biz de bu eşsiz yapıyı görmeden olmaz deyip, düşüyoruz yollara. Via Del Corso‘dan yaklaşık 20-25 dakika yürüdükten sonra, Via dei Sabini'den sağa dönüp dümdüz devam ettiğiniz zaman Trevi Çeşmesi’ne varabilirsiniz. Sonunda filmlere konu olan ünlü simge yapı Aşk Çeşmesi’ndeyiz. Tahmin ettiğimiz gibi her taraf turist dolu ve çeşmenin yanında fotoğraf çektirebilmek için bayağı bir çabalamamız gerekti. Meydan biraz küçük ve açıkçası etrafındaki binalar Aşk Çeşmesi’nin ihtişamlı yapısına pek de yakışmamış. Ama yine de işlemeler ve heykelleriyle Trevi Çeşmesi oldukça hoş görünüyordu. Hepimizin bildiği gibi Trevi Çeşmesi’ne bozuk para atmak bir gelenek. Bu çeşmeye bozuk para atarsanız Roma’ya tekrar geleceğinize, aradığınız aşkı bulacağınıza ve aşkı bulduğunuz kişiyle evleneceğinize inanılıyor. Biz de gelenek yerini bulsun ve Roma’ya tekrar döneriz umuduyla bozuk paralarımızı Trevi Çeşmesi’ne atıyoruz. Fotoğraflarımızı çekip keşfimize devam ediyoruz. Roma gez gez bitmiyor. Şimdi de rotamızı Piazza Navona’ya çeviriyoruz.
Piazza Navona (Navona Meydanı)
Navona Meydanı tarihi çeşmeleri, kafeleri ve restoranlarıyla özellikle geceleri çok canlı olan bir meydan. Sonsuz Roma’ya geldiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken noktalardan birisi. 17. yüzyılda kral terkedilmiş bir stadyum olan bu yeri muhteşem bir meydana dönüştürmüş. Bernini tarafından tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi deNavona Meydanı’nda bulunmaktadır. Agone Kilisesi’nin de bulunduğu bu meydanda tam bir görsel şölene tanıklık edebilirsiniz. Yemek yemek ve manzara eşliğinde bir şeyler içmek isterseniz Navona Meydanı sizi bekliyor.
Roma Forumu
Roma Forumu, Antik Roma’nın izlerini günümüze kadar taşımış muhteşem bir yapı ve Sonsuz Roma’nın tam kalbinde, Victor Emmanuel II Anıtı’na da yakın bir noktada bulunuyor. Roma Forumu, antik zamanda pazar yeri olarak kullanılmış. Daha sonra burası geçit törenleri ve gladyatörlerin dövüşlerine sahne olmuştur. Roma İmparatorluğu sona erdikten sonra, Roma Forumu unutulmuş ve yavaş yavaş yerin altına doğru gömülmeye başlamış. 20. yüzyılda yapılan kazı çalışmaları ile tekrar eski haline getirilmeye çalışılmış. Roma Forumu’nun batmaya başlamasının sebebi de bulunduğu alanın bataklık olması.
Gün batımına yakın bir zamanda Roma Forumu’na vardığımız için forum kapalıydı. Ancak dışarıdan izlemek bile Roma Forumu’nun geçmişte ne kadar ihtişamlı olduğunu bize anlatmaya yetti. Antik tarihi hafızalarımıza ve fotoğraf makinelerimize kaydettikten sonra keşfe devam ediyoruz. Buraya ulaşabilmek için yaklaşık olarak 1 saat yürüdük. Roma’yı yürüyerek keşfetmek gerçekten çok eğlenceli. Görmek istediğimiz rotalara doğru ilerlerken gerçek Roma’nın dar ve tarih kokan sokaklarında kaybolmak inanılmaz bir deneyimdi.
Victor Emmanuel II Anıtı
Roma Forumu’na çok yakın bir noktada bulunan Victor Emmanuel II Anıtı, adından da anlaşılacağı gibi birleşmiş İtalya’nın ilk kralı Victor Emmanuel II onuruna inşa edilmiştir. Venedik Meydanı ile Capitoline Tepesi arasında yer alır. Museo Centrale del Risorgimento’yu ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. Victor Emmanuel II Anıtı’nda, 20. yüzyılın büyük sanatçılarının sergilerine de rastlayabilirsiniz. Roma’nın tam kalbinde bulunan bu güzel anıt turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor.
Colosseum
Yürüyerek devam ettiğimiz turumuz Colosseum ile devam ediyor. Roma Forumu’ndan yaklaşık yarım saat daha yürüyoruz ve karşımızda bütün ihtişamıyla Colosseum. Akşam ışıklarıyla göz alıcı bir şekilde karşımızda duran dünyanın yeni yedi harikasından biri olan Colosseum, eşsiz görüntüsüyle bizleri büyülüyor. Sonsuz Roma’nın en önemli simge yapılarından birisi olan Colosseum, 2000 yıllık bir tarihe tanıklık ediyor. Sizleri Roma İmparatorluğu dönemine doğru tarihî bir yolculuğa çıkaran eşsiz yapı, Roma İmparatoru Vespasian’ın isteği üzerine yaptırılmıştır. Yapımı yaklaşık olarak 8 yıl sürmüş olup 188 metre boyunda ve 156 metre genişliğindedir. Roma’nın en harika amfitiyatrosudur. 50 bin kişi kapasitelidir ve Gladyatör filminde seyrettiğimiz gibi egzotik hayvanlara ve gladyatör savaşlarına ev sahipliği yapmıştır. 500 yıl boyunca aktif olarak kullanıldıktan sonra en son 6. yüzyılda yapılan kutlamalarda kullanılmıştır. Colosseum, yılda 6 milyon turistin ziyaret ettiği çok popüler bir rotadır. 2017 yılında ilan edilen yeni yedi harikadan biri olan Colosseum 2000 yıllık tarihi ile bunu hak etmiş gibi görünüyor.
Kutsal Melek Kalesi
Roma’ya geldiğiniz zaman görmeniz gereken yerlerden birisi de Kutsal Melek Kalesi’dir. Vatikan’a çok yakın bir mesafede bulunan bu kaleye, Vatikan’dan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Otelimizden taksiyle önce Vatikan’a ulaşıyoruz. Daha sonra da Kutsal Melek Kalesi’ne ulaşıyoruz. Kutsal Melek Kalesi İmparator Hadriyan tarafından kendisi ve ailesi için yaptırılmıştır. Altmış dört metre çapında silindir şeklinde inşa edilen bu güzel yapı, seksen dokuz metrelik kare üzerine inşa edilmiştir. Nehrin sağ tarafında konumlanmış olan Kutsal Melek Kalesi, şehrin geri kalanına bağlanır. Geçmişte bu kale, hapishane ve işkence yeri olarak kullanılmıştır. İç avluda da infazlar yapılmıştır. Kutsal Melek Kalesi’nin tepesinde önceleri, İmparator’un güneş tanrısı gibi arabaya binmiş heykeli bulunuyordu. Daha sonra bu heykel bir melek ile değiştirilmiş. Sonrasında St. Michael’in 18. yüzyıldaki bir heykeli orijinal mermer melek heykelinin yerini almış.
Spanish Steps (İspanyol Merdivenleri)
Sonsuz Roma’da gezilecek yerler de sonsuz. O kadar çok tarihî nokta var ki, her biri de birbirinden etkileyici ve güzel. Roma ile ilgili kartpostalları süsleyen resimlerden birisi de İspanyol Merdivenleri’dir. Biz İspanyol Merdivenleri’ne vardığımızda bakım çalışmaları vardı. O yüzden merdivenlerde oturma şansını kaçırdık. Ama bu güzel fotoğraf karesine de sahip olduk. 17. yüzyılda Fransızlar İspanyol merdivenlerini Kral Louis’in bir heykeli ile inşa etmek istemişler. Fakat Papa muhalefet edince 1723-1726 yılları arasında inşaat heykel olmadan yapılmış. İspanyol Merdivenleri’nin 137 basamağı bulunmakta. Avrupa’nın en geniş merdivenlerine sahip olan İspanyol Merdivenleri mayıs ayında açelyalarla süsleniyor ve yılda bir kez podyuma dönüştürülen merdivenlerde moda gösterileri sahne alıyor.
Vatikan Bahçeleri ve Müzesi
Dünyanın en küçük ve zengin ülkesi olan VatikanRoma'nıniçinde bulunmakta. Katolik kilisesinin merkezi ve Papa’nın evi olan Vatikan, yemyeşil ve muhteşem bir bahçeye sahip. Öyle ki bu bahçeyi ve müzeyi ziyaret edebilmek için önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Biz rezervasyon yaptırmadığımız için Vatikan’nın sadece giriş kısmını görüp fotoğraflayabildik. İnanılmaz kalabalık. Turistler buraya akın akın geliyorlar çünkü Roma’nın en önemli noktalarından bir tanesi. Vatikan 110 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olup bahçeleri halka kapalı fakat rehberli tura katılırsanız bahçeleri gezebilirsiniz. Vatikan Bahçeleri’nde Çin’den, Avustralya’dan ve Japonya’dan getirtilen bitki çeşitlerini görebilir, Aziz Petrus Bazilikası’nın ve Vatikan’ın muhteşem manzarasına tanıklık edebilirsiniz.
Yapmadan Dönme
- Roma’nın muhteşem lezzetlerini tatmadan,
- Popolo Meydanı’nda bir kafede oturup manzaraya karşı bir içecek içmeden,
- Trevi Çeşmesi’ne şans parasını atmadan,
- Dünyanın yeni yedi harikası olan Colosseum’u gece fotoğraflamadan,
- Roma dondurmasını tatmadan,
- İspanyol Merdivenleri’nde oturmadan,
- El yapımı makarnalardan almadan,
- Roma’nın dar sokaklarında kaybolmadan sakın dönmeyin.
Nasıl Gidilir?
Roma’ya her gün Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanı’ndan direk uçuşlar bulunuyor. Uçuş yaklaşık olarak 2 saat sürüyor.Nerede Kalmalı?
Roma’da birçok otel seçeneği bulunmakta. Ama ben size muhteşem bir otel önermek istiyorum; Corso Boutique Hotel. Bu otel gerçekten puanını hakediyor. Öyle merkezi bir otel ki Roma’nın neredeyse her yerini yürüyerek gezebildik. Via del Corso alışveriş caddesinin kalbinde yer alan otelin içi de çok temiz. Otel çalışanları çok ilgili ve yardımsever. Butik tarzda olan otelin odalarında jakuzi de mevcut. Çok hoş bir tasarıma sahip otelde, kahvaltınızı Popolo Meydanı’nda yapıyorsunuz. Roma’ya giderseniz kalmanızı öneririm.
Ne Zaman Gitmeli?
İtalya, Akdeniz iklimine sahip olduğu için Roma’yı her mevsim ziyaret edebilirsiniz.Not: Tüm fotoğrafların telif hakkı yazara aittir.
Bu yazı Gezimanya üyelerinden kesifcagrisi tarafından yazılmıştır. Yazılarınızı sitemizde yayınlamak isterseniz üye olabilirsiniz.