Çekici sahilleri, düzenli yerleşimi ve tropikal havasıyla Asya’nın incisi Singapur tüm dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
Asya’nın incisi Singapur, Asya’nın güneydoğusunda yer alır. Kuzeyinde Malezya, güneyinde Endonezya bulunur. Bir ada ülkesi olan Singapur’un gelir kaynağı ticarettir. Hong Kong’dan sonra dünyanın 2. işlek limanına sahiptir. Tropikal bir iklime sahip olan Singapur’da her an yağışla karşı karşıya kalabilirsiniz. Ülke aynı zamanda şehir olan Singapur adeta kurallar ülkesidir. Bu kurallar sayesinde Asya’nın incisi Singapur, barış ve huzur içinde yaşamakta. Yaşam koşulları açısından İsviçre ile kıyaslanmaktadır. Oldukça pahalı olan bu güzel ada ülkesinde Türk vatandaşlarına vize uygulanmamaktadır.
Bir köprü ile Sentosa Adası’na bağlanan Singapur, küçük olmasına rağmen birçok aktiviteye ev sahipliği yapıyor. Bu küçük ada ülkesinde yapacak o kadar aktivite var ki, bu ülkeye en az bir haftanızı ayırmanızı tavsiye ediyorum.
Şimdi biraz da bu ülkede yaşadığımız maceraları anlatalım. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan havalanan uçağımız ile keyifli ve uzun bir yolculuğun ardından Singapur’a varıyoruz. Uçuşumuz yaklaşık olarak 10 saat sürdü. Burada pasaport kontrolünden geçmeden önce bir form doldurmanız gerekiyor. Daha sonrasında pasaport kontrolünden geçiyoruz. Ama maalesef geçemiyoruz. Bizi beklemeye alıp evraklarımızı incelemeye başlıyorlar. Daha sonra sorunun ne olduğunu polislere soruyoruz. Ama cevap alamıyoruz. Bize beklememiz söyleniyor. Aradan yarım saat geçiyor ve hala ses yok. Otel rezervasyon kâğıtlarımızı alıp gösteriyoruz. Sorunun ne olduğunu yine öğrenemiyoruz. Çünkü sorun yok. Gergin geçen 1 saatin ardından nihayet pasaport kontrolü sona eriyor. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Neden olduğunu öğrenemedik, neyse ki güvenli bir ülke ve valizlerimiz havaalanının orta yerinde olmasına rağmen kimse dokunmamış. Yerel rehberimiz de bizi karşılıyor. Olanları anlatınca aynı olayın geçen hafta da tekrarlandığını öğreniyoruz. Gerginliği ardımızda bırakıp her şeye rağmen keşfe başlıyoruz.
Rehberimiz çok sıcakkanlı. Bizimle sohbet edip Singapur hakkında kısa bilgiler veriyor. Dışarı çıkarken şemsiye kullanmamızı tavsiye ediyor. Zira ıslak mevsimdeyiz ve her an tropikal yağmurlarla karşılaşabiliriz. Hava sıcaklığı yıl boyunca 28-30 derece civarında.
Biraz da Singapur’un kurallarından bahsetmek istiyorum. Singapur’da kurallar çok katı. Çevre temizliği ve insanların huzurlu yaşaması çok önemli. Asya’nın incisi Singapur’da bırakın sakız çiğnemeyi ülkeye sokmak bile yasak ve eğer sakız çiğnerken yakalanırsanız yüklü bir ceza ödemeye hazırlıklı olun. Singapur’da kuş beslemek, yere çöp atmak ve belirlenen noktalar dışında sokakta sigara içmek yasak. Bazı yerlerde "topuklu ayakkabıyla yürünmez" gibi levhalar bile var.
Kurallardan bahsettikten sonra artık keşif zamanı. Asya’nın incisi Singapur’da nereleri gezmeli? Hadi bakalım keşif başlasın.
1. MERLION HEYKELİ
Turizm acentalarının broşürlerinde ve kartpostallarda gördüğümüz Merlion Heykeli, Singapur’un simgesidir. Sentosa Adası dâhil ülkede 5 tane Merlion heykeli bulunmakta. Malezya’nın kralı Sang Nila Utama, Singapur’un kurucusudur. Efsaneye göre kral siyah kafalı kızıl vücutlu bir yaratık görür ve adaya yerleşir. Sanskritçede “Aslan Şehri” anlamına gelen Singa Pura ismini vermiş. Böylece Merlion heykeli şehrin simgesi olarak Merlion Meydanı’nda yerini almış. Bir denizci ülkesi olmasından kaynaklı şehrin simgesi olan aslan heykelinin yarısı balık şeklindedir. Merlion Meydanı, ağzından su fışkırtan Merlion heykeli, kafeleri, restoranları ve göz alıcı gökdelenleriyle görenleri büyülemeye devam ediyor. Biz de Merlion Meydanı’ndaki keşfimize başlıyoruz.
Burası gündüz rengârenk, akşamları ise ışıklarıyla büyüleyici. Her tür deniz ürününü bulabileceğiniz restoranları ve içeceğinizi yudumlayabileceğiniz kafeleri ile burada güzel zaman geçirebilirsiniz. Gelir düzeyi çok yüksek olan Singapur’da lüksün sınırlarını zorlayan muhteşem yapılara tanıklık edebilirsiniz. Şehrin simge yapılarından biri olan Gemi Otel’in manzarasını, Merlion Meydanı’ndan seyredebilirsiniz. Geceleri muhteşem ışıklarıyla göz kamaştıran bu manzarayı fotoğraf makinelerinize kaydetmeyi unutmayın. Burada görebileceğiniz diğer bir yapı da Tiyatro Binası. Tiyatro binasının ilginç çatısı, Singapur’un popüler tropikal meyvelerinden olan durian meyvesinden esinlenilerek yapılmış. Durian meyvesi Asya’da çok popüler bir meyve. Fakat toplu taşıma araçlarına alınmıyor. Sebebi de soğan gibi bir kokuya sahip olması. Dışı dikenli, içi ise yumuşak olan tropikal bir meyve. Merlion Meydanı’nın karşısından görünen bu güzel yapı görülmesi gereken yerler arasında. Burada çok güzel vakit geçirdik. Manzaraları fotoğraf makinemize kaydettikten sonra rotamızda yarın Garden Bay The By var. Burası muhteşem bir bitki örtüsüne sahip yapay bir cennet.
2. GARDEN BAY THE BY
Asya’nın incisi Singapur’da görülmesi gereken yerlerden biri de Garden Bay The By’dir. Burası, Kelebek Parkı, Tropikal Bahçesi ve yapay şelaleleri ile muhteşem bir park. Biletlerimizi aldıktan sonra yapay şelalelerin bulunduğu (cloud forest) yağmur ormanına doğru gidiyoruz.
1. Yağmur Ormanı
Burası 5 derece sıcaklığında, birçok bitki türünün bulunduğu bir yer. Yağmurluklarımızı giyinip keşfe başlıyoruz. Bu bölümün girişinde, bitki örtüsünün arasından akan yapay bir şelale bizi karşılıyor. Hayran olmamak elde değil. Gerçekten bir farkı yok gibi. Katlara ayrılan bu bölümde, her katta ayrı bir güzellik, ayrı bitki örtüsü bizleri karşılıyor. Bu bitkiler Asya’nın farklı ülkelerinden getirilmiş. Hepsinin üzerinde özellikleri ve hangi ülkeye ait oldukları yazılı. Burada dikkat çeken bitkilerden birisi de "sürahi bitkisi". Bu bitki zararsız görünse de etçil bir bitki ve yanından geçen böcekleri ve küçük hayvanları yiyerek besleniyor. Merdivenlerle şelalenin en tepesine tırmanmak mümkün. En yukarıya vardığımızda bizleri "Lost World" yani kayıp dünya karşılıyor. Burası, eşsiz bitki örtüsü ve çiçeklerden yapılmış bir bölüm. Daha alt katlarda Kristal Dağ, Bulut Yürüyüşü, Gizemli Bahçe gibi bölümleri gezebilirsiniz. En alt katta ise projeksyon gösterimi ile iklim değişikliğine dikkat çekilmiş.
Ücret: Bu bölüme yetişkinler için 12 dolar, çocuklar için 8 dolar.
2. Bitki Dünyası
Bu bölümde tüm dünyadan getirilen bitkile bulunmakta. Mantarların yağmur ormanlarına etkisi ve faydalarını keşfedebilir, farklı bitkilerin gelişimi hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz.
3. Skyway (Gökyüzü Yolu)
Bu bölüm parkta en çok merak ettiğim bölümlerden biriydi. Ama ne yazık ki bizim gittiğimiz zaman kapalıydı. Dev yapay bitkilerin içerisinde yol yapılmış ve kendinizi gökyüzünde yürüyormuş gibi hissediyorsunuz. Yürüyemesek de Gökyüzü Yolu'nu görüp fotoğraflama şansını yakalıyoruz (yukarıda fotoğrafını paylaştım). Geceleri ışıklandırılan Gardens ve Marina Bay, yerden yaklaşık olarak 22 metre yükseklikte ve 128 metre uzunluğunda. Avatar filmlerinden fırlamış gibi görünen bu yapılar da Singapur’un simge yapılarından birisi. Burası, sabah 09.00 ile akşam 09.00 arasında açık.
4. Dragonfly & Kingfisher Lakes (Ejderha Uçuşu ve Balıkçı Kral Gölü)
Burası, yapay bir göletin bulunduğu bir bölüm. Burada zengin su yaşamını keşfedebilir, büyüleyici ekosistemi görebilirsiniz. Dragonfly yani yusufçuk böceğinin dev heykellerini göletin içerisinde bulabilirsiniz. Güzel bir yürüyüşle eşsiz bitki örtüsü karşısında büyüleniyoruz. Manzara muhteşem. Buranın yapay olduğuna inanmakta zorluk çekiyoruz. Güzel bir yürüyüşün ardından bu güzel kareleri fotoğraf makinemize kaydediyoruz.Burası sabah 05.00 ile gece 02.00 arsında açık.
5. Heritage Gardens (Miras Bahçesi)
Miras Bahçesi’nde Singapur tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinebilir, bitkilerin karmaşık bir şekilde Singapur kültürüne nasıl bağlandığını burada öğrenebilirsiniz. Burada Hint Bahçesi ve Çin Bahçesi bölümlerini ziyaret etmeyi unutmayın. Singapur’un geleneksel yapılarını da burada keşfedebilirsiniz. Burası, sabah 05.00 ile gece 02.00 arasında açık.
Gardens Bay The By’e gününüzün tamamını ayırmanızı tavsiye ediyorum.
2. bölümde görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.
Not: Tüm fotoğrafların telif ve kullanım hakkı bana aittir.
