Lahor Gezilecek Yerler

Badshahi Camisi, 1671 - 1673 yılları arasında iki yıllık kısa bir süre içerisinde kırmızı taşlarla inşa edilmiş bir camidir. Babür mimarisinin sanatsal eseri Badshahi, 1658 - 1707 yılları arasında Hindistan’da hüküm süren 6. Babür İmparatoru Büyük Aurangzeb Alamgir döneminde inşa edilmiştir. Pakistan’da üç yüz yıl boyunca en büyük cami unvanına sahip olan bu ibadethane, günümüzde ülkenin en büyük ikinci dünyanın ise en büyük beşinci camisidir. Lahor’un en tanınmış simgesel yapısı ve önemli bir turizm noktası olan Badshahi Babür döneminin zekasını ve ihtişamını yansıtan nadide eserlerden biridir. İç avlusuna 55 bin insanın sığabildiği caminin toplam kapasitesi 100 binin üzerindedir. 1993 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

İlk olarak 1865 yılında inşa edilen Lahor Müzesi’nin mevcut binası 1894 yılında ünlü mimar Sir Ganga Ram tarafından tasarlanmıştır. Güney Asya’daki seçkin müzelerden biri olan Lahor Müzesi Pakistan’ın en büyük müzesidir. Punjab Üniversitesi’nin eski kampüsünün hemen önündeki Mall Road’ta yer almaktadır. Müzede Babür ve Sihizm’e ait çok sayıda eser bulunuyor. Ayrıca İngiliz, Moğol ve Sih dönemlerine ait çeşitli ahşap işleri ile ev boyama eserlerini de görebilirsiniz. El yazmaları, Kur’anlar, ev resimleri, halılar ve Müslüman sanatına dair birçok şaşırtıcı eseri göreceğiniz Lahor Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. Oruç tutan Buda heykeli Gandharan da görülmeye değer eserlerdendir. Turistler için giriş ücreti 400 Pakistan Rupisidir.

Lahor Hayvanat Bahçesi, 1872 yılında Güney Asya’nın en büyük hayvanat bahçelerinden biri olarak kurulmuştur. Günümüzde 136 türe ait 1380 hayvandan oluşan geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en eski üçüncü veya dördüncü hayvanat bahçesi olma özelliğine sahip olan burada, onlarca sergi bulunuyor. Kaplan, zürafa, fil, maymun ve geyik gibi hayvanların yanı sıra timsah ve yılan evleri de bulunuyor. Adını bildiğiniz ama görmeye alışık olmadığınız çeşitli türleri burada yakından inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda Himalayalara ve Güney Asya’ya ait çeşitli bitkileri barındıran egzotik bir floraya sahiptir. Hayvanat bahçesinden 30 km uzaklıkta yer alan Raiwind yolu üzerinde safari heyecanı yaşayabilirsiniz. Giriş ücretsizdir ancak safari için ücret ödemeniz gerekiyor.

Lahor Kalesi -diğer adıyla Shahi Qila-, The Walled City olarak bilinen kentin kuzeyindeki surlarla kaplı bölgede yer alır. Tarihi hakkında kesin bilgiye sahip olmadığımız kale ile ilgili çeşitli mitler vardır. Kaleye tarihine dair en eski bulgu Gazneli Mahmut döneminde 11. yüzyıldan kalmadır. Çamurdan yapılan kale, 13. yüzyıldaki Moğol İstilası sırasında tahrip edilmiştir. Türkler, Babürler ve Sihler tarafından üzerinde çeşitli eklemeler ve düzeltmeler yapılan kale günümüzde UNESCO koruma listeleri içinde yer alıyor. Kentin en çok ziyaret edilen yapılarından bu kalede çeşitli dönemlere ait sanat ve estetik anlayışlarını yansıtan bahçeler, salonlar ve camiler yer alıyor. 20 hektarlık büyük bir alana yayılan bu ihtişamlı yapıyı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Özellikle doğayı sevenlerin uğramak isteyeceği Şalimar Bahçeleri kentin kalabalığından uzaklaşmak için harika bir yerdir. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu yeşil cennet 1641 yılında Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından inşa edilmiştir. 80 dönümlük bir alana yayılan Şalimar Bahçeleri, Babürlerin sanat ve estetiğinin zirvede olduğu bir dönemde inşa edilmiştir ve Babür mimarisini mükemmel derece yansıtır. Bahçenin ortasında Hayat Baksh, Faiz Baksh ve Farah Baksh olmak üzere üç teras bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bahçede çok sayıda beyaz mermerden yapılmış çeşme ve yapı bulunuyor. Birçok dinlence alanına sahiptir. Meyve ağaçlarıyla ünlü Şalimar’da birbirinden güzel fotoğraflar yakalayabileceğiniz enfes manzaralar bulunuyor. Lahor yeşilini keşfetmek isteyenler için harika bir seçenek.

Pakistan’ın Hindistan’dan ayrılışı anısına inşa edilen Minar-e Pakistan Iqbal Park’ta bulunan ünlü turistik yerlerden biridir. Pakistan Kulesi olarak da bilinen bu yapı Babür mimarisi ile modern mimarinin güzel bir kombinasyonuna sahiptir. Güneydoğu Asya’daki Müslümanların ayrı bir anavatan kurmalarının resmi beyanatı olan 1940 Pakistan Kararlarının ardından inşa edilen bu kule Lahor’un kalbinde yer alıyor. Beyaz mermerden yapılmıştır ve yanında küçük bir göl bulunur. Gece aydınlatmasıyla birlikte muhteşem bir görünüme kavuşan kulenin çevresinde zaman zaman çeşitli aktiviteler de düzenlenmektedir. Bir çiçek formunda yapılan ve kentin sembollerinden biri olan Minar-e Pakistan’ın önünde fotoğraf çektirerek seyahatinizi ölümsüz kılabilirsiniz. Lahor Kalesi’ne yakın bir noktada bulunmaktadır.

Gerçek adı Nadira Begüm olan Anarkali, kentin en efsanevi kişiliklerinden biridir. En yaygın efsaneye göre Babür İmparatoru Ekber’in emriyle diri diri mezara gömülerek öldürülmüştür. Adına hikâyeler söylenen ve filmler çekilen köle kızı Anarkali’nin ölüm sebebinin Prens Cihangir ile aşk yaşaması olduğuna inanılıyor. Babür döneminin en önemli yapılarından biri olarak bilinen türbe Cihangir’in imparatorluk döneminde 16. yüzyılda inşa edilmiştir. En eski Babür mezarlarından biri kabul edilen Anarkali, Walled City’nin güneybatısında yer alıyor. Erken Babür döneminin masif işçiliğini en iyi şekilde yansıtan türbenin bir de bahçesi bulunuyor. Tarihseverlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bu yapı İngiliz istilasından sonra kilise olarak kullanılmaya başlansa da günümüzde kütüphane işlevi görmektedir.

Lahor’un en eski camilerinden biri olan Wazir Khan, Babür İmparatoru Şah Cihan döneminde 17. yüzyılda inşa edilmiştir. Çevresindeki Shahi Hamamlarını da içine alan caminin yapımı yedi yıl sürmüştür. Babür döneminin en süslü camilerinden biri olan Wazir Khan, kashi-kari olarak bilinen karmaşık fayans çalışmalarına sahiptir. Babür dönemi freskleriyle süslenmiş mükemmel bir iç dekorasyona sahiptir. Üzerinde uçan güvercinlerle birlikte muhteşem bir görünüme sahip olan caminin içinde ve dışında birbirinden güzel resimler bulunmaktadır. Baş döndürücü desenlere sahip duvarları incelerken saatler harcayabilirsiniz. Wazir Khan Camisi’nin en önemli parçalarından birini de Arap kaligrafileri oluşturuyor. Lahor’un inanç yaşamında tarihsel bir yolculuğa çıkmak için burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Adını, Prens Cihangir ile aşk yaşadığı için İmparator Ekber tarafından öldürülen köle kızı Anarkali’den alan bu çarşı Güney Asya’daki en eski pazar yerlerinden biridir. İki yüzyıldan fazladır hizmet veren bu tarihi çarşıda çoğunlukla tekstil, konfeksiyon ve mücevher ürünleri satılıyor. Eski ve yeni olarak iki bölüme ayrılan çarşının eski çarşı bölümünde geleneksel gıda maddeleri satılırken yeni çarşı bölümünde el sanatları ürünleri dikkat çekiyor. Memlük Sultanı Kutbeddin’in bin yıllık mezarı da çarşı içinde yer almaktadır. Anarkali Çarşısı, Lahor’daki geleneksel alışveriş yaşamını ve şehir halkının günlük yaşantısını yakından incelemek için harika bir destinasyondur. Bölge halkıyla samimi sohbetler kurabileceğiniz gibi sevdiklerinize hediyelik eşya alabilirsiniz.

Fakir Khana, Lahor’daki özel bir müze evdir. Fakir ailesinin sahip olduğu bu müzede yirmi binden fazla eser bulunuyor. Güney Asya’daki en büyük özel müzedir. Walled City içinde yer alan müze Bhati Kapısı’na yakın bir noktadadır. Fakir ailesi 1730 yılında kente yerleşen köklü ailelerden biridir. Aile, atalarının Sih İmparatorluğu ile yakın bağlarından dolayı yüksek bir statüye sahiptir. Ranjit Singh tarafından aileye verilenler de dahil olmak üzere birçok nesnenin eşsiz koleksiyonuna sahiptir. Evlerini 1901 yılında halka açık bir müze olarak açan Fakir ailesi bakım masrafları için devletten fon almaktadır. 18. ve 20. yüzyıllar arasına ait yirmi binden fazla sanat eserini burada görebilirsiniz. 10 bin adet el yazması, 180 adet minyatür resim sergisi, Sih dönemi tekstilleri, heykeller ve çömleklerin yanı sıra oyma fildişi parçaları da yer almaktadır.