Pakistan'ın En Çok Tarihi Eser Bulunan, En Güzel Şehri: Lahor

Pakistan birçok yönüyle Hindistan'a çok benziyordu ama ufak farklılıklar vardı. Mesela Pakistan daha temiz ama genel olarak daha fakirdi. Lahor, İslamabad ve Peshawer'e gittim orada sadece ama orayı da sevdim. Sadece, düzenli işleyen Hindistan trafiği ve otobüs-tren sistemine alışık olduğum için, buranın sistemi biraz zor geldi ama onu da öğrendim az-çok.

Gurdwara Tapınağım


Badshahi Camii

Lahor’u ve Pakistan’ı çok sevdim ben. Daha ilk ziyaret yerim olan Lahor’da, kaleye gitmeden yol sorup, konuşup danıştığım Gurdwara Dergâhı’nda (Bir Sih Tapınağı), bana yapmadık yardımı bırakmadılar. Tanıştık, gezerken çantamı bıraktım oraya, yanıma İngilizce bilen birini verdiler rahat gezeyim diye. Yalnızdım, yabancı bir yerdeydim, bir hanım ve Türk’tüm... Aslında onlarda tapınak, bu tür yardımlar için var zaten ama terörden çok korkuyorlar, güvenlik konusunda kılı kırk yarıyorlar... Yine de sanırım biraz özel ilgi gördüm : )

Gündüz bana tapınağı gezdirdiler, güzel fotoğraflar çektim içinde; terasındaki o güzel sarı kubbelere de çıktım, çevreyi de çektim. Gece orada kalabileceğimi de söylediler (tapınaklarda kalmak ve yemek parasız, adet böyle). Ama zamanım zaten azdı, kalmadım. Akşam bana meyve almışlar, onu tatmamışımdır diye, beraber yedik.

Geceyarısı Peshawer otobüsüne binecektim, çok yağmur yağdığı için tutup garaja da götürüp, güzel bir koltuk ayarlayıp, yerime oturtup, arkamdan da el salladılar valla. Bu yaptıklarını, hayatım boyunca unutmayacağım : ) Geçen yaz sevgili tapınağımdakilere, bir arkadaşımla bir şeyler yollamaya çalıştım ama, arkadaşımın rotası değişti ve ellerine ulaşmadı (saray helvalarını arkadaşım yemiş mecburen).

Badshahi Camii, kale ve Sih Tapınağı dip dibe, iç içe desem yalan olmaz. Her birinin bazı duvarları da ortak zaten. Hindistan'da Tac Mahal ve Fatehpur Sikri 'deki dâhil, birkaç görkemli cami gezdim. Bu cami de mimari olarak diğerlerine çok benziyor.

Peshawer, Pakistan

Peshawer caddelerinde, kaleden müzeye doğru yürürken, yeni dinmiş muson yağmuru sonrasında (yani sadece çiselerken), yine aceleyle çektiğim bir fotoğraf…

Bu arada, o otobüslerin çoğunun penceresi kapanmıyor, yağmur yağsa da yağmasa da... Ben de Hindistan sınırından Lahor’a giderken kısa bir süre bindim bunun gibi bir otobüse. Kadınların önde, otobüs içinde camla ayrılmış bir bölüme sıkış tepiş bindiğini de ekleyeyim hemen. Ama şehirlerarası otobüsler daha kaliteli, düzgünler; yani fiyatları, kalitesine göre değişiyor, yelpazeleri geniş.

Pakistan’da Hintçe konuşuluyor çoğunlukla, İngilizce bilgileri ise Hindistan’a göre (gerçi Hindistan’da İngilizce düzeyi, umduğumun da ötesinde iyiydi) daha düşük olmakla beraber, sokakta gördüğüm kültürlü veya eğitimli kişilerde iyiydi. İran ve Pakistan’da İngilizce bilmeyen kişilerse, Türk olduğumu öğrendiklerinde bana ısrarla “Urduca” bilip bilmediğimi sorma teşebbüslerinde bulundular ümitsizce : (

Yasak alanda, aceleyle ve gizlice çektiğim fotoğraflardan biri…  Minicik, kenardaki bir sınır kentinde (Afganistan yüzünden, terörden korkuyorlar) gördüğüm değerli eserler ve müze beni çok şaşırttı. Bu dev, atlı adamlar ahşaptan yapılmış, yekpare ve kaç bin yıllık olduklarını da şu anda hatırlamıyorum.

Peshawer genel olarak ilginç, küçük ama benim için zor ve şaşırtıcı bir şehir oldu. Deli gibi yağan yağmurda (muson) sabah şehre gelip, bin bir zorlukla, ünlü kalesine (ben kaleleri severim) gezmeye gittiğimde, oranın artık ziyarete kapandığını ve Afgan sınırının tehlikeli olması nedeniyle askeri alan statüsüne geçtiğini öğrendim. Bu arada yağmur dindi neyse ki ve kitabımdaki haritaya bakıp yürüyerek müzeye gittim ve yine çok şaşırdım. Harika şeyler vardı orada, inanılmaz eski, önemli eserler. Müze de çok iyi düzenlenmişti.

Üst katta çok büyük bir bölüm İran kültürüne aitti. “İran Hükümeti’nin müzemize hediyesi” yazan halılar, kıl fırçalarla yapılmış minyatürler, seramikler ve İran’daki farklı etnik gruplara ait, çok detaylı işlemeli giysilerin giydirildiği, yarımşar metre yüksekliğinde, çok sayıda kız ve erkek bebekler vardı. Oradaki görevlilerden inanılmaz güzel bilgiler, gezmeyi planladığım antik kent Taxila’nın planlarını bile aldım, seçtiğim kitaplardan fotokopi çektiler bana. Türkler Pakistan’da seviliyorlar! : )

Kaleden çektim bu fotoğrafımı; ortada ünlü Badshahi Cami, solda onun görkemli giriş kapısı ve sağda da ucu görünen sarı bina yani sevgili Gurdwara Sikh Tapınağım var kadrajımda.

Lahor; Pakistan’ın en çok tarihi eser bulunan, en önemli ve en güzel şehri diyebilirim (orada sadece İslamabad, Lahor ve Peshawer’i gördüm ama öyle diyorlar zaten).

Sadece 3-4 günde, tanımadığım birçok insan, aklımın alamayacağı kadar yardım etti bana. Bu insanları sevmemek mümkün değil. Pakistan’da karşılaştığım sıra dışı onca zorluğa rağmen (muson yağmurları, ulaşım, otel...); sokakta, dolmuşta, müzede, elçilikte karşıma hep iyi birileri çıktı ve yalnız olduğum halde (genelde, uzun gezilerde yalnız gezmek önerilmez), buradaki günlerim farklı kişilerin yardımlarıyla sorunsuz, hatta mükemmel geçti.

Pakistan’dan güzel anılarla ve gülen bir yüzle ayrıldım : )