Lizbon’da Gezilecek Yerler

1

Modanın başkenti Milano olsa bile İtalya için moda alanında Roma’da bir o kadar önemlidir. Bu yüzden tekstil ürünleri en çok tercih edilenler arasındadır. Özellikle çantalar, özel tasarım ürünler, orijinal deri tasarımlar alışveriş severler için alınabilecek en uygun alternatiflerdendir. Birbirinden ünlü dünya markalarına ev sahipliği yapan Roma'da bütçenize uygun hediyelik eşyalar satan yer alternatifleri oldukça fazladır. Tekstil ürünleri dışında antika, el sanatları ürünleri de alabilirsiniz.

Bu yazıda Lizbon’da ziyaret etmenizi önereceğimiz yerlerin her birine hayran kalacaksınız. Lizbon’un ne kadar değerli ve tarihi açıdan zengin bir Avrupa şehri olduğunu bizzat göreceksiniz. Gitmenizi tavsiye edeceğimiz her turistik adres sizi büyüleyecek, Lizbon seyahatinizden haftalar sonra bile büyünün etkisinden çıkamayacaksınız.

Lizbon Gezilecek Yerler

Lizbon’un en önemli 10 turistik noktasını sizin için detaylandırdık. Her biri hafızanıza kazınacak çektiğiniz fotoğraflara tekrar ve tekrar bakmak isteyeceksiniz. Lizbon Katedrali’nden Gulbenkian Müzesi’ne, Belém Kulesi’nden Hz. İsa Heykeli’ne, Fronteira Sarayı’ndan Jeronimos Manastırı’na kadar tüm turistik ve tarihi yerleri yazımızda okuyabilirsiniz.

Lizbon Katedrali

Azize Meryem Katedrali olarak da bilinen ve halk arasında kısaca “Sé” diye anılan Lizbon Katedrali Lizbon’daki en eski kilisedir. 1147’de Portekiz’in Hristiyanlar tarafından yeniden ele geçirilmesi adına Kral 1. Alfonso’nun emriyle Lizbon’da inşa edilen katedralde birden çok mimari tarz bir arada bulunur. Nitekim 1147’den bu yana her çağın modası olan mimari ile bu katedrale eklemeler ve restorasyonlar yapılmıştır. Romanesk, gotik, barok, neo-klasik ve rokoko mimarilerinin bir arada görüldüğü Lizbon Katedrali bu yüzden dünyadaki en özel ibadethanelerden biri sayılır. Bu sebeple turistlerin de en çok görmek istediği tarihi yapılardan biridir. Lizbon Katedrali 1910 yılından beri Portekiz’in milli eserleri listesinde bulunur.

Gulbenkian Müzesi

Lizbon’un Avenida de Berna yani Berna Bulvarı üzerinde bulunan Gulbenkian Müzesi 20. yüzyılda yaşamış en zengin insanlardan biri olan Calouste Gulbenkian’ın anısına açılmıştır. Gulbenkian 1869’da Osmanlı İmparatorluğu’nda dünyaya gelir, Orta Doğu’daki petrol işinden bir servet elde eder. Hayatının son yıllarını Portekiz’de geçirir. Salı günleri hariç her gün 10.00-17.45 saatleri arasında ziyaret edilebilen müzede 2 kısım bulunur. İlkinde Gulbenkian’ın dünyanın her yerinden topladığı sanat eserlerinden oluşan şahsi koleksiyonları gezilebilirken ikinci kısımda modern sanat eserlerini görebilirsiniz. Müzede 3.000’den fazla sanat eseri bulunmaktadır. Bir Lizbon seyahati asla Gulbenkian Müzesi ziyaret edilmeden düşünülemez. Avrupa’nın sayılı müzelerinden biri olan Gulbenkian Müzesi, Gulbenkian’ın sanata verdiği değeri gelecek nesillere göstermek üzere ölümünden hemen sonra açılmıştır.

Belem Kulesi

1

1515 yılında inşasına başlanan Belém Kulesi Portekiz için sembolik anlam taşır çünkü Portekiz’in Altın çağını yaşadığı Coğrafi Keşifler döneminde inşa edilmiştir. Nitekim Belém Kulesi gemilerin okyanusa açılarak yeni topraklar keşfetmeye gittiği Lizbon Limanı’nda bulunur. Kulenin mimarisinde Portekiz’e bir zamanlar hükmeden Kuzey Afrika kökenli Müslümanların mimarisinin yanı sıra Portekiz’e özgü Manuelin süslemeleri de açıkça görülmektedir. Lizbon’un sembolü kısa süre içinde Belém Kulesi olmuştur ve günümüzde de böyledir. 1755’teki meşhur Lizbon depremi Lizbon’daki her yapıyı olumsuz etkilediği gibi Belém Kulesi’ne de zarar vermiştir. Şehir merkezinden yaklaşık 2,5 km uzaklıkta bulunsa da mutlaka Belém Kulesi’ni görmeye gitmelisiniz. Kulenin en tepesine çıkıp manzarasını doya doya izlemelisiniz. 14 yaş altı herkese giriş ücretsizdir. Yetişkinler 6 euro ödeyerek kuleye girebilirler. Kulenin hemen yanındaki Kâşifler Anıtı’nı da ziyaret etmeyi unutmayınız.

Jeronimos Manastırı

1

Şehir merkezinden uzaklaşıp Belém’i ziyaret etmişken hemen yanında bulunan Jeronimos Manastırı’nı da mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. 1501 yılında inşasına başlanan manastır tam yüzyıl sonra tamamlanabilmiştir. Dönemin Portekiz Kralı Manuel’in Afrika ve Orta Doğu’dan edinilen kazancın %5’ini manastırın inşasına aktardığı ve manastırın böylece tamamlandığı bilinmektedir. Portekiz’e özgü Manuelin süslemelerine sahip olan Manastır 1983’te UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ne girer. Avrupa Birliği’nin kilometre taşlarından biri olan Lizbon Anlaşması 2007 yılında manastır binasında imzalanmıştır. Dünyaca ünlü kâşif Vasco de Gama’nın mezarı buradadır. Günümüzde manastır binasının bir kısmı Denizcilik Müzesi’ne bir kısmı ise Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Hem manastırın hem müzelerin ziyaret saatleri değişiklik göstermektedir. Ancak kombine biletle manastırın bütün kısımlarını ekonomi yaparak ve aynı gün içinde gezmek mümkündür.

Lizbon Fado Müzesi

İhtiras, aşk, ayrılık ve nihayetinde yapayalnız kalan kadınların müziği Fado, Portekiz kültürünün en önemli parçasıdır. Bu yüzden Lizbon’da 1998 yılında Fado Müzesi açılmıştır. Fado müziği yapılan enstrümanlardan bestelerin orijinal kopyalarına, Fado müzisyenlerinin geçmişten günümüze fotoğraflarına, prova odalarına kadar her şeyi Fado Müzesi’nde bulabilirsiniz. Üstelik bu müzede Fado söylemek isteyen amatörler için dersler de verilmektedir. Müzede kalıcı ve geçici olmak üzere 2 çeşit sergi gezilebilir. Müze özel günlerde fado sanatçılarının katılımıyla etkinlikler de düzenlemektedir. Kişi başı giriş ücreti 5 euro’dur ve bayram günleri hariç yılın her günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Metroya bindiğiniz takdirde Santa Apolónia durağında inerek kolayca müzeye ulaşabilirsiniz.

Rossio Meydanı

Rossio Meydanı

IV. Pedro Meydanı olarak da bilinen Rossio Meydanı Orta Çağ’dan bu yana Lizbon’un en önemli meydanlarından biridir. Meydan 13. ve 14. yüzyıllarda Lizbon’un halk tabakasının buluşma ve pazar yeri olmuştur. Soylu sınıfından olmayanların bir nevi toplanma yeridir. Yüzyıllar boyunca bu meydan eğlence ve şenliklere, konserlere ve ziyafetlere ev sahipliği yaptığı kadar protesto ve gösterilere de sahne olmuştur. Meydanın tam ortasında Portekiz Kralı IV. Pedro anıtı bulunur. Bu anıt 1874 yılında yapılır. 1887’de Rossio’ya tren istasyonu kurulur. II. Maria Tiyatrosu ve kamuya açık parkların meydanın kuzeyine inşa edilmesi soyluların ilgisinin 19. yüzyıl’da Rossio’ya çekilmesine sebep olmuştur. Estaus Sarayı da Rossio’da bulunur. Günümüzde Lizbonlular kadar turistler de Rossio Meydanı’na ilgi gösterir. Nitekim meydanda birçok hoş kafe ve restoran bulunmaktadır.

Antik Sanat Müzesi

Lizbon Chiado bölgesinde bulunan Avrupa’nın en önemli müzelerinden biri sayılan Antik Sanat Müzesi’ne (Ancient Art Museum) 25 numaralı tramvaya binerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz. 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar icra edilmiş eşsiz sanat eserlerini ve bir zamanlar Portekiz Kraliyet Ailesi’ne ait olan koleksiyonları görebileceğiniz müze Portekiz tarihinde yapılmış en önemli yağlı boya tablolara da ev sahipliği yapmaktadır. Üstelik müzede 16. yüzyılda Portekizli kâşiflerin Japonya’ya ayak basmasını temsil eden eserleri de görebileceksiniz. Bu eserler oldukça etkileyicidir çünkü Japon ressamların Portekizli denizcileri nasıl gördüğünü yansıtırlar. Çin’den getirilen ve bu müzede sergilenen eşsiz porselen takımlar da büyüleyicidir. Çarşamba - pazar günleri arasında 10.00-18.00, salı günleri ise 14.00 - 18.00 saatlerinde müze ziyaret edilebilir.

Ajuda Sarayı

1

Ajuda Sarayı’nın en önemli özelliği Fransız ordularının 1800’lerin başında Portekiz’i işgali üzerine Portekiz Kraliyet Ailesi’nin Brezilya’ya kaçması sonucu asla tamamlanamamış olmasıdır. Yine de mimarisi sayesinde Avrupa’nın en “romantik” saraylarında biri olma özelliğini korumaktadır. Sarayın içinde eşsiz kanepe-koltuk takımları, dekoratif biblo ve sanat eserleri, 1700’lerde Brezilya’dan getirilen ve işlenen pırlantalar turistlerin dikkatini en çok çeken parçalardır. Belém Kulesi’nin hemen yanında bulunan Ajuda Sarayı’nda müzik odası, elçileri ağırlama odası, balo salonu, kristal avizelerle süslenmiş ve ipek kumaşlı sandalyeler üzerinde yemek yenen yemek salonu ve elbette taht salonu bulunur. Ajuda Sarayı çarşamba günleri hariç her gün 10.00 - 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. “Lizbon kartı” sahipleri sarayı ücretsiz gezebilmektedir.

Fronteira Sarayı

Palácio Dos Marqueses De Fronteira yani Fronteira Markizlerinin Sarayı Lizbon’un en gösterişli saraylarından biridir. Şehrin kuzeybatısındaki Benfica bölgesinde yer alan saray 1640 yılında inşa edilir. 17. ve 18. yüzyılın tipik dış ve iç mimari özelliklerini taşıyan saraydaki her odanın güzelliği bizzat görülmelidir. Yine aynı dönemde zenginliğin göstergesi olarak kabul edilen geniş çim bahçeler, göz alıcı fıskiyeler ziyaretçilerini büyülemektedir. Sarayın içindeki yağlı boya tablolar ve heykeller bir sanat müzesini aratmayacak değerdedir. Sarayda eski Portekiz krallarının büstleri de görülebilecektir. Saray günümüzde özel mülk olduğu için sadece turist rehberi eşliğinde ziyaret edilebilmektedir ve en az 1 - 2 gün önceden rezervasyon yapılmalıdır. Sadece sabah saatlerinde tur gerçekleştirildiği unutulmamalıdır. Maalesef Benfica’ya toplu ulaşım seferleri düzenlenmemektedir, sadece taksiyle gidilebilir.

Cristo Rei Heykeli

1

Lizbon’da ikon haline gelmiş en önemli yapılardan biri de Hz. İsa Heykelidir. Hz. İsa’nın kollarını açmış halde Lizbon şehrini kutsadığına ve kucakladığına inanılır. 2. Dünya Savaşı’nın bitmesini bir nevi kutlamak ve Tanrı’ya şükretmek amacıyla hazırlanan İsa Heykeli’ne çıkılarak Lizbon’un muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Ayrıca tüm Hristiyan turistler heykeli, dua etmek ve Tanrı’dan yardım dilemek amacıyla da ziyaret ederler. Portekizce konuşulan Brezilya’nın Rio kentindeki devasa Hz. İsa heykelinden esinlenerek yapılan bu heykel 82 metre yüksekliktedir. Panoramik Lizbon manzarası için asansöre binme ücreti yetişkinler için 6 euro iken bu ücret çocuklara 3 eurodur. Yaz döneminde 09.30-19.00 arası kış döneminde ise 09.30-18.00 arasında Hz. İsa heykeline çıkılabilir.