Sintra’da Gezilecek Yerler

Sintra, Lizbon’a 28 kilometre uzaklıkta masal gibi küçük şirin bir kasabadır. Butik dükkanları, şato gibi renkli, süslü püslü evleri ve arnavut kaldırımlı dar sokakları ile hiç bozulmamış bu kasabada dolaşmaktan büyük keyif alacaksınız.

Bu bölgenin havası çok iyi ve temiz olduğundan; eskiden Portekiz'in ileri gelenleri ve kralları tarafından yazlık tatil mekanı olarak kullanılıyormuş. Şehrin tepesinde Meşhur Pena Sarayı (Palacio Pena) var. 19. yüzyılda yapılan bu saray Unesco Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.

Sintra Ulusal Sarayı

portugal-sintra-palacio-nacional-de-sintra-2.jpg

Sintra Ulusal Sarayı ya da diğer adıyla Şehir Sarayı, Sintra’nın eski şehir bölgesinde kalan ve tarihi 10. yüzyıla kadar giden eski bir saray. İlk olarak şehir müslümanların elindeyken yapılır, ardından gelen Portekiz kralları tarafından yenileme çalışmaları yapılır. Bugünkü görünümünün bir bölümü ise 1385 yılında Portekiz Kralı I. John döneminde alır. 16. yüzyıla, yani Keşifler Çağı’na gelindiğinde ise Portekiz Krallığı’nın zenginleşmesinden bu saray da nasibini alır. Yani tamamiyle yenilenerek genişletilir.

Bu yenileme çalışmaları gotik tarzın devamı olan Manuelin mimarisi ve Müslüman mimarisi olan Müdeccen (Mudéjar) tarzında yapılır. 16. yüzyıldan itibaren 1880 yılına kadar kraliyet ailesi tarafından yazlık saray olarak kullanılır. 1910 yılında, Portekiz Cumhuriyeti’nin ilanından sonra ise ulusal varlık listesine alınır ve sonraki yıllarda müzeye dönüştürülür.

Çok sayıda odası var ve saraya giriş fiyatı 10 Euro. Portekiz’in Büyük Lizbon Bölgesi’nde bulunan Sintra’nın eski şehri, yüksek tepelerin ortasına kurulmuş ve özellikle 19. yüzyılda başlayan “romantizm” akımına göre yapılmış ev ve sarayların bulunduğu, aynı zamanda UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bir şehir.

Quinta da Regaleira (Regaleira Sarayı)

11-Sintra-Quinta-da-Regaleira.jpg

Regaleira Sarayı, Sintra’nın en turistik ve en güzel yeridir. İlk olarak 1697 yılında yapılmış ve 19. yüzyıla kadar dönemin zengin tüccar ve aileleri tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Son olarak 1892 yılında Carvalho Monteiro isimli bir Portekizli entomolojist (böcek bilimcisi) tarafından satın alınır. Monteiro, İtalyan bir mimarla anlaşıp sarayı baştan yaptırırve günümüzdeki şeklini saray bu tarihlerde alır. 1910 yılında tamamlanan sarayın mimarisi romanesk, gotik, rönesans ve manuelin tarzların tamamından izler taşır.

1942 ve 1987 yıllarında ise tekrar başka aileler tarafından satın alınan saray son olarak ise 1998 yılında restore edilerek halka açılır. Saray beş kattan oluşuyor ve tüm katlar ziyarete açık. İçerisini gezerken pek çok sefer “şöyle bi evde yaşasam keşke” diyeceksiniz kendi kendinize. İçeriyi hızlı bir şekilde gezdikten sonra, sarayın balkonunda biraz dinlenmenizi ve ardından parkı keşfetmeye çıkmanızı tavsiye ederiz.

Parkta pek çok birbirine bağlı yeraltı tüneli bulunuyor. Tünellere girip kaybolmak ve nereye çıkacağını bilmemek bambaşka bir deneyim. İçerisinin kapkaranlık olduğunu ve önünüzü göremediğinizi belirtelim. Bu nedenle cep telefonu flaşı hayat kurtarıcınız olacak.

Gerek parkın, gerekse tüm Portekiz’in en ünlü varlıklarından birisi burada bulunan bir kuyudur. Her ne kadar kuyu denilse de, içerisinde su yok… Sadece törenlerde kullanılması amacıyla yapılmış. Rivayetlere göre sarayda Tarot falı bakılmadan önce burada bir seremoni gerçekleştirilip yer altı tüneliyle saraya geçilirmiş...

Castle of the Moors (Mahribi Kalesi)

castle-of-the-moors-sintra-portugal.jpg

8. yüzyılda şehir Mısırlı müslümanların elindeyken yapılan Mahribi Kalesi; 12. yüzyılda, şehrin hristiyanlar tarafından fethedilmesinin ardından uzun bir süre savunma amaçlı kullanılır. Dönem dönem içerisindeki şapelle birlikte boşaltılır ancak 1755 Lizbon depreminden sonra oldukça büyük ölçüde zarar görür. 19. yüzyılda ise restore edilerek, arkeolojik kazılar yapılmış. Sadece dışarıdan bakmakla yetimebileceğiniz bu kalenin yakınında yer alan Palacio Nacional 1433 yılında yapılmış muhteşem bir saray. Burayı mutlaka gezmelisiniz. Sarayın yakınlarında gözünüze çarpacak olam diğer değişik yapılar ise, keşiş mezarları ve ilginç çeşmeleri.

Sintra şehir gezinizi unutlmaz kılacak bir diğer şey de yine bu civarda bulunan Oyuncak Müzesi (Museu do Brinquedo), Neredeyse 3500 yıla dayanan Mısır dönemi taş oyuncakları gerçekten görülmeye değer. Lizbon’a trenle 45 dakika mesafede bulunan ve çoğu gezgine göre Portekiz’de gezilecek en güzel şehir olan Sintra günübirlik gelinecek bir şehir olmasından dolayı, tahmin edebileceğiniz gibi Pazar günleri inanılmaz kalabalık olmakta.

İnsan kalabalığının yanında bir de kişisel araçlarıyla gelen insanları hesaplayınca durum iyice karmaşıklaşıyor. Bunu özellikle belirtiyoruz çünkü özellikle eski şehirde yayaların yürüyebileceği kaldırımlar son derece kısıtlı, yani yok denecek kadar neredeyse. Bu yüzden arabalara dikkat ediniz ve imkanınız varsa mutlaka hafta içi bir gün gidiniz.

Pena Palace (Palácio da Pena)

wpid-Photo-Jan-28-2013-711-AM.jpg

Pena Sarayı, Sintra şehrinin en yüksek tepesi üzerine 19. yüzyılda yapılmış güzel ve renkli bir saraydır. O kadar yükseğe yapılmıştır ki, zamanında yazın temiz havalarda 28 kilometre uzaklıkta bulunan Lizbon‘dan bakıldığı zaman burayı görebilmek mümkünmüş. Tarihine bakarsak, sarayın bugün bulunduğu yerde önceden Leydi Pena‘ya adanmış bir şapel bulunmaktaydı.

1493 yılında, Portekiz Kralı I. Manuel tarafından bu şapel genişletilerek 18 kişinin yaşadığı bir manastıra dönüştürür ve burası uzun yıllar manastır olarak kullanılır. Yüksek bir tepede kurulduğunu söylemiştik, bunun bir sonucu olarak 18. yüzyılda üzerine büyük bir yıldırım düşer ve buna 1755 Lizbon depremi de eklenince manastır kullanılamaz hale gelir. 1847 yılında, Portekiz Kralı II. Ferdinand tarafından, amatör bir Alman mimara tekrar yaptırılır. Mimar amatördür ancak Ferdinand da bu yeni saray için mimara pek çok konuda brifing verir ve ortaya böyle renkli ve muhteşem bir saray çıkar.

Ferdinand’ın ölümünün ardından saray satılır, ardından Kral Luiz tarafından geri alınır. 1889 yılında ise Portekiz hükümeti tarafından satın alınır ve 1910 yılındaki Portekiz devriminden sonra ulusal varlık listesine dahil edilerek sonraki yıllarda müze olarak ziyarete açılır. 1990’larda ise sarayın boyalarının büyük bölümü akar ve ortaya gri bir saray çıkar. Bunun üzerine orjinaline uygun olarak saray tekrar boyanır.

Sintra’da görülmesi gereken diğer yerler

Vista-Panoramica-Praia-da-Adraga.jpg

Sintra Sarayı, Monserrate Sarayı, Seteais Sarayı, Praia de Adraga, Sintra Dağları, Queluz Sarayı, Sintra Modern Sanat Müzesi, Sintra Doğal Tarih Müzesi