Dakar Gezilecek Yerler

Sadece Batı Afrika'nın değil, Kara Kıta'nın en önemli merkezlerinden birisi olan Dakar'da gezilecek yerleri sizler için aşağıda açıkladık. Tarihi sömürgecilikle birlikte başlayan Dakar, Atlantik Okyanusu'nun kıyısında, Afrika'nın en batı ucu sayılan Cap Vert yarımadası üzerine kurulu. Bölgeye ilk olarak 1444 yılında dönemin sömürgeci süper güçlerinden Portekizliler ayak basmıştır. Portekizliler, Dakar sahiline 2 kilometre kadar uzaklıkta bulunan Goree Adası'nı bir üs haline getirirken insanlık tarihinin en büyük utançlarından birisi olan köle ticareti için burayı merkez olarak kullanır. Goree Adası'ndan da gemilere bindirilen Amerika ve Avrupa'ya götürülür. Portekiz İmparatorluğu'nun politik arenada güç kaybetmesi sonrası ise bölgeye diğer bir sömürgeci güç olan Hollandalılar hâkim olur. Kısa süren bu sürecin ardından ise 1700'lü yıllarla birlikte Dakar ve bölgeye büyük etkiler bırakacak Fransız hâkimiyeti başlar. Bu süreçte 2 bin kişilik bir kasaba görünümünde olan Dakar, 1862 yılında inşa edilen liman ile birlikte hem Batı Afrika'nın dış dünyaya açılan kapısı hem de birçok Avrupalı tüccarın göç ettiği bir nokta olur. 1902'de Fransa Sömürge İmparatorluğu'nun Batı Afrika Kolonisi'nin merkezinin Senegal'in kuzey batı kıyılarındaki St. Louis'ten Dakar'a taşınmasıyla da kent günümüze kadar sürdüreceği başkent unvanına ulaşır. 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanan Dakar'da, Fransız etkisi her alanda hissedilmeye devam etmektedir. Şehirde kölelik ve sömürgecilik döneminden kalma eserlerin yanı sıra birçok cami, mescit, katedral ve kilise de bulunmaktadır. Ayrıca yine Afrika kültürünü yansıtan çok önemli müzeler de mevcuttur. Dakar'ın bir başka güzelliği ise tabiatıdır. Atlantik Okyanusu kıyısında bulunan şehir uçsuz bucaksız plajlara ve etrafında birçok doğal güzelliğe sahiptir.

Dakar Gezilecek Yerler

Senegal'in başkenti Dakar'ın yaklaşık 2 kilometre açığında bulunan Goree Adası'na adım atarak kölelik döneminin acı izlerini görebilirsiniz. Burada bulunan Köleler Evi Müzesi'nde etkileyici bir zaman yolculuğu sizi bekliyor olacak. Dakar'ın hemen kuzeyinde bulunan Pembe Göl (Pink Lake) başta olmak üzere doğal güzellikleri de görmeniz ve kentin hemen yakınındaki Bandia Koruma Alanı’nda mini bir safari yapmanız tavsiye edilir. Ayrıca Bağımsızlık Meydanı, Afrika'nın Rönesans’ı Anıtı, Afrika Anısı Katedrali, Dakar Ulu Camii ve kıtaya dair birçok parçayı barındıran IFAN Afrika Sanatları Müzesi de Dakar seyahatinizde gitmeniz gereken yerlerin başında gelir.

Adını andığımız bu yerlerle ilgili bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.

Dakar Bağımsızlık Meydanı

Dakar Bağımsızlık Meydanı, neredeyse her kentte olan benzerleri gibi Dakar'ın kalbi konumundadır. 1960 yılında beton blokların getirilmesiyle birlikte düzenlemesi başlayan meydanda ülkenin bakanlıklar başta olmak üzere tüm önemli devlet binaları bulunmaktadır. Meydanda ayrıca Fransız sömürge döneminden eserler de varlığını korumaktadır. Fransız Valiliği ve Fransız Ticaret Odası, Bağımsızlık Meydanı'nın hemen etrafındadır. Avrupaî görünümdeki meydanda birçok hava yolu şirketinin ve seyahat acentelerinin ofisleri de yer alır. Çevresinde çok sayıda otele ev sahipliği yapan Bağımsızlık Meydanı, buraya gelen turistler için çok fazla tercih edilen lokasyonlardan birisidir. Atlas Okyanusu’nun da hemen kıyısında bulunan meydandan Dakar'ın birçok noktasına kolayca ulaşım sağlamak mümkündür.

Goree Adası

Senegal_-_Dakar_-_Goree_Dakar.jpg

Goree Adası, Dakar sahilinin 2 kilometre batısında bulunmaktadır. Küçük bir yüzölçümüne sahip olan ada, zamanında köle ticaretinde çok önemli bir merkezdir. Kıtanın batıdaki kapısı konumunda olan adada Afrika içlerinden getirilen köleler, inşa edilmiş mahzenlerde tutulur ve buradan gemilerle Amerika ile Avrupa'ya gönderilirdi. Adaya 1444 yılında ilk ayak basan devlet olan Portekizliler, 1450'da buraya halen ayakta olan küçük de bir kilise inşa etmiştir. Sonrasında bir süre Hollanda ve ardından da 1700'lü yıllarda Fransa'nın hâkimiyetine geçen adada, köle ticareti ayıbının unutulmaması ve nesilden nesile aktarılması için kölelerin saklandığı mahzenler, kötü şartlarda yemek yedikleri kaplar ve prangalar da ziyaretçilere sergilenmektedir. Goree Adası, UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmektedir. Ada’ya yaklaşık yarım kadar sürecek bir tekne yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Goree Adası'nda bulunan heykelleri de inceleyebilir ve turistik dükkânlardan hediyelik eşyalar alabilirsiniz.

Köleler Evi Müzesi

adsiz.png

Köleler Evi, yine Goree Adası'nda bulunan ve Senegal'in tarihinin en önemli yapıları arasında bulunan bir binadır. 1780-1784 yılları arasında Afro-Fransız Metis ailesi tarafından yapılmış olan Köleler Evi, Afrika içlerinden esir alınıp Amerika ve Avrupa'ya götürülecek insanların toplanma yeridir. Genişliği ve yüksekliği 2 metre 60 santim olan daracık odalarda 15-20 kişi tıkış tıkış kalan insanlara, var olan kötü şartlar içinde günde sadece bir kez ihtiyaç izni verildiği bilinmektedir. Bu yapının içinde yapılacak gezinti, köle ticaretinin tüm korkunç yanlarını ziyaretçilere gösterir. Binada bulunan “Geri dönüşü olmayan kapı” (Door of no return) adı verilen çıkış da kölelerin gemilere binip yola çıktığı yer olması bakımından etkileyicidir. Köleler Evi Müzesi, pazartesi hariç her gün ziyarete açıktır.

Afrika'nın Rönesans’ı Anıtı

Monument_de_la_Renaissance_africaine.JPG

Dakar'ın en yüksek tepesine dikilen Afrika'nın Rönesans’ı Anıtı, Senegal başta olmak üzere Afrika ülkelerinin Batı boyunduruğundan kurtuluşunu simgeler. Tek bir taş üzerine dikilen heykel dünyanın bronzdan yapılmış en büyük heykeli konumundadır. Ağırlığı 7 ton olan ve 52 metre yüksekliğindeki heykelde bir volkanın tepesinde yer alan Afrikalı bir aile tasvir edilmiştir. Aile babasının kucağındaki küçük çocuk, aydınlık geleceği gösterirken, anne ise Goree Adası'nın bulunduğu tarafı göstererek geçmişin unutulmaması gerektiğini simgeler. 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanan Senegal'in 50. kuruluş yıldönümü olan 2010'da açılan dev heykeli, mimar Pierre Gudiabi tasarlamıştır. Yapımını Kuzey Koreli mühendislerin gerçekleştirdiği heykelde, babanın başında fes olarak görünen bölüme çıkılıp panoramik bir şekilde Dakar seyredilebilir. 15 katlı anıtın içinde Senegal ve Afrika kültürüne dair heykeller ve tabloların bulunduğu bir müze, Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin lideri Gandhi'nin bir heykeli ve sömürgecilik ve kölelik tarihinin anlatıldığı filmlerin izlenebileceği bir sinema odası da bulunuyor. 198 basamaklı bir merdivenle çıkılan anıtın duvarında ise "Afrikalı genç, eğer bir gün bu anıta yürüyerek çıkmaktan üşenirsen, özgürlüklerini ve hayatlarını feda edenleri düşün!" yazısı dikkat çekiyor. Anıtın bir Afrika ülkesi için yüksek sayılabilecek bir maliyetle 27 milyon dolara inşa edildiğini ve bu nedenle yerel halkın bir kısmından tepki aldığını da ekleyelim. Her gün 09.00 ile 18.45 saatleri arasında ziyarete açık olan anıta yetişkinler 10, öğrencileri ise 5 euro vererek girebilir.

Retba Gölü (Pembe Göl)

Lake-Retba-or-Lac-Rose-senegal.jpg

Dakar'ın kuzey doğusunda ziyaret etmeniz olmazsa olmaz bir doğal güzellik bulunuyor. Retba Golü ya da Fransızca ismiyle Lac Rose (Pembe Göl) Senegal'in barındırdığı en büyük doğa harikalarından birisidir. Pembe sulara sahip olan göl adeta bir tablo gibi varlığını yüzyıllardır sürdürmektedir. Golün pembe renkli olmasının nedeni ise içinde yaşan Duanliella Salina isimli su yosununda gizlidir. Özellikle sıcaklığın arttığı dönemlerde golün rengi iyice belirginleşir. Gölün suları ayrıca yüksek derecede tuz içermektedir. Bu nedenle göl sularına giren insanlar hiç batmadan suyun üstünde kalabilmektedir. Göle ulaştığınızda var olan tekne turlarına katılıp göl yüzeyinde gezinti yapabilirsiniz. Gölün etrafında hediyelik eşyalar alabileceğiniz dükkânlar ve pazar yerleri bulunmaktadır. Retba Gölü, Dakar'a yaklaşık 1 saatlik uzaklıktadır. Dakar'ın şehir merkezinden pazarlıkla anlaşabileceğiniz taksilerle göle rahatlıkla ulaşabilirsiniz. İsteyenler merkezden Massar'a otobüsle giderek buradan gölün yakınlarına minibüslerle ulaşabilir, kalan 5-6 kilometrelik mesafeyi de yürüyebilir.

Afrika Anısı Katedrali (Cathedrale du Souvenir Africain de Dakar)

Dakar_cathedrale.jpg

Afrika Anısı Katedrali, Dakar'ın en önemli tarihî yapılarından birisidir. Katedral 1929 yılında Fransa'nın başkenti Paris'in başpiskoposu Kardinal Verdier'in talebiyle mimar Charles Albert Wulffleff tarafından tasarlanmıştır. İnşaatının ardından ise yine Kardinal Verdier tarafından 1936 yılında kutsanarak ibadete açılmıştır. Bir camiyi andıran katedralin yapım aşamasında kullanılan malzemeler oldukça dikkat çekicidir. İnşa sürecinde mermerler Tunus'tan, kum taşları Afrika'nın doğusundaki Sudan'dan, tahta döşemeleri Gabon'dan, granit plakaları ise İngiltere'den getirilmiştir. Haç şeklindeki binanın üstünde 20 pencereye sahip bir kubbe bulunmaktadır. Katedral’in ön cephesinde bulunan melek heykelleri Fransız kadın heykeltıraş Anna Quinquaud tarafından yapılmıştır. Afrika Anısı Katedrali, Dakar'ın Cumhuriyet Caddesi üzerinde Hıristiyan Mezarlığı üzerinde ziyaretçilerini beklemektedir.

Dakar Ulu Camii

Nüfusunun çoğu Müslüman olan Dakar'ın en başta gelen ibadethanelerinden birisi Ulu Camii'dir. Şehrin tam merkezinde yer alan ve mimarisiyle göz dolduran cami, Fransız ve Fas mimarların ortak çalışmasıyla tasarlanmıştır. 1964 yılında Fas Kralı II. Hasan ve Senegal Cumhurbaşkanı Léopold Sédar Senghor'un katıldığı törenle ibadete açılmıştır. Fas'ın Kazablanka şehrinde bulunan 5. Muhammed Camii'nden esinlenerek yapılan eser, yapıdan bağımsız olan uzun minaresiyle dikkat çeker. Minare 67 metre yüksekliğindedir. Dakar Ulu Camii'nde devlet büyükleri Cuma ve bayram namazlarını kılarak halkla buluşmaktadır. Caminin taş oyma ve kapı işçilikleri oldukça şaşaalıdır. Cami’nin külliyesinde Dakar İslam Enstitüsü ve Naef Ben Abdelaziz Kütüphanesi de bulunmaktadır. Enstitüde birçok öğrenci öğrenim görmektedir. Kütüphanede ise İslam dini üzerine birçok yazılı eser bulunmaktadır.

IFAN Afrika Sanatları Müzesi

IFAN Afrika Sanatları Müzesi, Dakar'da bulunan en büyük sanat müzesidir. Nasıl Goree Adası'ndaki Köleler Evi Müzesi, sömürgecilik ve kölelik tarihine dair dehşet verici kalıntılar barındırıyorsa bu müzede ise Afrika kıtasının sanatına dair çok değerli parçalar bulunmaktadır. Müze, Afrikalı sanatçıların eserlerini tanıtmayı ve korumayı amaçlamaktadır. 1936 yılında kurulan müzede Senegal, Gine Bissau, Fildişi Sahili, Togo, Kamerun ve Sierra Leone başta olmak üzere Afrika kıtasının birçok bölgesinden el yapımı eserler sergilenmektedir. Müzede sanat eserlerinin yanı sıra geleneksel silahlar, müzik aletleri, maskeler, takı ve mücevherler ve de çok önemli kültürel izler de yer almaktadır. Müzenin ikinci katı ise geçici sergilere ev sahipliği yapar. 2 saat kadar zaman ayırmanın yeteceği müzede tüm tanıtım yazılarının Fransızca olması sebebiyle bu dili bilmiyorsanız rehber ile dolaşmanız önerilmektedir. Müze her gün 08.30 - 12.30 ile 14.00 - 18.30 saatleri arasında açıktır. Müzeye yetişkinlerin giriş bedeli 600 Batı Afrika CFA frangı, çocukların ise 350 Batı Afrika CFA frangıdır. Müzede fotoğraf makinesine izin verilmemektedir.

Reserve de Bandia

Giraffe_nella_riserva_di_Bandia_in_Senegal.JPG

Afrika'yı ziyaret edenlerin aklına ilk gelen tabii ki belgesellerden izlediğimiz o meşhur vahşi hayatıdır. Senegal'in başkent Dakar'a geldiyseniz ve bir safari yapmadan dönmeyeyim diyorsanız eğer Reserve de Bandia sizin için biçilmiş kaftan. Kentin 65 kilometre uzağında bulunan Reserve de Bandia, bir doğa parkıdır. 3 bin 500 hektar büyüklüğünde olan alanın kuruluşu 1981 yılına dayanır. Bandia'da Senegal'de yaşayan 120 tür kuşu barındıran Ulusal Kuş Parkı, bunun yanı sıra da Afrika yaban hayatının bir klasiği olan gergedanlar, zürafalar, antiloplar, ceylanlar, bufalolar, aslanlar, kaplanlar, çakallar, zebralar, devekuşları, maymunlar, dev kaplumbağalar ve timsahlar gibi birçok tür bulunmaktadır. Parka yaklaşık bir buçuk saatlik bir taksi yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Parka giriş ücreti, yetişkinler için 18,5, çocuklar için ise 10,5 euro’dur. Araçla girişin 15 euro olduğu parkta, safari araçlarından 11 koltuklusu 61 euro, 25 koltuklusu ise 91 euro’dur. Zorunlu olan kılavuz ücreti ise 10 euro olarak belirlenmiştir.